Devlet Yatılılık ve Bursluluk Sınavlarını hak eden kazansın

Feridun Ağabey; geçtiğimiz hafta Devlet Yatılılık ve Bursluluk Sınavı sonuçları açıklandı. 5. Sınıf tavan puanı 450 idi. Kardeşim 416 puan ile kazanamazken öğretmen çocukları 310 puanla burs almaya hak kazandılar. Bu haksızlık olmuyor mu? Öğretmenler bu ülkenin vatandaşı da, diğer meslek grupları değil mi? Öğretmen maaşları çok mu düşük? Ortalama bir öğretmen maaşı 3.500/4.000 lira iken, asgari ücret 1.600 lira. Mademki bu puanla da burs verilebiliyor, asgari ücretle ev geçindiren, inşaatlarda günlük yevmiye ile çalışan binlerce vatandaşımız var, onlara ayrıcalık tanınsa daha iyi olmaz mı? Zaten bu sınavlar, dar gelirli ailelerin çocuklarına yardım maksadıyla yapılmıyor mu? Çocuklarımızın bu şekilde ayrıştırılarak mağdur edilmesini istemiyoruz. Mademki bir sınav yapılıyor hak eden kazanmalı! Devlet büyüklerimizden, özellikle de Millî Eğitim Bakanımızdan bu konuya el atmasını arzu ediyoruz. Sesimizi Sayın Bakanımıza duyurursanız çok seviniriz.

 

 

 

Feridun Ağabey buradan sizin aracılığınızda Türk Telekom’a çağrıda bulunmak istiyorum. Reklam yapmak iyi güzel ama asıl büyüklük hizmet kalitesiyle olur. Ben dağ başında değil tam şehir merkezinde oturuyorum fakat internet neredeyse her 30 dakikada bir kesintiye uğruyor. Mobil hat kullanıyorum net konuşamıyorum. Bu sıkıntılarımdan dolayı müşteri hizmetlerinizi arıyorum. Baksınlar en az 50 tane “arıza” kaydım var. Ama bir türlü verim alamıyorum. Madem bu kadar sorun yaşıyorum bari iptal ettireyim diyorum o zaman da “buradan iptal edemiyoruz, genel müdürlüğe gitmeniz gerekiyor” diyorlar. Ben de soruyorum. Her türlü “para” ile olan işlemleri siz yapıyorsunuz da müşteri memnuniyetsiz olunca “iptal” etmek istediğinde niye onu genel müdürlüğe yönlendiriyorsunuz? Bu mudur müşteriye hizmet? Bu mudur hizmet anlayışı? Bir de “cayma bedeli” ödemem gerekiyormuş. Yani müşteri olarak bu tür aksaklıkları yaşamaya mahkûm muyum? Düzgün hizmet alamadığım zaman müşteri olarak niçin iptal ettirme hakkım olmuyor? Lütfen müşterilerinize sunulan hizmet kalitesini reklamlardaki kalitenizin seviyesine çıkartın, iptal etmek isteyenlere de zorluk çıkarmayın.

 

 

 

Feridun Ağabey, mahalle bakkalı olarak kendi hâlinde çalışan bir esnafım. Baba dostu diyerek insanlar geliyor. Veresiye alışveriş yapıyorlar. Kimi çocuğuna süt alıyor, kimi evine salça alıyor, yağ alıyor şeker alıyor. “Ağabey ay başında” ödeyeceğiz diyerek alıyorlar. Deftere yazıyorum ama ay başı geldiğinde ödeyebilenlerin sayısı üçü beşi geçmiyor. Çoğunluğu ödeyemez durumda. Alacaklarımı alamayınca ben de toptancıya karşı mahcup oluyorum. Tamam her birinin kendine göre bir bahanesi var. Her biri kendine göre bin türlü bahane üretiyor. En kısa zamanda ödeyeceğim diye söz veriyorlar. Ama söz verdikleri zaman geldiğinde sözlerini yerine getiren yok. Ama benim toptancıya karşı 'hal'e karşı öyle deme şansım yok. Ödeyemediğim zaman ürün alamıyorum. Ama “param gelecekti gelmedi” diye konuşamıyorum. Ne yapacağım bilemiyorum. Vermesem bir türlü versem bir türlü; bu veresiye bizi batıracak Ağabey!..