"Paşam, kulağımıza hoş olmayan lakırtılar geldi!"

Emek Bayraktar:

- Paşam! Paşam!

- Heyecanlanma dadaşım! Sakin ol! Seni dinliyorum!

- Nasıl heyecanlanmayayım paşam? İçimiz kan ağlıyor! Duyduk ki Urus Melikof keferesi Erzurum’u istermiş!

- Aç tavuk rüyasında darı görürmüş!

- Paşam, kulağımıza hoş olmayan lakırtılar geldi!

- Neymiş?

- İçimizden bazı kendini bilmezler, güya kan dökülmesini istemezmişler, korkaklık gösterip dadaşlarımızın kuvvet-i maneviyesinin kırılmasına sebep olurlarmış!

- Her yerde, her devirde öyleleri çıkar dadaşım! Telaş etme, dert de…

- Kanımıza dokunur paşam. Aha bu gördüğün şehrimizin sevilen sayılan kişileriyle birlikte, ahalinin nabzını tuttuk! Yediden yetmişe dinledik. Arkadaşlarım şahitler! Allah için konuşsunlar, sözlerimde hilaf varsa “yalan söylüyor” desinler; “Eyvallah” der, çekip giderim!

- Hiddetlenme dadaşım!

- Kusuruma bakmayınız paşam! Mesele memleket meselesi olunca tüylerim diken diken oluyor! Edepsizlik edersem, bağışlayın!

- Asker, askerce diklenmeyi sever dadaşım! Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır! Eee kim ne demiş?

- Paşam duyduk ki kendini bilmez birkaç kişi “Şehri terk edip Bayburt veya Erzincan istikametinden iç kısımlara göçelim" demişler! Paşam, hiç olacak şey mi?

- İsteyen zaten gidiyor dadaşım! Zorla kalın diyen mi var?

- İşte biz de onu demek istiyoruz paşam! Ta Kafkaslardan bu tarafa binlerce İslâm ailesi, kafilelerle geçip o taraflara gidiyorlar! Durmasını, direnmesini bilmeyen onlar, kendilerine itimadı olmayan birkaç kişi... Biz şehri müdafaaya kararlıyız paşam! Padişahımızın senelerce uğraşarak yaptırdığı tabyalar yıkılmadıkça biz de yıkılmayacağız ve burada ordumuzun yanındayız.

- Ah dadaşım ah! O tabyalar, tam on seneye yaptırıldı. Öyle kolay da olmadı. Ne göz nuru, ne el emeği var buralarda? Bilen bilir!

- İşte diyoruz ki, bu alın teriyle yaptığımız tabyalar yere serilmediği müddetçe, her Erzurumlunun bedeni tabya olup yere düşmedikçe, biz evvel Allah, şehri müdafaa edeceğiz!

- Dadaşlarıma itimadım sonsuzdur!

- Kanımızın son damlasına kadar varız paşam! Bütün dadaşların adına söz veriyoruz! Erzurum, bildik bileli Türk ve İslâm diyarı, yine de öyle kalacak! Dün Müslüman Türk’tü, bugün de Müslüman Türk'tür, Yarın da öyle olacaktır biiznillah!

- Biiznillah! Gözlerim yaşardı dadaşım! Biz olduğumuz müddetçe bu toprakları küffara teslim etmeyiz! Siz duâ edin, gerisini bize bırakın!

- Muhterem Paşam; leşker-i gaza, leşker-i duâ ordularının ne demek olduğunu bütün Erzurumlular bilir! Duâlarımız, kalplerimiz ordumuz için!

- Sağ olun, var olun dadaşlarım! Kalbimi ferahlattınız, Cenâb-ı Mevlâm da sizleri ferahlatsın!

Ahmed Muhtar Paşa, Erzurum halkı adına gelen heyetteki Emek Bayraktar, Mutan Ağa, Gül Ahmet, Arap Ali'yi bütün samimiyetiyle dinledi, gönüllerini hoş tutmalarını, lazım gelen neyse onu yapacağını söyleyip duâlarını alarak uğurladı... DEVAMI YARIN