Sergen Yalçın üzerine…

A -
A +

Beşiktaş’ın hocasının ‘liyakat problemi’ var mı yok mu? Bunu dile getirdi diye Tümer Metin’e yapılanlar doğru mu?.. 

 
Doğrusu ya, “böyle bir ortamda” hele hele “büyük takımlarda teknik direktörlük yapmak” zor, hem de çok zor!..
Başkan bir tarafta, yöneticiler bir tarafta, camia bir tarafta, seyirci bir tarafta, taraftar bir tarafta, futbol yorumcuları bir tarafta, “kulüpçü” futbol yorumcuları bir tarafta ve de futbolcuları, takımı bir tarafta… Tabii kendisi, ailesi” ve de “özel” hayatı da bir tarafta!..
Her gün, her gece ekrandasın, spor sayfalarındasın ve de “hele pandemi döneminde” haftada üç gün antrenmanda, iki gün maçtasın…
Bir “hele hele” daha; “acımasız” sosyal medyadasın!..
Taraftar, ne “Fatih Terim”, ne “Sergen Yalçın”, ne “Erol Bulut”, ne şu, ne bu dinliyor; yazıyor, konuşuyor, yerden yere vuruyor!..
Vay ki vay!..
Bir gerçek daha var; taraftarın ve de yorumcuların bir kısmı, öyle “bilinçli” ki, “olumsuz sonuçlarda”, hatta “olumlu sonuçlarda bile beklenen futbol olmayınca” yandın ki, ne yandın!..
İşte, “3 puan farkla lider olan” Fenerbahçe’de Erol Bulut Hoca’nın durumu!..
Ve de, hele hele “ilk yarının en başarılı hocası” Sergen Yalçın’ın  Trabzonspor mağlubiyeti ve Antalyaspor beraberliğinden sonra düştüğü durum…
Bakınız, okuyucum Avukat Ahmet Arkun “Sergen Yalçın Liyakat Sorunu” başlığını attığı mailinde ne diyor:
“Tümer bunu deyince linç edildi. Bana göre şu sebeplerden dolayı liyakat sorunu olan teknik adam:
1- Pek çok maça üç ön libero ile çıkması. Oysaki elinde üç tane 10 numara oyuncusu mevcut,
2- Fatih Aksoy gibi genci gönderip ondan 10 yaş büyük kazma stoper Wellinton transferi,
3- Caner'i istemeyip yerine N'Sakala denilen yetersiz sol beki alması,
4- Lens ve Boyd'u kadro dışı bırakıp santrafor oynaması gereken Larin'i sol açıkta oynatması,
5-Sırf Larin'i kanatta oynatacağım diye asıl mevkii kanat olan ve takımın en efektif isimleri olan N'Koudou ve Ghezzal'i takımdan kesmesi
6- Genç star Hasic oynadığı küçücük bölümlerde müthiş işler yapıp kendini kanıtlamasına karşın ihtiyacı olmasına rağmen bu oyuncuya süre vermemesi,
7- Defans bölgesinde sürekli rotasyon yapıp defansın oturmasını engellemesi,
8- 19 yaşındaki Rıdvan'ı rotasyona sokup, 39'a girmiş Atiba'yı üç günde bir hep oynatması,
9- Malatyaspor’un başındayken Beşiktaş’a karşı 11 kişi kendi ceza alanında oynayıp galip gelirken, puan kaybettiği maçlarda rakip takımların kapalı defansla oynadığından şikâyet etmesi,
10-Tosic ve Marcelo transferlerini veto etmesi.”
Ve mailin en sonunda bana bir soru var; “Size göre liyakat sorunu var mı?”
Çok eski yıllardan beri “maç yazmıyorum”, dahası son aylarda “maç bile seyretmiyorum”; zaten ben “maç yorumcusu” değil, “spor yazan” bir gazeteciyim. Onun için değerli okurumun bu sorusuna cevap veremem.
“Beşiktaş’ı seyreden, yazan, yorumlayan, futbol takımlarını ve hocaların stratejilerini, takım tertiplerini, taktiklerini devamlı ve yakından izleyen” arkadaşlarımız ancak bu soruya cevap verebilirler!..
Ama bir sözüm var; Tümer “görüş ve düşüncelerini söyledi” ise neden linç ediliyor?
“Varsa hata ve yanlış olan görüşleri” o ortaya konulur ve o görüşlere cevap verilir, o görüşler eleştirilir; linç etmek ne oluyor; hem de “sevgiyi, dostluğu, saygıyı, barışı, kardeşliği hedeflemiş olan” sporda?..
Yazıklar olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.