Gençlik çağı... Emir Hüsrev Dehlevi, büyük bir evliya zât, Bir gün "Nefis" hakkında şöyle etti nasihat: (Nefsin ibadetlerden lezzet alması için, Yanında olmalıdır, bir evliya kişinin. Onun ibadetlerden, zevk, lezzet aldığını, Görüp, o da zevk ile, yapar her yaptığını. Zira biri diyor ki; (Nefsimde ne zaman ki, İbâdet ve tâatte, gevşeklik olsa vâki, Hemen bir evliyanın sohbetine giderim, Çıkınca, tatlı gelir, bana ibadetlerim.) Böyle kâmil bir veli, bulunmuyorsa şâyet, Onların kitabını, okumalıdır elbet. Allah adamlarından vardır ki bir evliya, Hep önüne bakardı, bir kişi ekseriya. Sebebini sordular, dedi ki; (Cenab-ı Hak, İbretle bakmak, için, gözleri eyledi halk. Zerre''den Arş''a kadar, her şey nasıl muntazam, Karışık hiçbir şey yok, bu ne âhenk, ne nizam. Bu muhteşem san''ata, bu sonsuz kâinâta, İbretle bakılmazsa, olur büyük bir hatâ.) Her zerre, bir ma''budun varlığını bildirir, Ve her şey, O Allah''ın, emriyle oluverir. Şöyle buyurmuştur ki, eshabtan Ebüdderdâ; (Üç şey için yaşamak isterim bu dünyada. Biri, oruç tutmaktır, yazın uzun günleri, Bir de namaz kılmaktır, uzun kış geceleri. Üçüncüsü, sözleri, kalplere devâ olan, Bir velî sohbetinde, bulunmaktır her zaman.) Tâbiinden Alkame adında bir zât vardı, Nefsi ile çok fazla mücâhede yapardı. Dediler ki; (Efendim, acaba ne ki sebep, Nefsinizle bu kadar uğraşıyorsunuz hep?) Buyurdu ki; (Nefsimi, çok fazla sevdiğimden, Kurtarmak istiyorum ebedî Cehennemden.) Yine bir talebeye, buyurdu bu büyük zat; (Yavrum, bu gençlik çağı, bulunmaz büyük fırsat. En kıymetli zamanı, gençliktir bu hayatın, Çünki hep yerindedir, güç kuvvet ve sıhhatin. Bu zaman da geçiyor, git gide azalıyor, Erzeli ömür olan, ihtiyarlık geliyor. Yazık ki gençliğini boşuna harcıyorsun, En lüzumlu işini, sona bırakıyorsun. