Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum'a arz ederiz
7 Eylül 2022 02:00 | Güncelleme :2 Ekim 2023 19:45
Feridun Ağabey, biz 35 yıllık Türkiye gazetesi okuru bir aileyiz. Gazetem aracılığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum'a mağduriyetimizi iletmek istiyorum. Talimat vereceğini ve sorunumuzu çözeceğine inanıyorum. Gerçekten çok çalışkan ve vatandaşa önem veren Saygıdeğer Bakanımıza sonsuz güvenim var.
Abiciğim, Kastamonu Araç ilçesi Çaykaşı köyü Telli Mahallesinde babamız rahmetli Mustafa Kalkan'ın çok emekler vererek yaptırdığı evimiz tehlikeli durumda. Mahalle çeşmemizin oluk devamlı akan ayak suyunu bizim evin önüne doğru salmışlar. Biz çocukken başka yöne akıyordu. Evimizin önü bataklık eve girmekte zorlanıyoruz. Ayak bileklerine kadar balçık çamura saplanıyoruz. Bahçemiz bataklık, meyvelerimize gidemiyoruz. Evimiz sol tarafa doğru kaymış, içeride geniş çatlaklar var. Evimizin önünde seyirlik muhteşem manzarası olan harmanımıza geçemiyoruz. Kimse de bize gelemiyor. Köyümüze asfalt yapılmış, paket taşlar döşenmiş, yolumuz şahane, doyumsuz manzara eşliğinde yol alıyoruz. Ama bir tek bizim evimiz bataklık içinde kalmış. Muhtarımız Şenol Sarışen Bey çok çalışkan koşturan bir muhtar.
Mahalle sakinleri, akrabalarımız onlar da bu duruma çok üzülüyorlar ama sorunu çözemedik. İlçe Özel İdareyi aradık, geldiler ama çözüm olmadı. İstanbul'a geldim İl Özel İdare’yi aradım günlerce tam yetkili birine ulaşamadım. Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Planıyla gönlümüzü şad eden Sayın Bakanımızdan bir talimat bekliyoruz. Ne olursunuz, annemizin babamızın kabirlerini ziyaret etmek istiyoruz. Bu sorun yüzünden gidemiyoruz. Saygılarımla...
Rahmetli Babamız Mustafa Kalkan Lakabı 'GÜDÜBAL'ın Evlatları İslam Kalkan-Azize Karagül
CİMER’in aksayan tarafı konuyu şikâyet edilene havale etmesi
“Feridun Ağabey merhaba, 2 Eylül tarihli gazetemizde 2 aylık kocası tarafından katledilen bir gelinin dramatik haberini üzüntüyle okudum. Haberde kızın ailesi damadın psikolojik sorunları olduğunu, defalarca hastanede yattığını düğünden sonra öğrendiklerini, böyle birine evlenebilir raporu verilmemiş olsa bu cinayet işlenmezdi dedikleri yazılı idi. Bu haber bana Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından her ilçeye evlilik okulu açılması konusundaki CİMER'e 27.7.2019’da gönderdiğim dilekçeyi hatırlattı. Maalesef CİMER’in aksayan tarafı konuyu şikâyet edilene havale etmesi. Aile bakanlığı bana alakasız bir cevap verdi ve kendi anlayışına göre konuyu kapattı ama Türkiye’nin en önemli problemlerinden biri olarak bu konu çözüm beklemeye devam ediyor. Dilekçemi bilgi için size de gönderiyorum.
“Sayın Cumhurbaşkanım, mutlu toplumlar, mutlu ailelerle var olabilir! Boşanmaların, hatta adli olayların temelinde eşlerin anne ve babalarının evliliğe olumsuz etkileri yer almaktadır. Türkiye’de Aile, Çalışma ve Sos. Hiz. Bakanlığı adında bir bakanlık vardır ve yeniden yapılandırılması gereklidir. Bakanlık her ilçede evlilik okulları açmalıdır. Evlenecek gençler (ve sağ ise anne ve babaları) ayrı ayrı bu okullardan alınacak belgeleri nikâh memurluğuna vermelidir. Okulda eşlerin ve ailelerin kurulacak yeni yuvaya olumlu katkı vermelerini sağlayacak eğitim verilmelidir. (Türk aile yapısına uymayan, feminist, kadını evinden uzaklaştıran söylemler olmamalıdır.) Eğitim kısa ve uzun program şeklinde iki çeşit olmalı, uzun program tavsiye edilmeli ama mecbur edilmemelidir. Uzman psikiyatrist ve psikologların görev yapacağı okullarda adayların adli sicilleri ve SGK kayıtlarından bedeni ve ruhi geçmişi görülebilmelidir. Müracaat sırasında adayın ruh sağlığını tespite yarayan kısa bir test yapılmalı, test sonucu olumsuz çıkanlar, adli sicili bozuk olanlar ve bedeni ruhi geçmişi problemli olanlar direkt uzun programa kaydedilmelidir. Okuldan verilecek belgeler ile nikâh memurluğunda işlem yapılabilmelidir. En azından belgelerde olumsuz bir tespit varsa eşlere müstakbel eşi veya anne babasının evliliğe olumlu katkı sağlamayacağı bilgisi verilmeli; bu bilgiye rağmen evlenmek isteyenlere de mâni olunmamalıdır. Bu okulların varlığı hastane ve adliyelerdeki yoğunluğu da azaltacaktır. Saygılarımla...”
Elvan Küçük