Allah''tan korkun! İslâm âlimlerinden, âlim ve velî bir zât, Ederdi insanlara, çok öğüt ve nasihat. Derdi ki; (Başkasından, sana bir söz taşıyan, Senden de başkasına, götürür başka zaman. Kim ki dünya malına, düşkün olursa eğer, Hak teâlâ o kulu, hakir ve zelil eder. Ve Allah bir kuluna, hayır murad ederse, Hep hayırlı işlerle, meşgul olur o kimse. Rabbini seven kişi, ayrıca korkar Ondan, Her an Onu düşünür, yüz çevirir dünyadan. Allah''tan korkan ise, şefkatlidir be gayet, Onun mahluklarına, acır, eder merhamet.) Bir gün bu evliyaya, gelerek bir Müslüman, Dedi, (Benim kızımı, istiyor hayli insan. Tereddütte kaldım ki, "Hangisine vereyim" Bu hususta acaba, neye dikkat edeyim?) Buyurdu ki; (Kızını, Allah''tan korkana ver, Eğer onu severse, zaten iyilik eder. Yok, kızını sevmezse, kötülük yapmaz ona, Zira Allah''tan korkan, zulmetmez hanımına.) Bu velînin yanına, geldi bir gün birisi, Dedi ki; (Gıybet etti, filan kes bugün sizi.) Buyurdu ki; (Ne için gitmiş idin evine?) Dedi; (Davet etmişti, yemek ziyafetine.) Buyurdu ki; (Ne ikram eyledi size o zât?) Dedi ki; (Çok çeşitli yemek ile meşrûbat.) Buyurdu; (Sakladın da, bunları içinde hep, Şu bir çift sözü niye, saklayamadın acep.) Sonra az hurma verip, bunu haber verene, Buyurdu; (Götür bunu, beni gıybet edene. O benim günahımı, kendi üstüne almış, Böylelikle bana çok büyük iyilik yapmış. O bana böyle büyük iyilik etti diye, Ben de bu hurmaları, ona ettim hediye. O kimseye söyle ki, bakmasın kusuruma, İyiliğine karşı, çok az oldu bu hurma.) Bir gün de kendisine, ettiler ki şöyle arz; (Efendim, tasasvvuftan bahsedin bize biraz.) Buyurdu ki; (Tasavvuf, Allahü teâlânın, Sevgi ve rızasına, varmasıdır insanın. Bu rızâ ve sevgiye, kavuşmak için dahî, Bir vâsıta, bir rehber, gereklidir tabii.. "İnsan-ı kâmil"dir ki, bu vasıta ve rehber, Olmadan, maksuduna zor ulaşır müminler. Talebe hocasını ne kadar çok severse, Kavuşur o miktarda, çok bereket ve feyze. Peygamber-i zîşan''ın, kalbinden çıkan nûrlar, Evliya-yı kiramın, kalbinden yayılırlar.)

