Nasıl yani?

Galatasaray, kazandığı birçok maçtan daha iyi oynadı. Buna rağmen Sivasspor iki defa öne geçti. Dün mukavele yenileyen Ali Şaşal, takımına bir puanı     hediye etti.

¥ Ankaragücü maçı sonrası kimi sakatlık (Emre), kimi ceza (Mustafa), kimi de mağlubiyette rol almış 6 oyuncusu bu kez Sivas karşısında yoktu Galatasaray’ın.
¥ En iyi maçlarından birini oynuyordu sarı-kırmızılılar. Hatta Linnes’in Gradel’e “asist yapması” sonrası geriye düşmelerine rağmen oyun isteğinden hiçbir şey kaybetmemişlerdi.
¥ Sadece bekler değil, stoperler de (Donk - Marcao) sık sık hücuma katılıyordu.
¥ Özellikle Taylan, formasından bir süre uzak kalmanın iştahıyla oynuyordu. Yine o bildik uzun ve isabetli paslarını dağıtıyor, sıkışan oyunu rahatlatıyor, defansına yardıma geliyordu.
¥ Keza Falcao… Futbola olan hasretini, kariyerinin en şık gollerinden birini atarak dindiriyordu. Galatasaray’da her şey yolunda gibiydi.
¥ Yarım saati doldurmuştuk ki, Linnes bu kez hatasına Donk’u da ortak etti; iki oyuncu birbirine dolanınca Tyler Boyd, Sivas’ı bir kere daha öne geçirdi.
¥ Devrede soyunma odasına mağlup giden Galatasaray, sahaya “tepesi atmış” olarak döndü. Maçı Sivas ceza sahasına yıktı, rakibini hapsetti.
¥ Bu baskının haber verdiği gol, eski maçlardaki sabıkasıyla hatırladığım Uğur Çiftçi’nin gereksiz, basit, hatta ihanet gibi penaltısıyla geldi (Falcao: 2-2.)
¥ Bundan sonra ilginç bir şey oldu. Sivasspor açıldı, sarı-kırmızılı oyuncuları “geri püskürttü.” Son dakikalardaki şuursuz baskıda ise kaleci Ali Şaşal sahne aldı ve takımına 1 puanı hediye etti.
¥ Sivasspor kadro istikrarına sahip bir takım. Kulübün tarihi kadar eski Ziya, Ali, Hakan, Uğur hatta Rıza Çalımbay... Hak ettikleri puanı savaşarak aldılar.

MAÇIN ADAMI: Ali Şaşal Vural