Hawkinspor'a ne lâzım?..

A -
A +

Takım olmak"; geçen yıl Beşiktaş Basketbol takımına hem Avrupa'da, hem Türkiye'de, "kimsenin inanamadığı" başarıları ve kupaları getirmişti!.. "Takım olamamak"; son 2-3 haftadır Galatasaray'ın basketbolda hem Avrupa'da, hem Türkiye'deki başarısızlığının ana sebebidir; kar / kış / kıyamet ve de "uykusuz" gidip gelmeler, yorgunluklar, yenilgilerin hatta "mazereti bile değil", bahanesidir!.. Galatasaray, yıllardır "onca koç değiştirmesine ve onca basketbolcu transfer etmesine rağmen", ne garip bir tablodur ki, hâlâ ve hâlâ "pivot gibi bir pivota sahip değildir"; hatta o kadar değildir ki, son Fenerbahçe maçında "rakibi karşılaşmanın büyük bir bölümünü 4 kısa ile oynamasına rağmen", pota altı mücadelesinde / ribauntlarda ezilmiştir. "Gerçek bir 5 numaraya sahip olamamak" Galatasaray Basketbol Takımı'nın neredeyse, "müzmin hastalığı" hâline gelmiştir!.. "Pota altında mağlûp olan" bir takımın ise, "galibiyet şansı" kala kala "pota altı dışından atılacak şutlara ve 3'lüklere kalmaktadır"; onların da "her maçta tutması mümkün olamayacağından", ortaya tam bir "istikrasızlık çizgisi" çıkmaktadır!.. Dahası da var; bu tablo, Galatasaray Basketbol takımını "Hawkinsspor" hâline dönüştürmektedir, Hawkins atarsa, "işlem tamam", atamazsa, yandı gülüm keten helva!.. Bakıyorum, Ergin Ataman da, "Hawkins'in atamadığı zamanlarda atacak bir oyucunun transfer edilmesini istemektedir"; mesela "Arroyo gibi!.." Elbette bu da "bir şeydir" ama, çok tereddütteyim, Arroyo da gelirse, takım, "takım" olacak mıdır; yoksa "Hawkins sallasın, Arroyo sallasın, atarlarsa kazanalım" stratejisine bağlı bir başarı mı plânlanmaktadır?.. "Uzunlardan beklediğimiz verimi alamadık" diyen bir Koç'un, sakatlanan Domercant'ın yerine adam aramaktan önce, "pota altını domine edecek bir pivot bulması" gerekmiyor mu?.. >> Şansımız fazla!.. Galatasaray'a "muhtemel" rakipleri içinde "dişine göre" diyebileceğimiz bir takım çıktı; Schalke 04 (Almanya)!.. Neden "dişine göre" diyorum, işte gerekçesi: Schalke ile "eleme grubu puan cetvelinde Fenerbahçe'nin gerisine düşen" Monchengladbach, Alman Ligi'nde "25'er puanla 7'inci ve 8'inci!.." Schalke 27 gol atıp 25 gol yemiş, Monchengladbach ise 25 gol atıp, 26 gol yemiş; farkları işte "bu kadar!.." Fenerbahçe'nin "rahat geçtiği" bir takımla "denk olan" bir başka takımı, Galatasaray "neden" eleyemesin?.. Fenerbahçe'nin rakibi Bate Borisov (Belarus) da, "Bundan iyisi can sağlığı" denilecek türden!.. "Galatasaray da, Fenerbahçe de tur atlar mı?" sorusunun cevabını bugünden "kesin olarak vermek" elbette mümkün değil, ama "İki Türk Takımı'nın şanslarının rakiplerinden hayli fazla olduğunu söylemek", fazla iyimserlik olmayacaktır!.. >> Temiz spor için yol haritası!.. Yıllardan beri "ilk defa" bir "Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nu kutluyorum"; Galatasaraylı Engin'den sonra, Fenerbahçeli Meireles'e de "hak ettiği cezayı verdiği" için; helâl olsun!.. Şimdi artık "her futbolcu bilecektir" ki; "hakeme hakaret" spor sahalarının içinde işlenen "en büyük suçtur" ve de "bu suçu işleyen her oyuncu, hangi kulübe mensup olursa olsun", en ağır cezayı alacaktır!.. Hakemlerimize "büyük kulüp / küçük kulüp ayrımcılığı yaptıran" baskılara son verilebilmesinin "ilk adımı" PFDK'nın "bu iki kararı" ile