Çok tehlikeli sularda geziyorlar!

Federasyonlar ve MHK'lar arasında mutlak bir mesafe olmalı! Kulüpler, Federasyon ve MHK beraber çalışamaz.

1990'lar ve 2000'lerin başlarında bunun çok çirkin örneklerine şahit olmuştuk!

Aslında Nihat (Özdemir) Abi'nin kulağı da deliktir!

Federasyon ve kulüpler; hakem tayinlerini kamuoyu ile aynı anda öğrenmeli.

Bakın; hiçbir şey gizli kalmaz, nitekim kalmıyor!

Birileri bu işe müdahil olduğu anda ipin ucu kaçar!

"Şu kulübün hakemi, şu..." etiketi yapışır!

Buna kimse mâni olamaz!

- MHK'nın Beylerbeyi'nden tekrar Riva'ya taşınma kararı! (Bu arada içeriden dışarıya servis devam ediyor.)

- Yapılan talimat değişikliğiyle yıl içinde hakem klasmanı yapma hakkının artırılması!

Bu ve benzeri hamleler çok tehlikelidir! Haa mesleki anlamda bana güzel malzeme çıkar!..

Halis Özkâhya niye bıraktı?
1) G.Saray-F.Bahçe derbisindeki Meireles'in tükürüğü (16 Aralık 2012)

2) G.Saray-Konya maçında VAR görevi (23 Kasım 2018)

Bu iki maç, sakız gibi üzerine yapışmıştı! Bir üçüncüsünü Gaziantep-Kasımpaşa maçında geçen hafta yaşadı.

Hakemliğe devam etmesi zordu. Doğru bir karar aldı! Elemelerde dün oynanan Slovakya-Slovenya millî maçının hakemi idi. Bu maçı iade etti.

Federasyon, Gaziantep ve Kasımpaşa teknik direktörlerine hoşgörülerinden ötürü teşekkür eden bir açıklama yayınladı.

Aslında her iki kulübün ve TFF'nin yaklaşımı pozitifti. Sorgulanması gereken şu; 41 yaşında bir FIFA hakemi, (üstelik 1. kategoride) dokuz dakika uzatma verdiği maçı neden 5 dakika erken bitirdi?

Bunun iki sebebi olabilir!

1) Ardı arkası kesilmeyen eleştiriler! İş artık haysiyeti, şahsiyeti aşmıştı!

2) Maçtan önce, onu çok etkileyen bir olayın yaşanması!

Uzatmadaki hataya takılıp kalmayın; Gaziantep-Kasımpaşa maçı, bardağı taşıran damla olmuştur!

Aloo Elleray "online" mı?
Müthiş! İngiliz David Elleray, TFF Danışmanı yapıldı! Aynı zamanda iki görevi daha var!

1) IFAB Teknik Direktörü

2) İngiltere Hakem Kurulu Başkanı!

Federasyon, "hakemlik sistemi" üzerine bir "çalışma grubu" oluşturmuş! Peki, David Elleray'ye şunları anlattınız mı, anlatabildiniz mi? Bari bizden duysun!

1) Bizim ülkede kulüp başkanları; oyun kurallarını, hakemlerden daha iyi bilirler!

2) Bizim TFF Yönetim Kurulu, toplumu germek isteyen yorumcuların ağızlarının içine bakar!

3) Bizim kulüpler için hakem ve MHK hakkında konuşmak marifettir. Zorlu maçlardan önce açıklama yapmak bir gelenektir!

4) Bizde şampiyon olanlar, hakemlere rağmen (!) olmuşlardır...

5) Sevgili Elleray, o senin yazdığın VAR protokolü var ya; haa işte onu bizde  "Gel, bir bak kardeşim" yapmak istiyorlar!

Bu arada o senin yazdığın protokole uyan hakemlere de maç vermiyoruz! Bundan haberin oldu mu?

Akbabalar ve akrabalar!
Türk futbolu, FIFA sıralamasında Belçika'yı yakalamış!

Şampiyonlar Ligi'ne iki takım direkt katılma hakkını elde etmiş! Millî takım, finallerin gediklisi olmuş!

Kulüplerimiz 50 milyon avroya stoper ithal eder hâle gelmişler! Tek bir problemimiz kalmış; o da akraba hakemler!

Ekranda çok bağıran yorumcu; "akraba hakemler" diye bağırdıkça, Riva'daki beyler bütün kaosun sebebinin bu olduğunu zannettiler!

Ya da o malum yorumcuya şirin gözükme hevesi!

Rahat olun; bu liglerde iki yıldır aynı klasmanda baba-oğul gözlemci yok.

Hangi probleminiz çözüldü?

Dünyada hiçbir meslek ya da uğraş yoktur ki; baba/oğul yaparlarsa, yapmışlarsa yasak edilsin!

Bu insan haklarına aykırıdır ki, AİHM'e gidiyorlarmış. Kesin netice alırlar; örnekleri çok!

Peki; TFF yöneticilerinden, siyasilerden, iş dünyasından, ses sanatçılarından gelen torpil ve baskılar ne olacak?

Aslında "kötü hakem" şanstır!
Haydi, kabul ettik; hakemler bu dört büyüklerin her maçta haklarını gasbediyorlar!

Aslında bu bir şans değil mi?

Bugüne kadar biraz bağışıklıkları artardı!

Bir tık daha fazla efor sarf ederlerdi!

Avrupa'da nefesleri bu kadar çabuk kesilmezdi! Ne dersiniz?