Kim zalim?

Efem rivayet bu ya, dünya çapında bir anket yapılmış. Tek bir soru sorulmuş: "Lütfen dünyanın geri kalan kısmındaki yiyecek eksikliğine bir çözüm ile ilgili kişisel görüşünüzü dürüstçe belirtiniz." Anket büyük bir başarısızlıkla sonuçlanmış. Çünkü;
-Afrika’da insanlar "yiyecek" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
-Batı Avrupa'da insanlar "eksiklik" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
-Doğu Avrupa'daki insanlar "kişisel görüş"ün ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
-Orta Doğu'da insanlar "çözüm"ün ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
-İsrail'deki insanlar "dürüstlük" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
-Ve Amerika’daki insanlar "dünyanın geri kalan kısmı"nın ne anlama geldiğini bilmiyorlar…

            ***
ABD Başkanı Joe Biden, 1915 olaylarını 'Ermeni Soykırımı' olarak tanımladı.
“Tarihi onaylıyoruz. Bunu suçlamak için değil, asla tekrarlanmamasını sağlamak için yapıyoruz" açıklamasında bulundu ya hani. ABD ‘soykırımdan’ bahsetmeden ve ‘tekrarlanmamasını’ salık vermeden önce tekrarlı suçlarla dolu kendi kirli geçmişine bakmalı. Buyurun tarihte yaşanmış ABD işgal ve soykırımları;
-1830 Kızılderili Tehcir Yasası: 100 milyon kişi.
-1945 Hiroşima 140 bin kişi.
-1945 Dresden Katliamı 200 bin kişi
-1950 Guatemala Katliamı 200 bin kişi.
-1959 Küba İşgali 60 bin kişi.
-1960 Kongo İşgali 3 milyon kişi.
-1965 Endonezya Katliamı 180 bin kişi.
-1965 Kamboçya ve Laos Katliamı 1 milyon kişi.
-1975 Vietnam İşgali 3 milyon kişi.
-1974 Arjantin Katliamı 30 bin kişi.
-1977 El Salvador Darbesi 70 bin kişi.
-1981 Nikaragua İç Savaşı 50 bin kişi.
-1983 Grenada İşgali 300 bin kişi.
-1989 Panama İşgali 3 bin kişi.
-1991 Irak İşgali 1 milyon kişi.
-1992 Bosna Hersek 250 bin kişi.
-1998 Sudan Saldırısı Katliamın bilançosu bilinmiyor...
-2001 Afganistan İşgali 150 bin kişi.
-2003 Darfur Darbesi 300 bin kişi
-2011 Arap Baharı 1 milyon kişi
              ***
Abbasilerin ünlü halifesi Harun Reşid zamanında yaşamış olan Behlül Dânâ, dönemin evliyasındandı. Zaman zaman aklından zoru olan kimselere has tavırlar takınır, herkes de bundan dolayı kendisini “meczup” sanırdı. Ancak bunu maksatlı yapardı. Behlül Dânâ hazretleri daima Harun Reşid’in yakınında bulunur, çeşitli sebeplerle onu uyarırdı. Bir gün Behlül Dânâ hazretleri, üstü başı toz toprak içinde uzun bir yolculuktan gelmiş olmanın belirtileri ile Harun Reşid’in huzuruna çıktı. Harun Reşid sordu:
- Bu ne hal Behlül, nereden geliyorsun?
- Cehennemden geliyorum ey hükümdar.
- Ne işin vardı cehennemde?
- Ateş lazım oldu da ateş almaya gittim.
- Peki, getirdin mi bari?
- Hayır efendim getiremedim. Cehennemin bekçileri “Herkes ateşini dünyadan kendisi getirir” dediler!..


Ninem diyor ki; Zulüm ile abad olanın akıbeti berbad olur.