Asıl sorumlular nerede?..

A -
A +

Tablo açık; “birilerinin sorumluluğunu saklamak için, her zamanki gibi, ‘gitti gider bir sorumlu’ hemen bulundu ve Erol Bulut “infaz” arenasına “tek başına” atıldı!..
“Birileri, ‘sorumlulukları saklanmak istenen’ birileri” kimlerdi; bu sorunun cevabı, camiadan herkesin, kulüp üyelerinin, taraftarların ve de asıl “futbol medyasında olaylara tarafsız ve sadece gerçekler penceresinden bakmaları gerekenlerin” sormaları gereken sorularda saklı!..
Erol Bulut’u, “onca milyon avrolar harcayarak kurdukları” ve de sezon başında “Şampiyonluğa oynayacak iki 11 rahatlıkla çıkarılabilecek” denilen bir transferler karmasının başına getirenler kimlerdi?..
Üstelik “Büyük takım çalıştırmadı, böyle ‘ağır bir kadronun ağırlığını taşıyabilecek mi’ soru ve tereddütlerinin yaşandığı ve sorulduğu” bir süreçten sonra…
Daha birkaç kötü sonuçtan sonra, “yerden yere vurulmaya başlanan futbolcularla dolu” kadroyu “kuranlar” kimlerdi?..
“Onu da alalım, bunu da alalım, falanı G.Saray’a kaptırmayalım, onların elinden alalım, Galatasaray’dan ayrılan filancaları toplayalım” zihniyeti ile kurulan bir kadronun “asıl sorumluları” kimlerdi?..
Evet “asıl sorumlular” Ali Koç ve onun “Futbol CEO’su” Emre Belözoğlu, neden “ortada yoklar” ve neden “sadece bu sezonun değil, birçok sezonun en pahalı kadrosunun başına getirdikleri” Erol Bulut’u “kurtlar sofrasının ortasında ‘yapayalnız’ bırakıp” sütre gerisine çekildiler?..
Haftalardır, “kötü sonuçlar için ‘suçlu ve sorumlu’ olarak gösterdikleri hakemleri hedefe koymak” ile artık “asıl sebebin saklanamayacağının ortaya çıktığı” Malatyaspor hezimetinden sonra… Bu defa “Hakemler + Erol Bulut” tablosunun altına “sessizce” imza atarak, “kendilerinin hedefe konmasını önlemeye çalışan” bu ikili değil mi?..
Ama ortada, Alanyaspor Teknik Direktörü Çağdaş Atan’ın “istisnaları hariç” Beşiktaş maçından sonra “çok açık ve haklı bir şekilde nitelendirdiği” bir “futbol medyamız var” ve bu medyanın “kendilerini koruyacağını, kollayacağını” biliyorlar; yeter ki, “bu medyanın önüne kolu kanadı kırılmış” bir hedef konularak bugünler geçiştirilsin!.. Ne diyor, “Ligin lideri” ve “Beşiktaş gibi, son haftaların en parlak sonuçlarını alan bir ekibi ‘sızıltısız yenen’ bir takımın hocası” Çağdaş Atan, maçtan sonraki basın toplantısına katılan gazetecilerden “tek soru” gelmeyince…
“Son iki maçını kaybettikten sonra” hem de “haftaların gözdesi” Sergen Yalçın Hoca’nın takımını yenerek, liderliğini koruyan bir takımın hocası, “öfke içinde” şu sözleri söylemekte haklı değil mi; “Soru yok mu arkadaşlar? Bir daha basına da gerek yok bence…” Elbette “kötü sonuçların paydaşıdır” Erol Bulut ama “ikincil” dereceden… Hem saha içi, hem saha dışında üst üste hatalar yapmıştır!..
Arenada “tek başına bırakıldığı için” söylememesi gereken “birçok şey” söylemiş, hem “takım içinde pek çok futbolcuyu”, hem de “spor medyasında birçok yorumcuyu” karşısına almıştır!.. Artık “çatlayan bu testinin su tutması” çok zor görünüyor. Eğer “Gaziantep ve Başakşehir maçları ‘göreve devam testi’ hâline gelmiş” ise işleyen sürecin nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek zor olmasa gerek!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.