Lüzumsuz konuşmak! Celâleddin-i Hindî, çok büyük evliyadır, Kalplere tesir eden, nasihatleri vardır. Kendisinden nasihat isteyen bir kimseye, Buyurdu; (Çok konuşmak, zarar verir herkese, Sizden önce gelenler, bundan uzak durdular, Lüzumsuz konuşunca, hemen pişman oldular. İhtiyaç haricinde, bir şey konuşmayınız, Ki yarın âhirette, pişman olmayasınız. Zira her gün, Kirâmen Kâtibîn melekleri, Yazar konuştuğumuz, bütün kelimeleri. Yarın mahşer gününde, verilir defterimiz, Yazılmıştır oraya, söz ve amellerimiz. Lüzumsuz, mâlâyani sözlerimiz çok ise, Nasıl cevap veririz, o zaman Rabbimize? Eğer azab ederse, birine cenab-ı Hak, O kişi, o azabı, hak etmiştir muhakkak.) Bir gün de buyurdu ki; (Allah dostu veliler, Kararmış gönülleri, temizleyiverirler. O zâtları tanımak, en büyük bir rütbedir, Bu rütbe, her makam ve mevkiin üstündedir. Bu şerefin yanında, diğer makam ve mevki, Gibi şeyler, kıymetli değildir elbette ki. Vardı sahabeden de, meslek ehli kişiler, Lâkin bahis konusu, olmazdı böyle işler. Onlarda tek ve ortak, bir hususiyet vardı, O da, Resulûllah''ın, sahâbisi olmaktı. Zîra hazreti Ömer, buyurur ki bu babta; (Bizler bulduk şerefi asıl eshab olmakta.) Bizler, Resûlullah''ı gerçi görmedikse de, Onun vârisi olan, veliler var her yerde. O gün Resûlullah''ın, kalbinden çıkan nurlar, Bugün, o büyüklerin kalbinden yayılırlar. Böyle büyük zâtları, sevmek ve tâbi olmak, Kolay ele geçmeyen, bir ni''mettir muhakkak. Bir hadisi şerifte buyurdu ki; O Server; (Evliyaları anmak, günahları temizler.) Yine bir hadisinde, şöyle bildirmektedir; (Âlimlerin yanında bulunmak ibâdettir.) Ve yine bir hadisi, şöyledir O Server''in; (Takvânın tek kaynağı, kalbidir âriflerin.) Yine bir hadisinde, şöyle bildirmektedir; (Âlimlerin yüzüne bakmak bir ibâdettir.) Başka bir hadisinde, buyurdu ki; O Server; (Allah''ı hatırlamak, kalpleri temiz eder.) Allahü teâlâyı, hatırlamak bahsinde, Şöyle buyurmaktadır, yine bir hadisinde; (Nasıl ki her bir derde, bir şifa, deva vardır, Kalplerin de şifası, Allah''ı çok anmaktır.)

