Düelloyu kim kazanacak? FENERBAHÇE Mİ BÜYÜKEKŞİ Mİ?

A -
A +

Kulüpler Birliği Maslak'da toplandı, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un da katıldığı iki buçuk saatlik görüşmenin kulis arkasında "Seçim" konuşuldu hem TFF hem de Kulüpler Birliği seçimi. Yazarımız Hasan Sarıçiçek'e "Kim kazanacak?" diye sorduk ve bakın neler anlattı: 

 

++++  

 

 

Şaşıyorum; koskoca Türk futbolunda hukuk bilen bir Allah'ın kulu yok mu?

Niye susarlar? 

Niye adil olmayı ve objektifliği talep etmezler? 

Niye birbirine inanıp güvenmek varken öküz altında buzağı arayıp, birbirlerini ateşe atarlar? 

Özetle hayatımız polemik olmuş. 

Meğer ne kadar çok seviyormuşuz, her şeye karşı çıkmayı ve de gereksiz tartışmayı. Sanki kaostan besleniyoruz gibi. 

Adalet neredesin?

 

"DEVLET ELDEN GİDİYOR!"

Maalesef, başarıyı planlamamız gereken bir süreçte futbol dünyamızın uğraştığı şeye bakın. 

Fenerbahçe Kulübü ile TFF başkan adayı Mehmet Büyükekşi aşıklar gibi karşılıklı atışıyorlar. 

Sonunda kim mi kazanacak, doğrusu ben de bilmiyorum ama bildiğim bir şey var. O da futbolumuzun örselenip daha fazla yara alacağı. 

Maalesef hakikat bu! Dilerim yanılırım!

Fenerbahçe Kulübü, Mehmet Büyükekşi'nin TFF Başkan Adaylığı'na karşı çıkan çok tartışılacak bir açıklama yaptı. Özetle şöyle:

"Kulübümüzün Türk Futbolunda hain FETÖ mevcudiyetine karşı göstermiş olduğu hassasiyet tüm ülkemizin malumudur. 

Zira, Kulübümüz, 3 Temmuz 2011’de hain FETÖ’nün saldırısına uğramış, sportif ve de mali açıdan telafisi mümkün olmayan zararlara uğramıştır. Bu örgütün tüm şiddetli saldırılarına rağmen kulübümüzün verdiği asil mücadele ile Kulübümüz hem tarihe geçmiş hem de devletimizin takdirlerine layık olmuştur."

Kaygı anlamlı, zira dönemin Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım da bu kaotik sürecin başında olası tehkileyi "NE ŞİKESİ DEVLET ELDEN GİDİYOR!" diye haykırmıştı.  

Bu hassasiyete kimsenin bir diyeceği olamaz. Zira sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. 

BÜYÜKEKŞİ ATANDI MI?

Fenerbahçe açıklamasının devamı şöyle:

"Hal böyle iken bizim sorunumuz kişilerle değil, tamamen ilkesel bazda ve geçmişte yaşananlardan edindiğimiz tecrübelerden kaynaklanmaktadır. 

Türk futbolunda adil rekabet adına risk teşkil edebilecek mevzularda geçmişte olduğu gibi bugün de sessiz kalmamız beklenmemelidir."

Çok doğru ortada bir tehlike varsa sessiz kalınmamalı. Tabii varsa.

Dikkatle okumaya devam ediyorum:

"Bu inanç ve anlayışla şu soruları kamuoyunun dikkatine getirmek isteriz:

1- Kamunun herhangi bir pozisyonuna GÖREV ATAMASI yapılırken ilgili kişi ve aile mensupları dahil olmak üzere son derece detaylı bir geçmiş taraması yapılmaktadır. Söz konusu Türk futbolu olduğunda bu yönde bir hassasiyetin gösterilmemesi makul müdür? 

2- FETÖ’den yargılanma süreci devam eden bir şahsın yakın bir aile ferdinin TFF Başkanı olmasının doğuracağı soru işaretleri, göz ardı edilebilecek bir unsur mudur?"

Burada bir parentez açalım ve "SUÇLARIN ŞAHSİLİĞİ İLKESİ" yok sayılamaz, hatırlatalım.

BASKIYI KİM YAPACAK?

Burası çok önemli. Açıklama ültimatom gibi bir vurgu ile devam ediyor:

3- Hal böyleyken TFF Başkanlığı görevine seçilmeniz halinde bu hususun suistimal edilerek size karşı kullanılması durumunda adil, şeffaf ve her kulübe eşit mesafede durma prensiplerini uygulamanız risk altında olmayacak mıdır? 

Dikkat! Burada şu soruyu sormak gerekir. 

"YÖNETİME SEÇİLENLER İRADESİNİ BASKI GRUPLARI VE UNSURLARINA KARŞI İPOTEK Mİ EDİYORLAR?"

Öyleyse durum vahim ve benim merak ettiğim soru şu, "Bu baskıyı kim ve nasıl kuruyor?"

Eğer Fenerbahçe Spor Kulübü'nün bu yönde bir kaygısı varsa ve bunu ispatlayacak deliller mevcut ise derhal Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunması gerekmez mi? Hatta TFF Divan Başkanlığı'na müracaat edip adayın seçime girmesini engellemesi gerekmez mi? 

Tabii TFF Başkanı ATAMA ile değil SEÇİM ile geliyorsa. 

Bu arada her ne kadar son seçimler tek adaylı olsa da KANUN, atama değil "seçim" diyor. Nitekim genel kurulun teveccühünü alarak geliyorlar. 

Gelelim kulübün hassasiyetine:

"Fenerbahçe Spor Kulübü olarak tamamen güven erozyonu yaşanmış olan futbol ikliminde adil rekabet şartlarını olumsuz etkileyecek en ufak bir tartışmalı ortama tahammülümüzün olmadığını vurgulamak isteriz."

Söyleyin bunu hangi TFF Başkanı, Yönetimi, Kurulları ve de kulüp istemez? 

Sonuçta kanun önünde herkes eşittir, nalıncı keseri gibi kendine yontarak örselenmeye gelmez.  

 

ANAYASA'NIN 38. MADDESİ DER Kİ:

Şimdi gelelim esasa:

Anayasa'nın 38. maddesinin yedinci fıkrası çok açık. 

Kanun der ki, ceza sorumluluğu şahsidir. 

Bitmedi: 

TCK Madde 20 der ki: 

1. Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.

2 Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. 

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nda "Suç ve cezanın şahsiliği" anlatılırken "Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi" bahsinde şöyle denir:

Madde-2

1 Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. 

2 İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.

3 Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. 

Fenerbahçe'nin hassasiyetini gayet iyi anlayan biri olarak tartışmaya empati ölçeğinde bir de bu açıdan bakmalarını tavsiye ederim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.