Beşikdüzülü Hasan Çavuş

A -
A +
“Fotoğraflar başka kimsenin bilmediği anların, o ana saplanıp kalmış düşlerin solgun çehreli şahitleridir...”
 
 
Evimde tarihi bugüne aktaran, iz bırakan duvardaki fotoğraflarımla ilgili duygularımı anlatmaya devam ediyorum.
Dedemin vesikalık sureti, İstanbul'u işgal eden İngilizlerin verdiği kimlik kartında görünmektedir fotoğrafta…
Babamın büyükbabası Miralay Fethi Beyin kılıcı ve silahı çarpar göze, yan duvarda.
Düşmanı bezdiren Arnavut birliğinin komutanıdır sert bakışlı büyük baba... Korkusuz ve asabidir.
Sivastopol'de Rus mermi yağmurunun üzerine koşar tereddütsüz. Ardından gelen askerleriyle birlikte o topraklara karışır sonsuza kadar.
Onun altında kayınpederin büyükbabası Beşikdüzülü Hasan Çavuş bakmaktadır zoraki tebessümüyle. Rus savaşında esir düşmüştür. 9 yıl sonra kaçarak, buz gibi denizlerde yüzerek, vadilerde saklanarak, ardından gelen Rus askerlerini pusu kurup boğazlayarak binbir zahmetle döner gelir evine…
Hayatın taş yaptığı karakteriyle sadece bakar karısı ve çocuklarına. Aylar sonra konuşur, ölene kadar bir kere bile gülmez.
Mübeccel Hanım'ın seksen sekiz seneyi geçkin büfesinin üzerinde, enişte Doktor Kemal, Babam Bankacı İlhami, Kayınpederim Amiral Oktay, annem, teyzem yan yana durmaktalar…
Halam Lamia ve Fehmi Enişte, evliliklerinin ilk gününde gülümsemekteler birbirlerine köşe lambasının hemen üzerinde…
Amcalar, dayılar, yengeler, halalar, uzak yakın kuzenler, anneanne, babaanne ve isimlerini dahi bilmediğim genç hayaller…
Zamanın donup kalmış hâlidir fotoğraflar. Yaşananların, bir solukta bitip gidenlerin tanıklarıdırlar.
Başka kimsenin bilmediği anların, o ana saplanıp kalmış düşlerin solgun çehreli şahitleridir.
Ben severim duvarımdaki fotoğrafları. Hepsiyle kan bağım vardır çoğunu tanımasam da.
Öldüklerini bilmezler ben onları duvarda yücelttikçe.
Hiç düşünmem yaşamadıklarını, görmediklerini ve hissetmediklerini.
Biliyorum, hüzün hep olacaktır ama geri gelecektir huzurum. Ve sabırla bekleyecektir duvardaki çerçevesini, soluk bir hayal olana kadar ruhum…
Bir başka duyguya geçersek eğer, ben kolayını buldum... Kendimi yazıyorum, birbirine eklediğim cümlelerin bir yerlerde okunduğunu hissederken yalnız olmadığım konusunda kendimi ikna ediyorum…
Yeni yılda, iyi insanlarla tanışmanızı veya mevcutları yeniden keşfetmenizi diliyorum.
Bu vesileyle mutlu seneler...
        Hakan Kınay-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.