Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllar önceki 'bayrak' olayını anlattı: Angela Merkel gülmeye başladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gençlik Buluşmaları Kampüs Programı'nda gençlerle bir araya geldi. Erdoğan, yıllar önce Rusya'da Türk bayrağını yerden alıp cebine koyduğu anları hatırlatarak "Angela Merkel, bayrağı alıp cebime koyduğumda güldü. Ben de hamd ettim çünkü bu bayrak yerde duramaz. Unutmayın, sizler de bu bayrağımızı yerlerde süründürmeyeceksiniz. Bayrağım yerde duramaz" dedi.
- Erdoğan gençlere Türkiye'nin güvenli ve güçlü bir geleceğe doğru gittiğini söyledi.
- Terörle mücadele başarıları hakkında bilgi paylaştı.
- Deprem konutlarının hızlı bir şekilde inşa edildiğini ve CHP'nin eleştirilerine rağmen başarılı bir şekilde ilerlediğini belirtti.
- Gazze'deki Türkiye’nin rolü ve Cumhurbaşkanının diğer dünya liderleriyle yaptığı görüşmeler hakkında konuştu.
- Türkiye’nin lider konumunun güçlendiğini ve NATO zirvesi için hazırlıklarının tamamlandığını ekledi.
- Kıyafet tercihlerinin eşi Emine Erdoğan ile birlikte aldığını söyledi.
- Amatör futbol ve basketbol tecrübelerini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gençlik Buluşmaları Kampüs Programı'nda gençlerle buluştu.
Erdoğan, yıllar önce Rusya'da Türk bayrağını yerden alıp cebine koyduğu anları hatırlatarak "Angela Merkel, bayrağı alıp cebime koyduğumda güldü. Ben de hamd ettim çünkü bu bayrak yerde duramaz. Unutmayın, sizler de bu bayrağımızı yerlerde süründürmeyeceksiniz. Bayrağım yerde duramaz" ifadelerini kullandı.
Ahmet Kaya'nın seslendirdiği "Şiire Gazele" türküsünü dinleyen ve kendisi için hazırlanan videoyu izleyen Erdoğan, programa katılan gençleri selamladı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin pırıl pırıl yüzlü üniversiteli gençleriyle birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gençlik buluşmaları" programını Türk siyasetine kendilerinin kazandırdıkları, kendileriyle sembolleşen özgün çalışmalardan biri olduğunu belirterek, "Şimdiye kadar Konya'dan Bursa'ya, Samsun'dan Şanlıurfa'ya, Mardin'den Muğla'ya birçok ilimizde gençlerimizle bir araya geldik, hasbihal ettik. Farklı konularda ufuk turu yaptık. Bu buluşmaların şahsen benim de ufkumu açtığını ifade etmek isterim. Gençlerin kalbinde yer edinmeye, gençlerle yoldaşlık etmeye, işte bugün burada olduğu gibi gençlerle ruberu sohbet etmeye siyaset yolculuğumda hep özel önem veriyorum." diye konuştu.
Hayalini kurdukları Türkiye'nin umudu olan gençlerden sadece cesaret değil, aynı zamanda ilham da aldıklarını dile getiren Erdoğan, mesuliyetlerinin büyüklüğünü gördükçe başta gençler olmak üzere 86 milyonunun esenliği için daha çok çalıştıklarını ve koşturduklarını ifade etti.
Erdoğan, bugün gençlik buluşmalarına yeniden "bismillah" dediklerini kaydederek, partisinin gençlik kollarının davetine icabet eden katılımcılara teşekkür etti.
