Bu mübarek velî zât, bir günki sohbetinde, Şöyle buyurmaktadır, "Sabretmek" üzerinde: (Kim halkın cefasına, ederse iyi sabır, Allah, böyle kimsenin, kalbini nûrlandırır. Kulun kalbinde olan, o "İman nuru" yani, Sabır ve tevekkülle, olur daha vicdânî. Nitekim münafıklar, eshaba gelirlerdi, (Düşman üzerinize saldıracak) derlerdi. Lâkin eshâbı kiram, tevekkül göstererek, Endişe etmezlerdi, Allah''a güvenerek. Ve şöyle derlerdi ki; (Allah bize kâfidir, Biz Ona güveniriz, O ne güzel vekildir.) Kur''ân-ı kerimde de, bu, beyan olunarak, Methü senâ ediyor, onları cenab-ı Hak. Ve yine bu seçilmiş kulları Hak teâlâ, Çeşitli mihnetlere, kılsa dahi müptelâ, Onlar bu hallerinden, etmeyip hiç şikâyet, Bilâkis alırlardı, onlardan tad ve lezzet. Zaten kulun kıymeti, Hak teâlâ indinde, "Sabır"la anlaşılır, bir belâ geldiğinde. O, tevekkül edip de, gösterdikçe hep sabır, Artar iyilikleri ve mânen olgunlaşır. Onun kalp aynasında olan bütün kir ve pas, Temizlenip kazanır, kâmil îman ve ihlâs.) Yine bir sohbetinde buyurdu; (Bu veliler, Kulları Hak yoluna, çekerek yön verirler. Evliyanın sohbeti, aklı kuvvetlendirir, Ve Rabbin rızasını almaya vesiledir. "Sohbet", mühim sünnettir, devam edin siz buna, Zîra kul, sohbet ile kavuşur muradına. Eğer bulamazsanız, sohbet ehli birini, Okuyun o takdirde, onun eserlerini. Zira kitap okumak, yarısıdır sohbetin, Sohbet yoksa, kitabı, sakın ihmal etmeyin. Bu yolda hiç yılmadan, çalışın ki, gün gelir, Senelerin kazancı, bir lâhzada verilir. Bir de her hâlükârda, sakının her günahtan, Bir an gâfil olmayın, Allahü teâlâdan. Günahlar büyük küçük, diye ayrılırsa da, Küçük günahlar dahî, büyüktür esasında. Çünkü günah, Allah''ın, nehyettiği bir iştir, İstiğfar edilmezse, karşılığı ateştir.) Boş duran kimseleri, görse idi o eğer, Derdi ki; (Ey insanlar çok kısadır ömürler. Boşa geçirmeyin ki, vaktinizi siz şu an, Yoksa mahşer yerinde olursunuz çok pişman. İnsana şeref veren, "İlim" ve "Edeb"idir, Bir de "Amel"i olup, neseb ve mal değildir.)

