Ekonomik terörü bitirin rahat edin!

Planlı programlı bir eylem var. Türkiye’de geçim sıkıntısı üzerinden korkunç bir oyun sahneleniyor. Tamamen suni ama bilinçli olarak etiketler şişiriliyor... Son dönemde kredilerde büyük artış yaşandığı için seviniyorduk. Oh oh şirketlerimiz elde ettiği kaynakla üretim ve istihdamı arttıracak sanıyorduk. Fena hâlde yanılmışız. Meğer alınan bu krediler yatırıma değil dövize gidiyormuş. Merkez Bankası durumu gördü, ticari kredilere zorunlu karşılık oranlarını %10 arttırdı. Ayrıca 5 aylık kredi büyüme oranı yüzde 20’nin üzerinde olan bankalar, mevcut kredi bakiyeleri arasındaki farkın yüzde 20’si oranında zorunlu karşılığı altı ay boyunca ödeyecek... Diyorlar ki; "KOBİ dışındaki bazı ticari firmalar yüklü miktarda aldıkları ucuz TL kredisini dövize çeviriyor…" Rakamlara baktım %100 doğru… Şirketler 1 Nisan haftasında 753 milyon dolar, 8 Nisan haftasında 1 milyar 70 milyon dolar, 15 Nisan haftasında 956 milyon dolar almışlar. 3 haftada toplam 2,7 milyar dolar toplamışlar... Adı ticari kredi ama kullanıldığı alan çok farklı. Şirketlerin yükselecek diye bugünden döviz almasına gerek var mı? Yok. Niye kur korumalı mevduat sistemi sayesinde kur endişesi tamamen ortadan kalktı da ondan… Peki öyleyse neden döviz toplamışlar? Hükûmeti başarısız göstermek için!

Yıllık %45’e ulaşan kredi artışı hem enflasyonu zirvede tutuyor, hem de cari açığın artmasına yol açıyor. Kurlar yüksek kalınca maliyetler artıyor. Peki bu kimin işine yarıyor? Muhalefetin... Aslında bankaların BDDK’nın talimatı gereği verdikleri bu kredilerin nerede kullanıldığını takip etmeleri gerekiyordu. Neden etmemişler, onu da sorgulamak lazım. Olay çığırından çıktı. 2023 seçimlerinde rezil olacaklarını görenler için ellerindeki tek silahı "ekonomik terör"ü devreye soktular! İçerideki-dışarıdaki yıkıcılar topyekûn harekâta katılıyor. "Hayat pahalılığı dayanılmaz hâle geldi, halk eziliyor, elektrik faturalarını ödeyemiyor, ülke batıyor" diye yaygara koparıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı başka türlü alt edemeyeceklerini çok iyi biliyorlar… Bunların sesini kesmek için ne yapmak lazım? Öncelikle Hal Yasası bir an önce çıkarılmalı, fiyat artışları kontrol altına alınmalı, cezalar aşırı arttırılmalı ve HEMEN tahsil edilmeli, haksız kazanç elde edenlerin nefesi kesilmelidir. Acilen fiyatların en az YÜZDE 50 düşmesi sağlanmalıdır. Vatandaş; ülkeyi tarihî eserlerle donatan, dünyanın parmak ısırdığı bir dış politika uygulayan hükûmetin ekonomik darbeyi de püskürttüğünü görmek istiyor... PKK'yı nasıl ininde yok ettiyse, ekonomik terörün de kökünü kazıdığına şahit olmak istiyor. Vatandaş cebine bakar, onu rahat ettirmekten başka çare yoktur...   

Merkez Bankası, ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin yeni bir düzenlemeye daha gitti. İhracatçılar 15 bin doların üstü gelirini yurda getirecek. Alınan kararların hayata geçmesiyle birlikte TL değer kazanacak. Merkez Bankasının toplam rezervleri geçen hafta 2,4 milyar dolarlık artışla, 112,3 milyar dolara yükseldi. Altın rezervleri 1 milyar dolar arttı, 43,2 milyar dolar oldu. 692 ton altınımız var. Net rezervler 19,1 milyar dolara yükseldi. Yeter mi? Yetmez. Rezervlerimiz en az 200 milyar dolar olmalı. Dolar toplayanlar kahrolmalı...

Size güzel bir haber vereyim. Merkez Bankası’nın finansal hizmetlerine olan güven nisan ayında rekor düzeye ulaştı. Finansal sektörde faaliyet gösteren 155 kuruluşun cevaplarından elde edilen endekse göre, 2022 yılı nisan ayında finansal güven, bir önceki aya göre 13,4 puan artarak 178,7 ile zirvede gerçekleşti. Buradan çıkan sonuç şudur: Merkez Bankasının uyguladığı politikaları piyasa son derece isabetli görüyor ve güveniyor...