Konuşmasının ardından gençlerden gelecek soruların şekillendireceği samimi bir sohbet yapmak istediğini belirten Erdoğan, "Gençlik Buluşmaları"nın Türkiye'deki tüm üniversitelerden geniş katılımla başlamasını da çok kıymetli bulduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün çatısı altında bir araya geldiğimiz bu tarihi bina, hem şahsımın siyasi hayatında hem de Türk siyasal tarihinde özel bir yere sahip. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane olarak uzun yıllar hizmet veren, İstanbul'un da simge yapılarından olan bu bina aynı zamanda gazeteci, merhum Mehmet Ali Birand'ın hazırlayıp sunduğu '32. Gün' programının çekildiği mekandı. Burada kendisiyle güzel bir sohbet yaptık. O moderatördü ve sevgili gençler de orada bizi soru yağmuruna tutmuştu." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı olduğu 1998 yılında, bu salonda Birand'ın misafiri olduğunu, üniversite öğrencilerinin sorularını cevapladığını, 27 yıl sonra bu sefer Türkiye Cumhurbaşkanı olarak yine aynı mekanda üniversite gençliğiyle bir araya gelmenin bahtiyarlığını yaşadığını söyledi.
"GENÇLERE EN ÇOK TEVECCÜH GÖSTEREN SİYASİ HAREKETİZ"
Böylesine tarihi bir mekanda bu anlamlı buluşmaya vesile olan AK Parti Gençlik Kollarını tebrik eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Gençler, bakınız. Biz genç dimağların enerjisini ve heyecanını siyasete katarak yola çıkmış bir hareketiz. 23 yıllık iktidarlarımız boyunca da hep gençlerle omuz omuza yürüdük. Siyasetten bürokrasiye ve iş dünyasına her alanda gençlerin önünü açarak yürüdük. Bugün de gençlerin en çok teveccüh gösterdiği, gençlere en çok teveccüh gösteren siyasi hareket biziz. Çünkü biz bu ülkenin en büyük gücünün misyon olarak öz güven ve ideal sahibi bir gençlik olduğuna inanıyoruz. Ve bugüne kadar da yanılmadık, aynı şekilde bu yola devam ediyoruz. Köklerinden güç alan ama gözünü ufka diken, dünyanın dönüşümünü okuyabilen iddialı, şuurlu, ahlaklı ve nitelikli bir gençlik aradık ve bunu bulduk. AK Gençlik, işte böyle bir sorumluluğu omuzlarında taşıyor. Biz, onca imkansızlıklara rağmen surda gedik açmayı başardık. Şimdi o gediği büyüterek zaferi kucaklayacak olan sizlersiniz. Sizlere inanıyorum, sizlere güveniyorum ve bu yolda birlikte emin adımlarla yürümekte kararlıyız. 21. yüzyılı, Türkiye'nin asrına çevirecek gemiyi menzile ulaştıracak ve küresel liderliğini kabul ettirecek bir Türkiye'ye ben sizlerle birlikte kavuşacağımıza da inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hedefe giden yolda her şeyden evvel gençlerin enerjisine, yeteneklerine, dinamizmine ihtiyaç olduğunu, bu dinamizmin gençlerde olduğuna inanmakta yanılmadığını söyledi.
Türkiye'nin gençlerinin bu milletin geleceğini avuçlarında taşıdıklarını bir an bile akıllarından çıkarmamalarını isteyen Erdoğan, "Ülkemizin yarınlarına damga vuracak siyasetçiler, ekonomistler, kültür ve sanat insanları, bilim insanları, iş insanları ve her türlü konunun uzmanları unutmayın sizlerin arasından çıkacak. Onun için kendinize inanın, kendinize güvenin. Dolayısıyla hangi alanda eğitim alıyorsanız en iyisini almaya çalışın. Hükümet olarak biz de elimizden gelen her türlü imkanla sizin yanınızda olmaya devam edeceğiz." dedi.
