Sporu sanat yapan adam!..

A -
A +

Ölümünde "O'na layık" sayfalar yapabildik mi, ekranlar oluşturabildik mi, yazılar yazabildik mi; hayır; hayır; bin defa hayır!..

"Türk basketbolunun efsanelerinden Yalçın Granit vefat etti" haberi, gazete sayfalarına, TV ekranlarında aksettiğinde içim yandı, gönlüm yandı.
Bana göre "O"; gelmiş geçmiş en büyük Türk basketbolcusu idi!..
Bana göre "O"; Türk sporunun sadece kendi branşında değil, bütün branşları içinde "sporu sanata çeviren" sporcularımızdan biri idi!..
Türk basketboluna, "oyuncu olarak, teknik adam olarak, yönetici olarak, yorumcu olarak" yaptığı hizmetler birkaç sütun, birkaç sayfa doldurmaktan çok öte idi; kitap olurdu. Nitekim oldu da!..
Seyrettiğim, yazdığım futboldan bisiklete, basketboldan boksa, atletizmden güreşe, "efsane olan" sporcularımız vardı; ama onların içinde de "yaptığı sporu sanata çeviren, seyretmeye doyamadığım 'bambaşka' sporcular" vardı. İşte Yalçın Granit onlardan biri idi!..
Onun basketbol oynadığı dönemin son yıllarına "spor yazarı" olarak yetiştim. Doya doya seyrettiğimi, yazdığımı söyleyemem. Ama "teknik adamlık, yöneticilik, yorumculuk dönemlerinde" uzun yıllar beraber oldum.
Sevgiye, saygıya ve güvene layık bir kişiliğe, yaptığı sporun engin bilgi ve kültürünü de eklemişti.
Türk spor tarihinde ve basketbolunda "tek olan" ve de "Bölünen Türkiye Şampiyonluğu Kupası'nı (Diğer yarısı Modaspor'da) Galatasaray Müzesine getiren tarihî Fenerbahçe maçının kahramanı olarak" da unutulmayacaktı!..
1955-1956 sezonunda Fransa'nın RC Paris takımına transfer olmuş ve "Avrupa'da oynayan ilk Türk basketbolcusu" unvanını da kariyerine yazdırmıştı.
Galatasaray'dan sonra, sporcu olarak, teknik adam olarak, yönetici olarak kurduğu ve çalıştığı kulüp ve takımlarda da "şampiyonluklara imza atmış", kupalar kazanmış, kazandırmıştı.
Galatasaray'ın "Yenilmez Armada" olarak basketbol tarihine geçen takımında "kaptanlık" da yapmıştı.
Bitmedi; Yurdun dört bir yanında "basketbol okulları açmış" ve Türk basketboluna yüzlerce basketbolcu kazandırmıştı.
Ölümünde "O'na layık" sayfalar yapabildik mi, ekranlar oluşturabildik mi, yazılar yazabildik mi; hayır; hayır; bin defa hayır!.. Üzülerek ve açıkça ifade ediyorum ki; "bu nankörlüğü" hep yapıyoruz!..
Ne anlı ve de şanlı spor medyamız, ne Galatasaray Kulübü, ne Galatasaray TV, ne Basketbol Federasyonu, ne Spor Teşkilatı, gönül rahatlığı içinde "Yalçın Granit'e karşı son görevimizi bihakkın yerine getirdik" diyebilirler mi?..
"Diyecekler" çıkacaktır; "Daha ne yapmalıydık" diyenler de olacaktır; ama onlara cevabım nettir; "Hadi canım, siz de!.."
Okuduklarım, gördüklerim; ne acıdır ki, ancak ve ancak "Cim karnında bir noktadır"; o kadar!.. Milletimin, spor camiamızın, Galatasaraylıların, Granit ailesinin, dost ve yakınlarının başı sağ olsun!..
Mekânı cennet olsun ve nur içinde yatsın!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.