Hakemler artık derbiden kaçar oldu!

Bir hakem için derbi yönetmek, bir itibar ve kariyer vesilesiydi.
Şimdi böyle değil.
Adınız ne olursa olsun, performansınız ne kadar iyi olursa olsun; derbiden yıpranmış çıkıyorsunuz.
Hele de birkaç hafta dinlenirseniz; maddi kaybınız da artıyor. Derbi yönetmeyen arkadaşlarınız sizden daha fazla para kazanıyor.
Her derbi bir hakemin bir kulüple uzun bir süre “ayrı kalması” anlamına geliyor.
¥ G.Saray-F.Bahçe: Fırat Aydınus, 15 aydır G.Saray maçına çıkamıyor.
¥ F.Bahçe-Beşiktaş: Cüneyt Çakır daha uzun bir süre Beşiktaş maçına çıkamaz.
¥ Trabzon-F.Bahçe: Ali Palabıyık, uzun bir süre F.Bahçe maçına çıkamaz.
¥ Bülent Yıldırım, hakemliğe devam ediyor olsa Beşiktaş maçı göremeyecekti.
Peki, hangi hakem kasten, bilerek ve isteyerek hata yapar, inanmadığı düdüğü çalar?

Elle oynamalarda herkesin kafası karışık!
UEFA Başkanı Ceferin, Nyon’da ünlü antrenörler Jurgen Klopp, Pep Guardiola, Max Allegri, Carlo Ancelotti, Zinedine Zidane ile toplantı yaptıklarını söylüyor.
UEFA Hakem Kurulu Başkanı Rosetti, burada bir “elle oynama” pozisyonunu her biri firma olan bu antrenörlere izlettiriyor ve fikirlerini soruyor.
Odanın yarısı penaltı diyor, yarısı penaltı değil diyor.
Ve Ceferin soruyor; “Şimdi bana kuralın ne kadar açık olduğunu söyleyebilir misiniz?”
Bu yukarıdaki anekdotu, Oğuz Sarvan salı günü Riva’daki toplantıda başkan ve yöneticilere anlatıyor.

Bekleyin gelirler!
Sevgili Sabri Ugan, dün radyo programında bana sordu; “Yabancı hakem gelir mi?”
Ben de şu cevabı verdim;
“İspanyol Lahoz’un, Alman Felix Brych’in, Hollandalı Kuipers’in hayallerinde hep şu var; bir tane Türk derbisi yönetmek. Ya biz kendimizi ne sanıyoruz? Kendi ligimizi nerede görüyoruz? Bize gelse gelse Bulgaristan’ın, Romanya’nın ikinci sınıf hakemleri gelir.”

Organize ve örgütlü hata yok!
MHK, salı günü kulüp başkanlarına özetle şunu söylüyor; “Hakemlerin genel olarak amacı kariyerdir, para kazanmaktır, UEFA’da daha iyi noktalara gelebilmektir. Hiçbir kulübe karşı organize veya örgütlü bir hata mümkün değil.”
Bu arada karşımızda VAR’da “gri pozisyonun” ne anlama geldiğini (34 + 21) 55 hafta sonra öğrenen bir Kulüpler Birliği var. Bizzat Sayın Başkan Mehmet Sepil, canlı yayında söyledi.

Artık atama kriteri olmaz!
Beşiktaş-G.Antep maçından sonra Alper Ulusoy ve Atilla Karaoğlan’ın niye maçı var?
22. haftaya girdik, kupada yarı finale geldik.
Elde 43 hakem var. Bunların 20’si Süper Lig’de düdük çalabilecek nitelikte. Sakat ve mazereti olan olabilir.
Özellikle G.Saray ve Trabzon maçlarına veremeyeceğiniz hakem sayısı fazla.
Arada üst üste iki hafta kupa oynandı.
Bazı kritik maçlar var; Koray Gençerler’e TFF 1. Lig’de, Zorbay Küçük’e 2. Lig’de... 23. haftayı da dikkate alan MHK, buna mecbur kalmış olabilir.

Bu derbiye “şu çıkar” demekle olmuyor!
F.Bahçe-G.Saray derbisini kim yönetir?
Halil Umut Meler’in bu hafta düdük olarak maçının olmaması, “Bu maç için saklandı” yorumlarına sebep oldu.
15. haftada Beşiktaş ve F.Bahçe kaybedince; 16. haftada aralarındaki derbinin hakemi Cüneyt Çakır oldu. Hâlbuki MHK, Halil Umut Meler’i planlamıştı. Çok sükûnet içinde bir hafta geçerse MHK’nın cesareti artacaktır.
A.Gücü-F.Bahçe, G.Saray-Y. Malatya, Trabzon-Sivas maçları dâhil, hatta bu aradaki sevkler, PFDK ve Tahkim kararları bile derbinin hakeminin belirlenmesinde etkili faktörlerdir.
MHK bütün bunları müzakere edecektir.

Hadi biz düzeltelim!
Salı günü öğleden sonra kuşağında eski bir yardımcı hakem, devletin spor kanalına canlı yayında mesaj gönderdi.
Sunucu da isim vererek mesajı okudu.
Mesajda özetle şu söyleniyor; “BB Erzurum-Keçiören maçının hakemi Caner Ak’tı, Adana bölgesinden. Haftaya da Adana-BB Erzurum maçı var.”
Maçtan sonra Erzurum kalecisi Sehic kırmızı kart gördü. Tabi ilk bakışta, “vayyy be” diyorsunuz.
Sunucu ve yanındaki yorumcu da pek bir şey diyemediler.
Hadi biz düzeltelim.
Sehic maçta ligdeki 4. sarı kartını gördü. Ligde Adana maçı için cezalı duruma düşmüştü. İkinci sarı kartı da maçta sonra ısrarla görmek istedi ve kartın rengi oldu kırmızı.
Cezasını kupadaki Trabzon maçında çekti. Ligde Adana maçında sahada.