"KENDİ GELECEĞİNİZE DE ÜLKEMİZİN GELECEĞİNE DE SAHİP ÇIKIN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gerçeği ifade etmekte fayda gördüğüne dikkati çekerek, şu ifadelere yer verdi:
"Türkiye'de gençlere hep 'Elde var bir' mantığıyla bakanlar olmuştur. Bunları 27 Mayıs'tan 12 Mart ve 12 Eylül'e kadar Türkiye'nin demokrasi yolculuğunu kesen tüm darbeciler ve darbelerde görürsünüz. Ama biz böyle bakmadık. Biz, gençlere inandık ve gençlerle yol yürümenin faziletine inandık ve bu gençleri sağcı, solcu, Alevi, Sünni diye kışkırtıp sokaklarımızı alev topuna çevirirken görürsünüz. Bunları Gezi olaylarında ağaç bahanesiyle hükümeti devirmeye çalışırken görürsünüz. Bunları halkın parasını yağmalayan, suç örgütlerini yargıdan kaçırma teşebbüslerinde görürsünüz. Bunları şimdi de sosyal medyada farklı maskeler altında provokatörlük yaparken görürsünüz. Gençlerimizden bu istismarcılara, bu millet düşmanlarına karşı dikkatli olmalarını özellikle rica ediyorum. Sakın bunlara aldanmayın. Kendiniz için, mürüvvetinizi görmek isteyen anne babalarınız için, bu milletin, bu ülkenin aydınlık geleceği için lütfen gençler bunlara fırsat vermeyin. Kendi geleceğinize de ülkemizin geleceğine de sahip çıkın. Allah'ın izniyle daha önümüzde birlikte yürüyeceğimiz uzun bir yol var. Rabbim ömür verirse, sizlerle birlikte daha nice başarılara, nice zaferlere imza atacağız. Bunun hayalini kuruyor, bu güzel ideal için her birinize güveniyorum. Sizlere hayat adına belirlediğiniz hedeflerde başarılar diliyorum."
Programın hayırlara vesile olması dileyen Erdoğan, buluşma için AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Yusuf İbiş'i tebrik ederek, 81 ildeki 207 üniversiteden gelen gençlere katılımlarından dolayı teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahmet Kaya'nın "Şiire Gazele" türküsünü bir kez daha dinleyip gençlerin sorularını cevaplamak istediğini ifade etti.
Program soru-cevap bölümüyle devam etti.
BAYRAK OLAYINI HATIRLATTI: MERKEL BAKIP GÜLDÜ
Erdoğan, yıllar önce Rusya'da Türk bayrağını yerden alıp cebine koyduğu anları hatırlatarak "Angela Merkel, bayrağı alıp cebime koyduğumda güldü. Ben de hamd ettim çünkü bu bayrak yerde duramaz. Unutmayın, sizler de bu bayrağımızı yerlerde süründürmeyeceksiniz. Bayrağım yerde duramaz" ifadelerini kullandı.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Parlamentodaki arkadaşlar Terörsüz Türkiye ile ilgili görevlerini üstlendiler ve çalışmaları süratlendirdik. Mağaralar boşaldı, silahlar yakıldı, yakılıyor." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Kendi KIZILELMA'mızla kendi füzemizle havada atışları yapmak suretiyle bununla netice alma konumuna geldik." dedi.
" 15 AY SONRA SİYASETTE KAPILAR BİZE FARKLI BİR ŞEKİLDE AÇILDI"
4 ay hapiste kalmasına gerekçe yapılan Ziya Gökalp'e ait "Minareler süngü, kubbeler miğfer" dizelerini içeren 'İlahi Ordu' şiirini yeniden okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu, aynı zamanda Ziya Gökalp'le eş anlamlı olarak da söylenen bir şiirdi. Ama buna rağmen, ne olursa olsun, kimin okuduğu önemliydi. Oradan yaklaşılarak hemen dava açıldı. Hayırlısıyla biz de cezaevine gittik. Ama bakın, oradan çıktık. Fazla sürmedi. 15 ay sonra siyasette kapılar bize farklı bir şekilde açıldı. Yeni bir dünya kuruldu ve Türkiye'de, yeni bir dönemin kapıları açıldı" diye konuştu.
Programda söz alan bir başka öğrenci, daha önce okuduğu şiirin CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından okumaya çalışıldığını ifade etti , buna ilişkin hazırlanan bir videoyu izletti. Görüntüler üzerine gülümseyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Karıştırdı ya, ‘Minareler mızrak oldu' diyerek" ifadelerini kullandı.
Bir başka öğrenci de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, eski NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in anı kitabında yer verdiği ve kulislerde birlikte mısır yenilen anıyı hatırlatarak, bu hatırayı salondaki gençlerle paylaşmasını istedi.
