Ekranımdaki Galatasaray!..

A -
A +

Galatasaray, eğer "santradan öteye geçmeye korkan, 90 dakika doğru dürüst gol pozisyonuna giremeyen", dahası, sadece birkaç hızlı "Nduka hücumu" hariç "Cluj yorgunuyduk" mazeretlerini "bütünü ile" ortadan kaldıracak kadar "yürüyerek oynayan" bir Mersin İdman Yurdu'nu bile, hele hele "ilk golü de attıktan sonra" yenemiyorsa, bitmedi; hakemin "vermediği değil, veremediği mutlak bir penaltı pozisyonuna dua edecek" ve maçın sonlarında da "futbol olarak pes edecek" hâle düşerek, taraftarlarına "Buna da şükür" dedirtecek bir beraberliğe razı oluyorsa, düşünülmesi gerek, neden?.. Nedenini yazmaya çalışalım: 1 - Bunca zaman geçti, bunca maç oynandı, bazı oyuncular "fizik kondisyon bakımından" hâlâ yetersiz; Hamit başta!.. 2 - Takımda "egoist futbolcular var"; rakibin gardını düşürecek "gol pasları" yerine, "gol olması zor pozisyonlarda" topu kaleye vurmakta yarışıyorlar!.. 3 - Selçuk, "geri vites" ve "fren" olmakta devam ediyor; ona her enfes çalımdan sonra rakibini geçtiği hâlde dönüp bir çalım atmaya meraklı (Kulakların çınlasın Tugay!..) Emre Çolak da eklenince, rakip "11 futbolcusu ile kendi sahasına çekilip" rahat rahat ve kademeli "alan daraltma pozisyonu alacak zamanı" buluyor!.. 4 - Artık "Galatasaray'dan daha az güçlü takımlar", Galatasaray'dan puan, hatta puanlar alacak formülü buldular; çekil sahana, alan daralt, Galatasaray zaten "bacak özürlü futbolcu ağırlığı" ile hücuma çıkıyor; oh ne âlâ; nasılsa "bol bol hata yapan" Galatasaray defansının açıklarını bekle, birini gol yap, puan al, ikisini gol yap; puanlar al!.. 5 - Kameraların yakın çekiminde çok açık şekilde görüyorum ki, Muslera'nın "kendine güveni" yok; mentoru var mı, gece hayatı ne durumda?.. Dahası "topu oyuna hâlâ doğru dürüst sokamıyor, tereddütlü, yanlış yerlere vuruyor", rakibe "hücum, hatta gol pası" bile veriyor; Taffarel ne yapıyor?.. 6 - Mersin İdman Yurdu gibi "kapanan /alan daraltan" ve "puan kaybettiren" takımlara karşı Burak / Umut ikilisi ile oynamak "rulet oynamak gibi"; ya tutarsa... Mutlaka Elmander'in takıma girmesi gerek; hem rakip stoperleri dağıtması, hem hücum pres için "olmazsa olmaz" bir oyuncu çünkü... 7 - Duran toplarda "ülkenin en şeytan oyuncusu olarak" durmadan gol atan Nobre'den bu kaçıncı defa "kopyalanmış" bir gol yemek bile Galatasaray defansının ne hâlde olduğunu gösteriyor; Muslera başta!.. 8 - "Şut özürlü" bir takım durumunda Galatasaray. Hamit'in "nadir denemeleri" dışında, "duran" toplar ve Emre'nin tribünlere giden "oyun içi havagazı şutları" hariç, sarı-kırmızılı futbolcular rakip kaleyi yoklamaktan ya da "saç baş yolduracak" vuruşlarla rakibi ödüllendirmekten başka bir şey yapmıyorlar, yapamıyorlar!.. 9 - Hoca'nın "oyuna müdahalesinde oyuna giren" üç oyuncu da, (Aydın, Amrabat, Sabri) "çıkanları aratacak kadar" katkısızdılar; neden?.. 10 - Hamit / Eboue / Riera hariç, takımda "dikine oynayan" futbolcu yok, varsa yoksa "Al topu, dön geri, ver yana, yap 8 - 10 pas, bir arpa boyu ileri gitme"; olacak şey mi; bu "kandırmacaya" önderlik eden de takım kaptanı Selçuk "duran toplar dışında" hiç riske girmiyor, adam geçmeye, adam eksiltmeğe teşebbüs dahi etmiyor; (Neredeyse Abdullah Avcı'ya hak vereceğim) Yekta da ona özeniyor; vah ki ne vah!.. 11 - Kendi yarı sahasından çıkmayan bir takıma karşı bile Galatasaray'ın stoperleri "duran toplar dışında" rakip yarı sahaya girmiyorlarsa, "bu" acı tablo, korkunun dağları beklediğini göstermiyor mu?.. Büyük takımın stoperleri bu kadar mı korkak olur?.. 12 - Çok açık ki, bu takıma "dikine oynamayı seven ve risk alan" Melo ve Engin, "formunda ve güçlü olmaları" şartı ile monte edilemezse, Galatasaraylıların her maçta yürekleri "güm güm" atmaya devam edecek!.. Üstelik, arkadan Fenerbahçe geliyor; akıllar başa!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.