Afrika çöllerindeki çoban bile 'Erdogaaan' derken...

A -
A +
*AFRİKA NOTLARI
Kudüs oylamasından hemen sonraydı...
Suriyeli Türkmen liderlerden Samir Hafez aradı...
Sevinçten düğümlenen sesiyle şunlar dökülüyordu dilinden;
"Türkiye ihlaslı bir ülke...
Türk milleti ihlaslı bir millet...
Erdoğan, ihlaslı bir lider...
Bu ihlasıdır ki, Türkiye'yi yüceltecektir...
Bu ihlastandır ki kimse Türkiye'nin önünde duramayacaktır."
Haklılığını, birkaç gün sonra canlı örnekleriyle Afrika'da gördük..
             ***
Görüntüleri izlediniz...
Cumhurbaşkanımız dört gündür Afrika'daydı...
Sudan, Çad, Tunus...
Biz de heyetindeydik...
Zaman zaman gözyaşlarımızı tutamadığımız bir gezi oldu.
             ***
BM'deki tarihî Kudüs zaferinin ardından Erdoğan'ın ilk yurt dışı seferiydi...
Bunun Afrika'ya denk düşmesi, bir başka anlamlı oldu.
Gördüğüm o ki, İslam coğrafyasının yaşadığı gurur ve Erdoğan'ın yaptığı ziyaret, bu ülkeler için Trump'ın dolarlarından daha değerliydi. 
Devlet erkanında, sokaktaki gencinde yaşlısında, hepsinin gözlerinde ayrı bir mutluluk ve sevgi vardı.
Bunu en çarpıcı gördüğümüz yer de Sudan oldu.
Başkent Hartum âdeta bayram yeriydi...
Hartum Havaalanı'ndan itibaren yollar ellerinde Türk bayraklarıyla Cumhurbaşkanımızı bekleyen insan seliyle dolmuştu.
Dillerde bir tekbir vardı, bir de "Reiiiiis, Erdogaaaan" tezahüratları...
Başkentte hemen her direk, her köprü yine Erdoğan ve Sudan lideri Ömer El-Beşir'in posterleriyle süslenmişti.
Altlarında da şunlar yazıyordu;
- Sayın Erdoğan, vatanınız Sudan'a hoş geldiniz...
- Erdoğan, değişimin lideri...
- Sudan halkı seni selamlıyor Sayın Erdoğan...
- Sudan ile Türkiye arasında din ve iman bağı var.
             ***
Sevgi gösterileri, dualar ve tezahüratlar altında ulaştığımız Sudan Ulusal Meclisi'nde milletvekilleri erkenden yerlerini almış, Cumhurbaşkanımızın teşrifini bekliyordu.
Türk heyetini görür görmez salonda tekbirler yükseldi.
Türk gazetecileri bile nasıl ağırlayacaklarını, ne yaparsalar memnun edeceklerini bilemediler.
Gözler, bakışlar, mimikler o kadar çok şey anlatıyordu ki...
Sonra Cumhurbaşkanımız geldiğinde Meclis salonunda yaşanan mutluluk ve coşkuyu her Türk vatandaşının görmesini dilerdim.
             ***
Gezi boyunca tablo böyleydi...
Sudan Meclis Başkanı, Hartum Üniversitesi Rektörünü, Sudanlı gençleri dinlediniz.
Erdoğan'la başlayan 'dik duruş'un, ümmette dirilişe dönüştüğü süreçteyiz.
Bu yüzdendir ki, İsrailli küstah bir bakan "Sultanlık ve Osmanlı bitti. Artık korkmuyoruz" deme gereği duyuyor ve aslında bilinç altındaki korkunun ipuçlarını veriyor.
Başlayan bu süreçtendir ki, Malezya'dan yükselen bir ses "Ekonomimiz etkilenecek olsa bile, artık Müslümanların haklarını savunmaktan korkmuyoruz" diyor.
             ***
Ben size ötesini söyleyeyim...
Savakin'in çöllerinde, devesini otlatan çoban bile Erdoğan'ı biliyor, ne dediğini, ne yaptığını takip ediyor ve uzun adamı canı gönülden seviyor. 
Hiçbir sevgi karşılıksız olmaz...
Erdoğan da "Buralarda ne işimiz var?" dedirten yerlere bile gidiyor, orada yaşayanlara el uzatıyor.
İşte Erdoğan'ı, Erdoğan yapan bu oluyor...
Türkiye'de nasıl ki garibin, fakirin fukaranın sofrasına oturuyorsa buralarda da aynı ihlas ve samimiyetle gönül bağları kuruyor.  
             ***
Bizim Afrika'da yaşadığımız duygular bunlardı...
Dünya Türkiye'yi konuşurken, Türkiye'de birileri KHK üzerinden FETÖ'cüleri korumaya çalışmış,
"Ömer El-Beşir de yüzde 75'le seçildi ama, ülkesi bölündü" diye zırvalamış.
Hepsi FETÖ ve HDP ile iş tutanlar, tarihin en vahşi katliamlarından birine imza atıp, yüz binlerce insanı katleden Beşar Esad'ı Türkiye'ye karşı destekleyen tipler...
Merak etmeyin; dünya sizi de görüyor beyler...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.