atılmıştır!.. Temenni ediyorum ki, "Engin'in cezasını onaylayan" Tahkim Kurulu, Fenerbahçe'nin "tehdit imalı" açıklamasına rağmen "benzer bir kararı" da Meireles için versin!.. Futbolcular "hizaya getirildikten sonra", sıra teknik adamlara ve yöneticilere gelecektir, "benzer bir çözüm" onlara da uygulanırsa ve de RTÜK'ten de, "TV'lerdeki spor (!) programlarını disipline edecek" kararlar çıkabilirse, "spora dönüşü, spor suçlarında azalmayı sağlayacak" çarkın sağlıklı olarak dönmeye başladığı görülecektir ki; işte bütün mesele!.. Hele bir de "doğru dürüst, ayakları yere sağlam basan" bir Kulüpler Yasası çıkarılırsa, "saç ayağı tamamlanacak" ve bu tablo, sporumuz için tam bir düğün / bayram olacaktır!.. >> Quaresma!.. Son yıllarda Türkiye'ye gelmiş "en kaliteli" ve "özel seyircisi olan" futbolculardan biri idi!.. Galatasaray'da Hagi, Fenerbahçe'de Alex çizgisini Beşiktaş'ta sürdürecek bir futbolcu!.. Bilinçaltında "şöhretli futbolcu antipatisi olan" bir "yerli" teknik adam Alex'i harcadı, "aynı yolda koşan" bir "yabancı" teknik adam da Quaresma'yı!.. Ne yazık ki, Fenerbahçe ve Beşiktaş yönetimleri de, Alex'in Fenerbahçe'ye, Quaresma'nın Beşiktaş'a kazandırdıklarını "bir kalemde silerek" bu iki futbolcuya yazık ettiler, kendi takımlarına da!.. Beşiktaş'ın "halef - selef" iki Başkan Yardımcısının "Quaresma konusunda verdikleri görüntüler", birinin "bu işi nasıl bildiğini", ötekinin ise "daha çoook fırın ekmek yemesi gerektiğini" ortaya koydu!.. Beşiktaş yönetiminin "ayrılık" sözleşmesine koydurduğu "Türkiye'de oynarsa 5 milyon Euro öder" şartının aslında "Quaresma'nın futbolculuk değerini ve neler yapabileceğini çok iyi bildiklerini" göstermiyor mu?.. Ama "Yöneticiliğin daha Y'sinde sınıfta kalan" için ne gam; onlar "gövde gösterisini kazandılar" ya!.. Quaresma, gelecek sezon bir Türk takımında oynarsa, Beşiktaş taraftarının "asıl kimin kaybettiğini nasıl ilân edeceğini" şimdiden görür gibiyim!.. >> Anlayana sivrisinek saz!.. Aykut Kocaman, önceki sezon "Trabzonspor ve Hocası Şenol Güneş üzerine kurulu" bir "gerilim" senaryosunu sahneye koyarak, "hedefine ulaşmıştı!.." "Benzer" bir senaryoyu, bu sezonda "Galatasaray ve Fatih Terim üzerine kurgulamak istedi", ama başarılı olamadı!.. "O başarılı olamayınca", bu defa aylardır "Suskun kalan ve hatta ortalarda, ekranlarda görünmeyen" Aziz Başkan "devreye girdi" ve Başkan vekili Abdullah Kiğılı'nın Aslantepe Stadı'ndaki yemekte kurmaya çalıştığı "dostluk köprüsünü" 24 saat geçmeden berhava etti!.. "Gerilimle beslenen" bir yarışın, "nelere sebep olacağı", Bağdat Caddesi'nde Galatasaray mağazasına yapılan saldırıyla ortada iken, "kimlerin ne yapmak istediğini" hâlâ anlamayanlara rahmetli İsmet Paşa'dan alınma bir sözüm var; "Hadi canım siz de!.." >> Anlamayana davul zurna az!.. Ülkenin başkentinde, siviliyle, üniformalısıyla polisin kaynadığı bir şehirde, Ankaragücü'nün tesislerine birkaç saat ara ile yapılan ve sonuncusunda silahların konuşturulduğu saldırı da "yetkilileriyle, ilgilileriyle, basınıyla birilerini gaflet uykusundan uyandıramazsa", bilinmelidir ki, çok daha vahim ve acı olaylar kapıdadır!.. Evet, "bir nida ve iki nokta"; bunların yerine bir sayfa yazı yazmak mümkün, ama yazılacak olanı "zaten" herkes biliyor!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.