Bu soru üzerine Erdoğan, "İstanbul Dolmabahçe'de bir ziyareti olmuştu Stoltenberg'in. Mısırla kestanenin de mevsimiydi. "Mısırla tanışır mısın?" dedim. Baktım, biraz zor tanışıyor. Ben de, "Ben çok severim, sana da ikram edeyim" dedim. "Mısır kestanesi olmaz" deyince arkadaşlara, "Hemen mısır aldırın" dedim. Kestaneyle beraber o gün orada bir mısır yedik. Fakat böyle bir hatıratına bunları zikredeceğini, oraya koyacağını nereden bileyim? Sağ olsun, var olsun. İyi bir insandı, hoş bir insandı. Onunla uzun yıllar beraber çalıştık. Temenni ederim ki inşallah Rutte de, aynen Stoltenberg gibi bu süreci devam ettirir" dedi.
"ÖZELLİKLE CHP'NİN "BUNLAR BUNU YAPAMAZ, YETİŞTİREMEZ" DEDİKLERİ YERLERDE, BİZ HEM DEPREM KONUTLARINI YAPTIK"
Programda söz alan bir üniversite öğrencisi, deprem bölgesinde yürütülen yoğun çalışmalar ile eş zamanlı hayata geçirilen sosyal konut projelerinin, Türkiye'nin sosyal devlet anlayışı açısından nasıl bir önem taşıdığını sordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle cevap verdi: "Malatya, gerçekten çok büyük darbe yiyen illerimizden bir tanesiydi. Şu an itibariyle Malatya'da 350 bine yakın konutu ayağa kaldırdık. Sağ olsun ilgili bakanım ve ekibi, çalışmalarını burada kararlılıkla yürütüyorlar. Ve sadece konutlar değil, bunun yanında deprem konutlarıyla beraber köy evlerini de yapıyoruz. Köy evleriyle de buralarda çok farklı bir hava estiriyoruz. Yani özellikle CHP'nin "Bunlar bunu yapamaz, yetiştiremez" dedikleri yerlerde, biz hem deprem konutlarını yaptık, hem köy evlerini yaptık ve artık vatandaşlarımız yerleşir hale geldi. Bir taraftan inşa ediyoruz, bir taraftan da açılışlar ve deprem konut teslim törenlerini yapıyoruz. Şimdi önümüzde inşallah aynı şekilde Adıyaman ile ilgili adımlarımız olacak ve oradaki konutları da yavaş yavaş teslim etmeye başlayacağız" şeklinde konuştu.
"ALLAH'A HESAP VEREMEYİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de Türkiye'nin girişimleriyle sağlanan ateşkesin kalıcı olup olmayacağına dair soruya ise şu yanıtı verdi: "Tabii bize düşen görev, esbaba tevessüldür. Gerisi Allah Kerim. Biz her türlü adımı atıyoruz. Az önce de yine gördünüz; Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bu konuşmayı yaparken, karşımda masalarda İsrailli delegeler vardı. Onların yüzlerine baka baka o konuşmayı yaptım. Korkaklarla savaşa gidilmez. Biz korkak değiliz. Bizim hükmümüz var ya; "Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hikmetine râm ol. Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol." Biz bu yola böyle çıktık ve hamdolsun bunun neticesini de aldık. İşte Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığımız konuşmalar, özellikle Gazze'nin daha çok dayanma gücüne erişmesine vesile oldu. Aynı şekilde yine Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda, dar kapsamlı olarak Sayın Trump'la yaptığımız toplantıda da özellikle Müslüman ülkelere mesajımızı verdik. Ama burada Türkiye olarak bizim söylediklerimiz, Trump'ın yanında iz bıraktı. Bundan sonraki süreçte de aynı şekilde kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Bundan geri adım atmak yok. Geri adım atarsak, Allah'a da Gazze'ye de bunun hesabını veremeyiz" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE, HAMDOLSUN DÜNYADA FARKLI BİR YERE, FARKLI BİR KONUMA SAHİPTİR"
Programda söz alan bir öğrenci, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Türkiye'nin son yıllarda kriz yaşayan ülkeler arasında diyalog kuran "lider diplomasisi" yaklaşımını ve önümüzdeki yıl Türkiye'de yapılacak zirvelerin bu süreç açısından nasıl okunması gerektiğini sordu.
