İyi insan... Bu zat buyuruyor ki; (İyi bir insan olmak, Yedi şeyi, sırayla yapmakla olur ancak. Birincisi dosdoğru bir "İman" edinmektir, Zîra îmansız olmak, sonsuz bir felâkettir. İkincisi, "Dînini öğrenmek"tir mükemmel, Zîra ilim olmazsa, yapılmaz iyi amel. Üçüncüsü her çeşit "Haramdan sakınmak"tır, En büyük haram ise, bu dinde kalp kırmaktır. Hattâ insan, Kâbe''yi yıksa da yetmiş defa, Kalp kırmanın günahı, büyüktür ondan daha. Dördüncü mühim esas, "Farzı îfa" etmektir, Farzlar, Hak teâlânın emirleri demektir. Beşincisi, "Mekruhtan kaçınmak"tır iyice, Bunlar da kerih olan şeylerdir dînimizce. Bundan sonra, "Sünneti yapmağa" sıra gelir, Bunlar, Resûlullah''ın beğendiği şeylerdir. Bütün bu altı şeye, edince tam riayet, Yedinci, "Tasavvuf"a sıra gelir nihayet. Bunlardan bir tanesi yapılmaz ise eğer, Ondan sonrakilere, verilmez hiçbir değer. Meselâ bir kimsenin îmanı yoksa şayet, Yapsa da kabul olmaz, yüzbin sene ibadet. Ve eğer haramlardan, sakınmazsa bir kişi, Faide vermez ona, yaptığı hiçbir işi. Farzları yapmayanın, sünneti kabul olmaz, Sünneti yapmayan da, tasavvufçu olamaz. Bir mü''minin kalbini kırsa biri meselâ, Yaptığı zikirlerin faydası olmaz aslâ.) Bu büyük evliya zât, yine bir sohbetinde, Şöyle buyurmaktadır, bir gün nasihatinde: (İnsanı saâdete götüren tek yol vardır, O da, Resûlullah''ın yolunda bulunmaktır. Yâni Resûlullah''ın yolunda olmayanın, Sözleri bir "zehir"dir olmayın ona yakın. Selef-i sâlihîn ki, tam doğru yoldaydılar, Allah''ın rızası ve sevgisine vardılar. Bunlar "Eshâbı kiram" sonra da "Tâbiin"dir, Ve onları tâkiben "Tebe-i tâbiin"dir. Dört mezhep imâmı da, bu büyüklerdendirler, Onlar, İslâmiyyeti bizlere bildirdiler. Kim ki Resûlullah''ın ayrılmıştır yolundan, "Din adamı" değildir, sakının aman ondan. Bütün saâdetlerin yolu "İslâmiyyet"tir, Yâni Resûlullah''ın izinde yürümektir. Hak ile bâtılı da, ayıran tek alâmet, Allah''ın Resûlüne uymaktır yine elbet.)

