Kaydet
a- | +A
İnsan için felaket! Allah adamlarından, büyük bir velî idi, "Büyük insan" olduğu her halinden belliydi. O bir gün buyurdu ki; (İhsan etti Rabbimiz, İslâm âlimlerini, bedava tanıdık biz. Halbuki bir müslüman, herhangi evliyanın, Olduğunu işitse, bir ucunda dünyanın, Bütün vârını satıp, yaparak yol parası, Farzdır ona gidip de, ilim ve feyz alması. Hak teâlâ onların, hem de eserlerinin, Kıymetini bilmeyi, bize nasib eylesin.) Bir gün de buyurdu ki; (İnsan için felâket, Kalbini bu dünyaya, bağlamasıdır elbet. Zira siz gördünüz mü; "Bana bu kâfi" diyen, Bilâkis "Bu da olsun" denir mütemadiyen. Halbuki kavuşulan dünyalık, para, altın, Dîninden biraz daha götürüyor bu halkın. En sonunda "Azgınlık" başlıyor ki mâzallah, Bunu beyan ediyor, Kur''an''da bize Allah. Bir âyette meâlen şöyle zikretmektedir; "Hiç ihtiyaçsız olmak, azgınlığa sebeptir." Gerçi bu büyükleri tanıyınca bir insan, Çok varlıklı olması, getirmez ona ziyan. Çünkü o, hocasından aldığı feyiz ile, Kalbinde bulundurmaz, dünyadan bir iz bile. Lakin tanımayanlar âlim ve evliyâyı, Aslâ çıkaramazlar, kalplerinden dünyayı.) Bir gün de buyurdu ki (Saadete kavuşmak, Allah''ın Resulüne uymakla olur ancak. İslâmdan zerre kadar ayrılan bir kimsede, Saadetten iz olmaz, hârika gösterse de. Onun göstereceği, harikulâde haller, Onu, iki cihanda felâkete sürükler. Kim ki Resûlullah''a hakkıyla tâbi olmaz, Yarın mahşer gününde, azaptan kurtulamaz. Şu birkaç günlük ömrü, Allahü teâlânın, Beğendiği şekilde geçirmeye bakalım. Bir kimsenin işinden, Rabbi râzı olmazsa, Ölmesi hayırlıdır, onun yaşamaktansa. Uydurmamış olsan da, İslâma her halini, Hak teâlâ görüyor, senin her ef''âlini. Hâzırdır ve nâzırdır, elbette cenab-ı Hak, Ve senin her işini, görmektedir muhakkak. Kullara ne oldu ki, bile bile bunları, Korkmadan işliyorlar, haram ve günahları. O günahı işlerken, birisi görse eğer, O işi işlemekten, hemence vazgeçerler. Bir kuldan utanıp da, Allah''tan çekinmemek, Müslümana yakışan bir hal olmasa gerek.)
ÖNE ÇIKANLAR