Çocuklarınıza merhametli olun, sevginizi gösterin

A -
A +

Feridun Ağabey, ben mi istedim dünyaya gelmeyi? Kendimi bildim bileli evde herkes beni itip kaktı. Hiçbir şeye hakkım yokmuş gibi davrandılar bana. Sonra koca kız oldum. Annem de babam da ağabeylerim de bana en ufak bir sevgi göstermedi. Annem benden rahatsızlığını senin yüzünden hayatımı yaşayamıyorum diyerek belirtirken, ağabeyim de yüzüme karşı sen ölsen de mirasın bize kalsa diye beni aşağıladı! Şaka değil gerçekten söylüyordu...

Yaşama sevgimi kaybettim inanın. Bu mudur annelik babalık, bu mudur ağabeylik? Sonra onlardan kurtulmak istercesine bulunduğum şehirden çok uzaklarda bir yere gelin gittim. Gelin gittiğim yerde kocam da dâhil kimse bana teselli vermedi. “Sen kendin geldin” diye görümcelerim kaynanam beni ötekileştirerek konuşurlarken, kocam ise evde var mıyım yok muyum hiç umursamıyor… Annem babam eğer biraz ilgilenirlerse bırakır gelirim düşüncesinden midir nedir, beni çektiğim çileyle baş başa bırakmış durumdalar... Gittiğim aileden, eşimden biraz dert yanacak olsam, “otur oturduğun yerde, zamanla alışırsın” diyorlar… Bir evin bir kızı olmama rağmen ne abilerim ne ailem evlendikten sonra da ne kocam ne kocamın ailesi bana insanca muamele etti!..

Şimdi bir kızım var… Onu yetiştirmek için katlanıyorum her şeye… Ama annem babam kardeşlerim sonra da ailem ve eşime kırgınım… Ne olur çocuklarınızı sevin, sevdiğinizi onlara belli edin… Onlara mal bırakmak, mülk bırakmak değil merhamet bırakın, insanlık bırakın sevgi bırakın… Ben kızımı seviyorum ve ona sevgimi hep vereceğim…

       Rumuz: “Üzgün”-İstanbul

 

 

Alışılamamış bir alışkanlık: Okumamak...

 

“İnsanoğlu, yolda yürürken gözünün önünden onlarca şekil ve şemalar geçer onlarca adım atar bir sürü yere gider gelir. Farklı kaldırımlara basar. Merak ediyorum acaba hangimiz bastığımız yerin tam farkına vararak yürüyoruz ya da kaçımız belki de üzerine basmış olabileceğimiz şeylerin farkındayız? Durun siz söylemeden ben diyeyim, bir elin beş parmağını geçmez, geçmeyecek de. Çünkü "bakar kör" tabiri bizim toplumumuza cuk diye oturmuş ve öyle de kalmış bir tabir gibidir.

Okumadan bakmadan görmeden gittiğin yol cehalet yoludur âmâ yoludur. Sen aslında gideceğin yolu da bilmiyorsun demektir. Ama bakarak görerek yürürsek hem önümüzü görmüş oluruz hem ufkunuzu doyurmuş oluruz. Yeni insanlar tanıyıp insan edinmiş oluruz. Farkındalık oluştururuz. Bugün en ileri ekonomiye sahip ülkelerin okuma oranlarının katbekat daha fazla olması tesadüf olamaz. Mesela bir gazete kupürünü alıp okuya okuya gitsek daha ferah bir yol olmaz mı? Bence en güzel arkadaş en güzel eştir o kitap. Bir kitap eşittir bir insan hayatı. Aslında sen bir insanla yürümüş olacaksın. Belki de fiilî varlığından daha fazla faydalanacaksın. Kişiye göre değişkenlik gösterir ya da göstermez onu da bilemiyorum. Ama tek bildiğim eğer bakmıyorsan görmüyorsan okumuyorsan, gittiğin yolun yol olmadığı, senin gittiğin yolun bir karanlık kuyuya gittiğidir.

Çocuklarımıza kardeşlerimize en azından gelecek nesli ipten almak uğruna bu alışılamamış alışkanlığı yok edip okumayı aşılayıp okuma alışkanlığını kazandırmak olsun görevimiz.”

        Berna Beyaz-İstanbul

  

 

 

Kripto spekülasyonu üzerine...

 

FED en büyük parayı kriptolar ile sildi. Neden çok yüksek faiz artırıp dünyayı ve kendini durgunluğa soksun-dengelerini bozsun-. Azıcık azıcık çene ile götürecek. Fiş çekilince buharlaşan sanal paraya vur-1 trilyon doları 1 gecede sistemden çek. Bitcoin ne-Eteryumun tonu kaç para-Kim veriyor bu değeri-Sanal sanal-Sanıyorlar işte-Param var sanıyorlar-Bakmışsın buhar zamanı gelince gene gel gel-Sonra saadet zinciri...  Covid zamanının uçan kaçanı şimdinin dolar süngeri...

         Kadir Razlık

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.