İyi ki Millî İstihbarat Teşkilatı var

A -
A +
FETÖ’cü Tuğgeneral Serdar Atasoy... Bu ismi bugünlerde gazete ve televizyonlarda duymuşsunuzdur.
Ankesörlü telefon ve ardışık arama sonrası ortaya çıkarılan FETÖ’cülerden Atasoy... MİT’in yakaladığı FETÖ’cülerden biri. MİT bu ismi tespit edince Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na "FETÖ ile irtibatı var" diyerek bildiriyor. Sonra Başsavcılık devreye giriyor ve tutukluyor. 
Atasoy Ağustos 2020'de yapılan Yüksek Askerî Şûra'da tuğgeneralliğe terfi ettirilerek, Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'na atanıyor.  Ancak FETÖ'nün gizli sorumluları ile ankesörlü telefonlar üzerinden geçmişte görüştüğü tespit edilince göreve başlamasına izin verilmiyor. Başka pasif görevlere atanıyor. 2 Kasım 2020’de kendi isteğiyle emekli oluyor...  
Darbeci Cemil Turhan da ele geçirilen 139 kişilik Cumhurbaşkanlığı yaver adayları arasında 10. sırada yer alıyordu. Peki Serdar Atasoy’un geçmişi nasıl? Savcılığa verdiği ifadede şöyle diyor: 
“Yavuz (kendisinden sorumlu imamın kod adı) bizlere sorulabilecek soruların bulunduğu testleri getirirdi. Mülakatta bizlere sorabilecekleri soruları sorardı. Cemaatle bağlantısı olmayan bir dershaneye kaydımız yaptırıldı. 1991 yılında Kara Harp Okulu’nu kazandım. Okul boyunca bizimle sadece Yavuz ilgilendi. Ayda bir veya iki ayda bir Ankara’ya gelirdi. Demetevler’deki eve sivil kıyafetli gelmemizi, elbiselerimizi kafelerde değiştirmemizi, okulda ima yolu ile (göz) namaz kılmamızı söylerdi...
1995-1996 yıllarında Tuzla Piyade Okulu’nda eğitim aldım. Bu dönemde Yavuz beni Altunizade’de bulunan FEM Dershanesi’nin en üst katına, Fetullah Gülen’in yanına götürdü. İlk başta büyük bir salonda namaz kılındı ve akabinde beni küçük bir odaya götürdüler. Burada Fetullah Gülen bana o dönem rütbem olan teğmen, yani tek yıldızı taktı ve elini öpüp ayrıldım...”
Peki okul bitip göreve başlayınca ne oldu? Kendisinden dinleyelim:
“Daha sonra İstanbul’da fabrikası bulunan Emre isimli kişi örgüt içinde benden sorumlu oldu. Bu şahıs Fetullah Gülen’in doktoru olan Kudret Ü.’ın kızıyla evliydi. Ankesörlü hatlar üzerinde irtibat kuruyorduk. Emre ile ayda bir evinde görüşürdük. Askeri personel hakkında, ‘Dine bakış açısı nedir, paraya önem verir mi, sigara, alkol kullanır mı, gece hayatı var mıdır’ gibi konularda benden bilgi alırdı.
2003 yılında yurt dışı görevine Bosna Hersek’e gittim. Kurmaylık sınavlarından hemen önce Türkiye’ye geldim. Kavacık’ta bir eve çağırıp soruların büyük bir kısmını verdiler. Benim gibi kazanan iki kişi ile grup yapıp 'Çetin' kod adlı örgüt sorumlusuna devrettiler. Çetin bizden maaşımızın 10’da birini isterdi. Toplantılarda bizden öğrenciler ve akademisyenler hakkında bilgi sorardı...”
Katalog evlilik yaptı mı? Buna da şöyle cevap veriyor:
“Katalog evliliği için Ç. birkaç fotoğraf getirdi. Bu resimlerdeki kişilerle görüşmelerimiz olumlu sonuçlanmadı. Akrabalarım vasıtasıyla eşimle tanıştım ve evlendik. Eşim benim örgüt içinde olduğumu biliyordu. 2006-2008 yıllarında benimle ilgilenen İ. isimli şahsın evine arada gelirdi. 17-25 Aralık olduktan sonra eşim görüşmelere gitmemi istemiyordu...” 
2012’den sonra ne yaptı Serdar Atasoy:
“2012 yılında Kıbrıs’a tayinim çıkınca, Kıbrıs’tan Ö.K. adlı şahısla tanıştırıldım. Kıbrıs’a gidince kendisini orada bulunan ankesörlü hattan aradım. Ö.K. tugaydaki tüm rütbeli subaylar-astsubaylar hakkında detaylı bilgiler isterdi. Laptopunda alayda bulunan herkesin bir dosyası vardı. Diğer örgüt abileri gibi içki şişelerinin boşlarını kapının önüne koymamızı isterdi. Bu dönemde taburumda görev yapan bazı subayların sicillerinin düşük verilmesi gibi olmayacak istekleri oldu. Sebebini sorduğumda bana ‘bu adamlar kötü seni ilgilendirmez bunların orduda olmaması gerekiyor' dedi. 
Örgüte himmet verdiğim için eşim ile boşanma aşamasına geldim. 17-25 Aralık olaylarında gerçek yüzlerini daha iyi anladım. Orduda çok başarılı sözleşmeli bir subay olan T.’ye düşük not vermemi istediler. Karşı çıktım ve tam puan verdim ama bu subay çok iyi dereceye rağmen elendi. Örgütten soğudum. Görüşmemeye başladım. Bangladeş’teyken örgütün okulunda öğretmen olarak çalışan B. benden sorumluydu. B. birçok kez, gitmem hâlinde örgütten şefkat tokadı yiyeceğimi ve işlerimin iyi gitmeyeceği konusunda tehdit etmişti...” 
Bakın 15 Temmuz’un üzerinden 4,5 yıl geçti ama hâlâ FETÖ’cüler var. Geçenlerde Tuğgeneral Serdar Atasoy dahil 4 kişi gözaltına alındı. Diğerleri eski Millî  Savunma Bakanlığı Personel Daire Başkanı Tuğgeneral Nuri Cankıymaz, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında FETÖ’nün sözde atama listesinde ismi yer aldığı gerekçesiyle hâlâ yargılaması süren eski Tuğgeneral Celalettin Çoban’dı. Operasyon kapsamında gözaltına alınan mahrem imam Y.Ö.’nün de özel bir şirkette çalıştığı öğrenildi... 
Bunların hepsini bulan MİT. Hakkını teslim edelim ki, MİT sağlam çalışıyor. Ama tehlikenin geçmediğinin de farkında olalım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.