“Perhizinizi” alkışlarım, ya “turşular” ne olacak?..

A -
A +

Kutluyorum Futbol Federasyonu Başkanı’mız Nihat Özdemir’i… Son günlerde TV ekranlarında bol bol ve defalarca dinledim. “İyi niyetli, kararlı” gördüm. “Mali Fair Play’i UEFA’dan önce biz yapacağız” dedi, inanıyorum ki, “dışardan gelecek büyük baskılara rağmen” yapacaklar!..
“Hemen her şey değişmez, ama inanarak, sabır göstererek, kararlı adımlarla hedefe varacağız” anlamına açıklamaları mantıklı, doğru ve güven vericiydi!..
“Kulüpler Yasası” konusundaki “anlamlı” cümlelerini de alkışladım. Hâlâ “futbolu yönetmekle, sporu yönetmek arasındaki farkı” anlayamayanların, göremeyenlerin sorularına verdiği cevapları da “mesleğimiz adına” acı bir tebessümle karşıladım!..
Bu arada, uzun yıllar “Fenerbahçe’de yöneticilik yapmış olan” Nihat Özdemir’e bir sorum olacak; “Aynı ligdeki bir kulübün başkanının şirketi, bir başka kulübün sponsoru olursa ne olacak; ne düşünüyorsunuz?..”
Bu konuda, bir kulübün başkanı, açık açık “Falan kulübün başkanının şirketi bize sponsor oluyor” dedi de, merak ettim.
Tabii, “merak edenler içinde” Süper Lig’deki diğer takımların yöneticileri ve taraftarları var; ne dersiniz?..
“Sizin perhiziniz ile” galiba “kendi turşularını bir araya getirmek isteyenler” var, ortada; nasıl engelleyeceksiniz?..
“Perhizinizi” alkışlarım,  ya “turşular” ne olacak?..
Umut ve 
Kaf Dağı!..

Avrupa kupalarının daha “etekteki” elemelerinde “ne hâlde olduğumuz” ortaya çıktı. Kaç maç oynadık, kaç galibiyet alabildik, kaç gol atabildik, artık bu istatistikleri yazmaya utanıyorum.
Öve öve bitiremediğimiz Trabzonspor’un bile “play-off” elemesine nasıl kaldığını da yaşadık, gördük. Dahası, “ilk 11 bile eksik”; ciddi olmamız gerek; kulübedeki “derinlik” ne kadar ki; sakatlıklarda, formsuzluklarda, cezalarda ne olacak?..
“Kendi kendimize propaganda yapmaktan” vazgeçelim artık. “Bu hâlimiz” ile eğer bir takımımız, Şampiyonlar Ligi ya da UEFA Avrupa Ligi’nde gruplardan çıkabilirse “Şampiyon olmuş gibi” sevineceğim!..
Ümit, Galatasaray ve Trabzonspor’da… Tamam da, neden acaba bana da “Kaf Dağı’nın ardında gibi” görünüyor?.. 

Fatih Terim ile yüzde 51!..
Ben cuma sabahı (dün) bu satırları yazarken, Süper Lig’in 2019-2020 sezonunun açılış maçına 12 saat vardı!..
Açılış maçını geçen sezonun 3 kupalı şampiyonu Galatasaray ile Süper Lig’in yeni takımı Yukatel Denizlispor oynadılar.
Hazırlık maçlarındaki futbolu ile taraftarlarını tereddüde düşüren Galatasaray “deplasmandaki” bu maçta nasıl bir sonuç alabildi, tahmini zor. Üç sonuç da “sürpriz” olmayacak galiba. Zira “iddialı” Denizlispor da “iyi bir takım” kurdu; “tecrübeli” bir de hocası var!..
Denizlispor - Galatasaray maçında, Yücel İdiz, “ev sahibi” takımının başında saha kenarındaydı, Fatih Terim ise “cezalı olduğundan” Denizli’ye bile gitmedi!..
Söz hocalara gelince, yazımın “asıl konusunu” lafı uzatmadan yazayım…
Diyorum ki, “dün geceki maçın sonucu ne olursa olsun”, 34 maçlık Süper Lig’e Galatasaray, “yüzde 51 şampiyonluk şansı ile giriyor”; bu oranın yüzde 51’i de, Galatasaray’ın hocası Fatih Terim’e ait…Gerisi “Falcao’lu olur ya da olmaz” kurulan “güçlü” kadronun!..
Bugüne kadar “lig başlarken” hiç ama hiç “bu kadar iddialı ve net” bir tahmin yazmamıştım; bu defa “neden” yazıyorum; artık kimselerin inkâr edemeyeceği “Fatih Terim farkı” yüzünden!..
Şu anda Süper Lig’in 17 takımının başında “34 maç sonunda Terim’i alt edebilecek” bir hoca yok; işte bütün mesele!..
Bu gerçeği Terim de biliyor, futbolcuları da… Diğer takımların hocaları da, futbolcuları da!..
Bu “psikolojik üstünlük”, çok açıktır ki, “8 puan önde olan takımın ve hocasının 8 maçta şampiyonluğu Terim’e ve takımına teslim etmesini” sağlıyor; daha ne olsun?..

