Kaydet
a- | +A
Bu zat buyuruyor ki; (Rabbimiz bir kuluna, Acır, onu severse, iki şey verir ona. Önce ona tanıtır, sevdiği bir kulunu, Onun vasıtasıyla, kendine çeker onu. İkinci olarak da, ona iyi, münasib, Yani hayırlı bir iş, bir meslek eder nasib. Sahâbe, tanıyınca Peygamber-i zişan''ı, Nasıl çok yükseldiyse, şerefleri ve şanı, Onun varislerini tanıyan kimseler de, Öyle çok sevilirler, ulvi derecelerde. Çünkü Resulullah''ın varisini tanımak, Onu tanımak gibi, kıymetlidir muhakkak. İslâm âlimleridir, Resulün varisleri, Zîra ilim yaymaktır, ortak vazifeleri. Eshabı arasında, ne ise bir Peygamber, Talebe arasında öyledir bu âlimler. Aynı hürmet, itaat, aynı saygı ve edeb, Bu büyüklere dahi göstermek gerekir hep. Çünkü Resulullah''ın kalbinden çıkan nurlar, Onların kalplerinden, cihana yayılırlar. "Varis" şu kimsedir ki, murisi her kim ise, Onda olan herşeyden, almıştır o da hisse.) Bir gün de buyurdu ki; (Hakiki bir müslüman, Üzülmez bir sıkıntı ona geldiği zaman. Hadiste buyuruldu; (Allah''ın gönderdiği, Şeyler, kulları için olur hayır ve iyi. Madem O gönderiyor, üzülmeye ne hacet, Köle "Efendisi"ni, eder mi hiç şikâyet? Ondan gelen belalar ne kadar acı olsa, Onlardan, daha fazla tad almalı bilhassa. Karşılıkta bulunmak, onları kötü bilmek, "Seviyorum" diyene, yakışır iş değil pek. Muhyiddin-i Arabi diyor ki bu hususta; "Arifin bir niyeti, maksadı olmaz asla." Yani belâ gelirse, böyle ârif kişiye, Ondan kurtulmak için, baş vurmaz hiçbir şeye. Çünkü iyi bilir ki, o dert ve musibetler, Allahü teâlâdan kendine gelmekteler. Sevgiliden gelir ki, kuluna bela ve dert, Sahibinden geleni, kölesi eder mi ret? Geri gitmesi için, etse de dua niyaz, "Emr olunduğu" için, dua eder o esas. Sırf emre uymak için, o yapar böyle dua, Yoksa hiç istemez ki, geri gitsin o bela. Çünki o, O''ndan gelen her şeyden huzur bulur, "Hakiki kul" olmanın, sırrı da işte budur. Bu büyük evliyanın hürmetine İlâhi, Bu yüksek meziyeti, ihsan et bize dahi.
ÖNE ÇIKANLAR