Haysiyetli nane!..

A -
A +

Fazla lâfa gerek yok; şiddet, doping, ayrımcılık (ırkçılık) ile beraber şike gibi bütün dünyanın "en ağır spor suçu saydığı" bir konuda, hem de "tam karar haftasında" çıkıp da "küme düşmeyi kaldıran" bir talimat değişikliği yapıyorsunuz ve ona da "düşme yerine getirdiğiniz puan silme, para cezası gibi cezalar" için bile "uygulanır" diyemeyip, "uygulanabilir" diyorsanız, dahası "Kararlar alındığı sezon uygulanır" dedikten sonra talimata "ertelenebilir" maddesi de ekliyorsanız, bitmedi; "Şike ve teşvik olaylarının içinde hemen herkesin olduğunu bütün dünyaya ilân edercesine", kalkıp "16 kulübü birden Disiplin Kuruluna sevk ediyor" ve "elinizi ateşteki kestanelere dokundurmadan bütün sorumluğu Etik-Disiplin-Tahkim" kurullarınıza devredip, devreden çıkıyorsanız; bunun adına "birilerini kurtarmak adına bütün Türk Futbolunu şaibeye bulaştırarak ve de UEFA'nın ağır yaptırımları ile karşı karşıya bırakmak kaçmak", evet "kaçmak" denir!.. Dahası ve daha açığı, "yapılan bu talimat değişikliği", Türkiye'de 10 aydır bunca olana bitene ve çıkarılan ama sonra kuşa çevrilerek "haysiyetli nane" durumuna düşürülen "özel" kanuna eklenince, şikenin de, teşvik priminin de önü, hem "adlî", hem de "sportif" eften püften cezalar ile geçiştirilerek açılmıştır ve "yönetici olmayan" herhangi bir adam vasıtasıyla kulüpler "her istedikleri maçı almak" ya da "rakipleriyle oynayan takımlara onları yenmeleri için teşvik primi vermek" için hatta otobana da değil "özel hazırlanmış pistlere çıkan" sürücüler gibi yarışabilirler, sporumuza hayırlı (!) olsun!.. Descartes demişti ki; "Düşünüyorum, o hâlde varım!.." Bilmem ki, "bu kararlara imza atanlar için" ne demeliyiz; "Düşünüyorlar, o hâlde yoklar" mı?.. Ben ise diyorum ki; "İğreniyorum, o hâlde varım!.." *** Ey gencecik gazeteci Loran Vayloyan kardeşim; Galatasaray-Fenerbahçe maçından sonra galibiyeti kutlayan Fenerbahçeli futbolcularla "çak" yaptığın için, ne "spor etiği" dersi kalmıştı, ne "gazetecilik ilkeleri" dersi, hepimiz başına çökmüştük; "Nasıl yaparsın" diye!.. İşte "şikeyi çok hafif ve hatta ertelenebilir cezalarla halının altına süpürmek için" 10 aydır takla üstüne takla atan, en sonunda da "talimatlara takla attıran" bunca yetkili ve ilgili kişinin, kurum ve kuruluşun bir araya gelip şike ile nasıl "çak" yaptığını gördükten sonra, çok samimi olarak diyorum ki; "Keşke sarı-lâcivertli formayı da giyerek çifte telli oynasaydın"; yüzde yüz emin ol ki, o yaptığın, "bu yapılandan" çok daha "etik" olurdu!.. Hele hele "Hata ettim, yapmamalıydım" diyerek "görev yaptığın LİG TV'den ayrılma kararın" var ya; anlı ve de şanlı onca federasyon üyesinden bir tanesi bile "o mertebeye ulaştıramadı" etik anlayışını; sana helâl, onlara yazıklar olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.