O ‘Zat’a ceza verilmeli!.. 
Bir defa daha bir çuval inciri berbat eden bir “Galatasaray Başkan Vekili” ile karşı karşıyayız!..
“Bir fanatik UltrAslan tipi” olmak ile “Galatasaray Başkan Vekili” olmayı karıştıran Abdurrahim Albayrak’ın “taraftar yağcılığı” olan “Falcao’ya yaslanarak sarılması” fotoğrafı, işte “Falcao transferini ne hâle getirdi” ve Galatasaray’ı, “Monaco’nun 5 milyon avroluk bonservis isteği tuzağına nasıl düşürdü”; ortada! Şimdi, uğraş dur bakalım; “5 milyon avroyu” ne kadar düşüreceksin?..
Bence, Galatasaray yönetimi, “bu fanatik taraftarlık tutkusundan kendisini kurtaramamış” ‘Zat’a “ödetmeli” Falcao’nun bonservis bedelini; ödemeyecekse, “Kalk o Galatasaray Başkan Vekili koltuğundan” demeli!..
Dahası, bir de “yazılı ödev vermeli”; vermeli ki, ibretiâlem olsun; “Bak Monaco nasıl adam satıyor, sen ne yapıyorsun; Monaco’nun adamı geçen sezon 15 gollük, senin adamın Diagne 31 gollük; onun adamı senin ‘UltrAslancılık’ hastalığın yüzünden Galatasaray’a kaça mal oluyor, sen adamını Çin / Arap / Rus dolar  milyarderlerinin kulüplerine ‘kelepir’ fiyatına bile neden satamıyorsun; sebeplerini araştır ve yaz, hem de ‘ceza olarak’ 10 defa yaz, getir!..”

İddia!..
“Kaşarlanmışları” bilmem, Babel için, Jimmy Durmaz için, Belhanda - Feghouli ikilisi için, Âdem Büyük için bilmem, hatta Seri için de garanti veremem, ama bir Emre Mor, Galatasaray forvetinde “Trézéguet’nin rolünü” hem de çok daha iyi üstlenebilir, zira “ondan çok daha marifetli ve maharetlidir” ve Diagne’ye, ona ait olan “31 gollük ‘Süper Lig’de en çok gol atan yabancı’ rekorunu” kırdırabilir!..
Falcao, Abdürrahim Albayrak’ın “Galatasaray yönetiminin ayağına sıktığı kurşun” yüzünden gelmeyebilir, Diagne de Galatasaray’da kalabilir; “bu şart” zorunlu hâle gelirse, yaşayıp göreceğiz; “eğer” Galatasaray 11’indeki futbolcular “iyi niyetli olurlarsa” Diagne’nin “kim” olduğunu!..
“Falcao gelmedi, Diagne kaldı” diye üzülmesinler Galatasaraylılar; yeter ki, sarı-kırmızılı formayı giyen “kaşarlanmışlar” Diagne konusunda sahaya “temiz düşünceler” ile çıksınlar; “bunu sağlama görevi” de elbette Fatih Hoca’ya düşecektir!..

Şaka!
Dursun Özbek, “Galatasaray’a çok pahalıya mal olan ‘boş transferler’ yapmamış, ‘boş adımlar’ ve de “bol imzalar” atmamış gibi, ‘kulübe verdiği paralar (Hangi Divan Kurulunda tavsiye, hangi Genel Kurul’da ‘Ver’ kararları alındı ki?) için, hacizler başlatmış. “Hayır, başlatmadım” dedi ama belgeler tam aksini ortaya koydu. Hem de “faiz işletilerek hem de faizin faizi de işletilerek!..
Tablo acı ama “Galatasaray kulübü bunu hak etmedi mi, hem de bin defa hak etti; “Dursun Özbek’i başkan seçme” cezası, “böyle” ödenmeli ki, bundan sonra “başka” Dursun Özbekler seçilmesin!..
Ve ey Öcal Uluç, sen de utanmalısın; bir zamanlar “Galatasaray yorumcusu” olarak onu destekleyip durmadın mı?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.