Bu zat bir sohbetinde buyurdu ki; (Ey insan, Hak teâlâ hâzır ve nâzırdır bil ki her an. Her ne ki yapıyorsak, görüyor cenab-ı Hak, Niyetimizi dahi bilmektedir muhakkak. İrâde-i cüz''iyye verdi ki Allah bize, Yapıyoruz her işi, arzumuz nasıl ise. Yollarda konmuş olan bazı "Yol levhaları" O yöne gitmek için, mecbur etmez kulları. İnsan, onlara bakıp, serbestce tercih yapar, Ve bir yöne gitmeye, kendisi verir karar. "Niyetler"de böyledir, iyi ve hâlis niyet, Verir elbet insana, bir yön ve istikamet. Bir iş iyi niyetle yapılırsa sevaptır, Eğer niyet bozuksa, neticesi haraptır. Bu zamanda her çeşit neşir vasıtaları, Hep Cehennem yoluna sevkeder insanları. İnsanlar güruh güruh giderlerken ateşe, Onları kurtarmaktan, bakılmaz başka işe. Hak teâlâ bu dine yardım etme bâbında, Şöyle buyurmaktadır açıkça kitabında: "Kim Allah''ın dînine yardım ederse eğer, Allah ona elbette, muhakkak yardım eder." Bir gün de sohbetinde buyurdu; (Ey cemaat, İşlerin hayırlısı, olandır orta, vasat. Yemede ve içmede adaletli olmalı, "Orta halde" olmayı elden bırakmamalı. Bedene tembellik ve uyuşukluk olacak, Miktarda fazla yemek, iyi değildir ancak. Rabbine ibadeti yapamayacak kadar, Perhiz de uygun değil, olmalı orta karar. Behâeddin Buhâri hazretleri de hatta, (İyi ye, iyi çalış) buyuruyor bu babta. Velhâsıl ibadeti, ne ki kolaylaştırır, İyi olup, zıtları zararlı ve yanlıştır. Lâkin her iyi işte, pek mühimdir "Niyet" de, Niyet iyi değilse, yapmamalı elbette. Günah işleyenlerden "Uzlet" de gereklidir, Yani böyleleriyle, hiç görüşmemelidir. Hadiste buyuruldu; (Hikmet, on mertebedir, Biri, az konuşmakta, dokuzu uzlettedir.) Lüzumsuz, faidesiz, mâlâyani şeylerle, Vakit geçirmemeli oyun ve eğlenceyle. Çünkü dünya hayatı, bir "İmtihan"dır ancak, Eğlenecek zamansa, âhirette olacak. Bunun için Müslüman, ehli sünnet üzere, Bir îman ve itikad edinmeli ilk kere. Sonra, öğrenmelidir ne ise farz ve haram, Farzları edâ edip, günahtan kaçmalı tam.)

