"Ben mağlup olmam!"

A -
A +

Kâfirler bir cinin başkanlığında müminlere saldırmışlardı! Lâkin o cin, Muînüddîn-i Çeştî hazretlerini görüp titremeye başladı!

 

Sonra kapandı ayağına.

 

Ve îmânla şereflendi...

 

Hükümdâr müşrikti.

 

İnanamadı duyduklarına. O devirde sihirbazlıkta meşhur “Ecipal” diye biri vardı ki, hükümdârın ümîdi bu sihirbazdaydı. Hükümdâra geldi ve

 

“Bu işi bana bırak!.. Onlar; benim sihrimin karşısında tutunamaz, giderler” dedi.

 

Sonra topladı avanesini.

 

Ve bir “ceylân postu”na oturup, uçarak geldiler.

 

Muînüddîn-i Çeştî, müminlerin etrâfına bir çizgi çizip “Bu çizginin dışına çıkmayın” dedi. Sihirbaz geldi.

 

Ama giremedi içeri.

 

O çizgiden bir milim ileri gidemiyordu.

 

Hayretinden; “Hayır, olamaz... Ben bir insanın karşısında nasıl mağlup olurum!?” dedi.

 

Her sihri denedi.

 

Dağlardan milyonlarca yılanları, sihir yaparak gönderdi bu müminlerin üzerine. Yılanlar, sürüler hâlinde dere tepe aştılar. Sular gibi akarak onlara ulaştılar. Ama o çizgiye gelince zınk diye durdular.

 

Sihirbaz şaşkındı!

 

Hiç böyle bir şey görmemişti ömründe. Bu sihri de tutmamıştı. Başka sihir düşündü. Ateş yağdırmayı denedi üstlerine.

 

Ama o da tutmadı.

 

Tek bir “kıvılcım” bile giremedi o çizgiden içeriye. Çılgına döndü. (Devamı yarın)

 

 

 

Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...