Topçular ve maketler

A -
A +

Maç öncesi herkes Fenerbahçe’nin kazanacağını biliyordu. Ama bu kadarını sanırım kimse beklemiyordu

Fenerbahçe’yi tebrik edelim, daha ilk cümlede…        Maçın başında, rakibinin beklenen baskısını ustalıkla savuşturup sakin ataklarla kolay goller buldular.
Kolay diyorum, çünkü ilk yarıdaki her iki golde de rakip ceza sahasında, kaleci Onur’un burnunu dibinde çalımlar atacak kadar rahattılar Alper ile Volkan… 
Üstelik koca ilk yarı boyunca on kişi oynamalarına rağmen!
Van Persie’nin parlak geçmişine hürmeten “rakip defansı oyaladı” filan diyeceğim ama onu da yapmadı ilk yarıda. Ne top tutabildi, ne pozisyona girdi, ne şut attı.
İkinci yarıya çıkmaz dedim ama çıktı.
Büyük topçuların arkasından konuşmayacaksın, işte bir sahne alıyor, maçı bitiyor.

Maç öncesi herkes Fenerbahçe’nin kazanacağını biliyordu.
Ama bu kadar rahatını sanırım kimse beklemiyordu.
Bir kez daha tebrikler.

Trabzon’a gelince… Hiç gelmesek mi yoksa…
Kadroya adam adam bakıyorsun, bu kadar fark yiyecek bir takım değil.
Peki, eski takımlarının yıldızı olan bu futbolcular, Trabzon’da neden sıradan hale geliyor?
Bosingwa’sı, Cordozo’su, Musa Nizam’ı, Güray’ı, Mehmet Ekici’si, Özer’i, Okay’ı… 
Hangisini almazsın?
Seyirci desen var, kendi sahanda oynuyorsun…
Hami’nin deyişiyle “bir maç alıp sezonu kurtaracaksın” ama yok işte!
Olmadı, olmuyor.
Tacı bile rakibe atan bir takım…
Hele Onur… Bütün kariyeri içinde bir an önce unutmak isteyeceği bir maçı oynadı dün…

Olaylar için ne denebilir ki?
Kelimeler yetersiz...

MAÇIN ADAMI

Simon Kjaer

KIRILMA ANI

Verilmeyen
penaltı, belki…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.