Erdoğan, "Ülkemiz Türkiye, hamdolsun dünyada farklı bir yere, farklı bir konuma sahiptir. Hem liderlik noktasında hem de şu an itibarıyla inşallah NATO Zirvesi'ne Türkiye ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Ankara'da NATO Liderler Zirvesi toplantısını gerçekleştireceğiz. Daha önce İstanbul'da yapmıştık, şimdi de Ankara'da bu zirveyi yapacağız. Tabii Ankara'da bir Ay Yıldız Konsepti hazırlıyoruz. Bu Ay Yıldız konsepti içinde, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ayrı ayrı kuvvet komutanlıklarını aynı yerde, inşallah bir araya topluyoruz, toplayacağız. NATO Liderler Zirvesi'nde de yapmakta olduğumuz bu komplekste, inşallah gelecek misafirlerimizi ağırlayacağız. Güzel bir kompleks hazırlıyoruz. İnşallah bunu NATO Liderler Zirvesi'ne yetiştirmenin hesabı içerisindeyiz. Çünkü liderlere bu yakışır. İşte bizim Külliyemizin biliyorsunuz özellikleri var. Gerek Millet Kütüphanemiz gerek oradaki diğer alanlarla birlikte, gelen bütün misafirleri ağırladığımız yerler, onların farklı hatıralarla ayrılmasına da vesile oluyor. Şimdi Ay Yıldız Kompleksi ile de yeni bir güç katıyoruz. Yeni bir kompleksle, inşallah dünyaya mesajımızı vereceğiz." Programda söz alan başka bir öğrenci ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Marmaris ziyareti sırasında kamuoyunun dikkatini çeken kıyafet tercihlerinin nasıl belirlendiğini sorarak, giyim seçimlerinde kendi zevkinin mi yoksa eşi Emine Erdoğan'ın yönlendirmesinin mi etkili olduğunu merak etti. Bu soru üzerine gülümseyen Erdoğan, "Kıyafetim nasıl? Siz beğendiyseniz mesele yok. Ama tabii ki eşimin de bunda katkısı oluyor. Kravatımdan gömleğime kadar kendisiyle istişare ederek adım atıyorum. Bugüne kadar da pek yanılmadık. İyi gidiyoruz" ifadelerini kullandı.
FUTBOL HAYATINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben, imam hatip okulu sıralarındayken İstanbul'da cami altında amatör futbola başladım. Bir tarafta imam hatip okulunda eğitim görürken, diğer tarafta amatör futbol oynadım ve üniversiteye başlayana kadar bu süreç devam etti. Üniversiteye başladığımda ise bu defa İETT'ye bir transfer yaptım. Oradan da nasibimizi aldık. Hem evliliğimiz hem de İETT'den aldığımız transferle birlikte, benim için amatör kümede yeni bir süreç başladı. Fena değildik, başarılı bir futbol sürecimiz oldu. Yaklaşık 14-15 yıl futbola devam ettim. Bu 14-15 yıllık futbol hayatım boyunca siyasete hiçbir zaman ara vermedim. Siyaseti de futbolla birlikte sürdürdüm. Şimdi tabii futbol bizim için artık bir mazi oldu. Ama bu kez de haftanın iki-üç günü basketbol oynayarak yolumuza devam ediyoruz. Gençlik ve Spor Bakanımız da benim takımımda, İbrahim Kalın Bey karşı takımda. Başarımız iyi. Bazıları, "Size torpil var mı?" diyorlar. Ben de diyorum ki, benim torpille filan alakam yok. Ama basketbolda iyiyiz ve şu anda onu da başarıyla sürdürüyoruz. Basketbolda milli takımımız da biliyorsunuz iyi gidiyor. İnşallah Dünya Kupası'na da gidecek gibi bir havamız var. Önümüzde Sırbistan maçı var, üçüncü maçımız. Bu maçta da Sırbistan'ı yenersek önümüz daha da açılacak. İlginize, alakanıza teşekkür ediyorum. Sporla ilgilenmeniz hakikaten çok çok faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Bütün arkadaşlara da şu anda, lisesinin ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin spordaki konumu nedir, ne değildir bilemiyorum ama hayırlı olsun diyorum." dedi.
