‘Kullanışlı aptallar’

A -
A +
  Banka soyacak kadar militan olan kıdemli solculardan Hikmet Çiçek "FETÖ'nün Solcuları" diye bir kitap çıkarmış. Ne yazdığını tahmin etmek hiç de güç değil! Vaktinde FETÖ'nün taraftar devşirmek için tertiplediği Abant Platformu'na katılan Ertuğrul Günay, Toktamış Ateş, Ahmet Altan, Ufuk Uras, Cengiz Çandar ve Oral Çalışlar gibi döneklikle suçladığı isimleri sıralamış. Kemalist yazarlar, kitabı tanıtım yarışına girdi. Onlardan biri Cumhuriyet'in yayın yönetmeni Aykut Küçükkaya idi. Küçükkaya köşesinde "Fethullah Gülen örgütünün eski solcuları avlaması kolay oldu. Abant Platformu’nun toplantılarında verilen dolar dolu zarflarla başlayan ilişkiler, Gülen’in gazetelerinde köşelere, TV’lerinde programlara ve elbette oldukça yüklü maaşlara dönüştü. Onlar 'kullanışlı aptal' olurken, Cumhuriyet’in simge ismi İlhan Selçuk 'Tehlikenin farkında mısınız' diyordu" diye yazdı. Doğrudur, bu FETÖ denilen organizasyon başta kendi bağlıları olmak üzere sağ, sol, liberal herkesi kandırdı ve kullandı. Ama Küçükkaya'nın kendi gazetesi bu işten azade değil ki... Aksine 17-25 Aralık yargı darbesinden sonra herkes 'tehlikenin farkına' varırken, Cumhuriyet bunlara alkış tutmadı mı? FETÖ savcılarıyla boy boy röportajlar yapmadı mı? Devlet, örgütün kanallarına kayyum atarken "Darbe gibi" diye manşet atmadı mı? "Gün, birlik günü" diyerek herkesi tek ses olmaya çağırmadı mı? Ayrıca kimin eski yayın yönetmeni casusluktan suçlandığı için firari? Ki o bile hapisten çıkmak için 40 gün boyunca manşet attırarak kendi gazetesini kullanmadı mı? Türkiye'deki bütün darbe ve darbeciklerde bir şekilde ‘Cumhuriyet’çilerin parmağı olmasını, yazar ve çizerlerin darbelere zemin olan toplumsal olaylarda gönüllü postacılık yapmasını ("Genç Subaylar Tedirgin" manşetini unutmuş değiliz) hiç söylemiyorum. 'Kullanışlı aptal' olmak için ille de ideoloji birlikteliği gerekmiyor!     O 'posta' kim?   İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TGRT Haber'de Yücel Koç, Cem Küçük ve Süleyman Özışık'ın sorularını cevaplarken "Size bir ufak ipucu vereyim. FETÖ tartışmaları geçen hafta bir iki kişi tarafından maniple edildi. Onların Türkiye'deki bir ülkenin büyükelçiliğiyle sıkı ilişkileri var. Fikri takip yapıp bulabilirsiniz Meseleleri sulandırmaya çalışıyorlar" dedi. Tartışma maddesi çok olunca bu bomba açıklama arada kaynadı. Adresin ABD Büyükelçiliği olma ihtimali yüksek. Peki o sıkı ilişkileri olan kişi kim? Bir tahminim var ama emin olmadan yazmak doğru değil. Elbette çıkacak.     O gassalin önüne geleceksiniz!   Sağlık Bakanlığı, Covid-19 ile mücadele eden personele değişik oranlarda ek ödeme yapılmasına karar verdi. Yardımcı hizmetler personeline (hizmetli, hasta bakıcı) ve gassallere (ölü yıkayıcılar) yüzde 100 zam verildi. Tabipler için yüzde 36 ile yüzde 50 arasında artış yapıldı. Sözcü "Doktora yüzde 16, imama yüzde 100 zam" diye manşet attı. Alt tabakadaki gariban hizmetlilere; en yakınının bile yaklaşmayı istemediği kişilerin cenazesini yıkayan az sayıdaki emekçi gassallere verilen üç kuruşa laf ediyorlar. Güya bunlar halkçı! Ama hiç çarpıtmayın etmeyin, bir gün o gassallerin önüne geleceksiniz.   ‘Kullanışlı aptallar’   Hazine üstündeki fakirler   Geçmiş tarihlerde gazetelerde İzmir mahreçli enteresan bir haber çıkmıştı. Şöyle ki; bir aile, üç nesildir fakirlik içinde yaşadıkları gecekondularını satışa çıkarırlar. Üç kuruşa tapuyu alan müteahhit, apartman dikmek maksadıyla kepçeyi vurur vurmaz büyük bir küp içinde hazine bulur. Yıllarca altının üstünde yaşayıp fakirlikle boğuşan ailenin bahtsızlığı mıdır, yoksa müteahhidin kısmeti midir bilinmez... Şu İstanbul'un, bilhassa da Tarihî Yarımada'nın hâlini gördükçe aklıma hep bu haber gelir. Kadim İstanbul, biz kültür fakirlerinin üstünde tepindiği bir hazine gibi... Surlar, camiler, hanlar, medreseler başka bir milletin elinde olsa, İstanbul'u dünya turizminin merkezi yapardı. Bakın komşumuz Yunanistan. Bir Akropolis'ten voleyi vuruyor. Peki cevherlerimizi tanıtım yolunda gayret yok mu? Var elbette. İstanbul'un birçok nadide kültür varlığına ev sahipliği yapan Fatih Belediyesi, Yedikule Hisarı'nı Kültür Bakanlığı'ndan devralarak restore etme kararı aldı. Başkan Ergün Turan, heyecanını paylaşmak üzere bir grup gazeteciyi hisarda ağırladı. Daha çok "Genç Osman'ın şehit edildiği yer" olarak hafızamızda yer edinen hisarın, filmlere, dizilere, romanlara konu olacak cinsten inanılmaz bir hikâyesi var. Mesela fetihten sonra Osmanlı hazinesi burada muhafaza edilmiş. Daha sonra elitler hapishanesine dönüştürülmüş. Trabzon Rum İmparatoru Kommenos'tan Gürcü Kralı Simon'a, Abbasi soyundan gelen son halife Mütevekkil'den Kırım Hanı Selim Giray'a, Sultan II. Osman'dan Çandarlı Halil Paşa'ya, Eflak Boğdan beylerinden Macar elçilerine nice ünlüler yatmış... Yani burada birçok milletin hatırası var... Hisar'ın çehresi düzeltilmiş. İçindeki Fatih Camii yeniden ihya ediliyor. Başkan Turan sponsorluklara açık olduklarını ifade ediyor. Eski İstanbul'u ihya etmek bir ilçe belediyesinin omuzlarına yüklenmeyecek kadar büyük bir iş. Keşke topyekûn bir seferberlik başlatılsa. Keşke...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.