Gençliğine güvenme! Cemâleddîn Tebrîzî büyük İslâm âlimi, İlmi ile İslâma, hizmet etti dâimi. O bir gün buyurdu ki; (Ey fakir olan insan, Sakın zengin olmayı, temenni etme şu an. Zenginlik, "Kanaat"tır, razı ol bu haline, O, sebep olabilir, belki de helâkine. Ey hasta, hastalıktan etme sen de şikayet, Zira hastalıkta da, mevcuttur nice hikmet. Ey genç, bu gençliğine, güvenme ki şu anda, Sen de ihtiyarlarsın, çok kısa bir zamanda. Ey zengin, malın ile, öğünme ki sen dahi, Onlar, senin elinde, emanettir Vallahi. Karun da, malı ile öğünmüştü bir zaman, Kendi de, malları da, hâk ile oldu yeksan.) Bir gün de buyurdu ki; (Ey oğlum, ne ki sebep, Dışını süslemeğe, itina edersin hep? Evine, elbisene, ediyorsun ihtimam, Kalbinin hastalığı vermiyor mu sana gam? İnsanlar arasında, söyleyip gülüyorsun Kalbin tedavisini, hiç düşünmüyor musun? "Zahir"in mamur halde, "Batın"ın hali harab, Bu sana vermiyor mu hiç acı ve ıstırab? Ey oğlum, kulağını iyi aç, beni dinle, Sakın övünmeyesin, amelsiz ilmin ile. Zira "İşlemek" için, öğrenilir ilmihal, Yoksa o, ahirette, olur büyük bir vebal. Ne kadar öğrensen de, her ilmi ince ince, Bir fayda göremezsin, amel eylemeyince. İlmine uymaz ise, bir kimsenin gidişi, Çok çetin olacaktır, mahşerde onun işi. Faidesiz işlerle, uğraşma ki hiç artık, Olmasın ahirette, sana büyük pişmanlık. Ey gafil, bu dünyada, arama rahat, huzur, Zira sonsuz rahatlık, ahirette bulunur. Sakın uzun emelli, olma ki bu dünyada, Zira ecel zamanı, yakındır bu dünyada. Âhiret işlerine, öncelik ver ki bugün, Eli boş kalmayasın, ahirette büsbütün. Öyleyse boş şeylerle, vakit geçirmeyiniz, Zira her bir nefesten, hesap sorar Rabbiniz. "Güler yüzlü" olunuz, iyi kötü herkese, Affedin, biri gelip sizden özür dilerse. Asla sert davranmayın, komşuya, arkadaşa, Ve zinhar kimse ile, yapmayın münakaşa. Yumuşak söylemeye, gayret edin her zaman, Zira sırf "Allah için" sert konuşur Müslüman. Mühim olan, kimseyi, kırıp incitmemektir, Bunu yapan, maksada vasıl olmuş demektir.)

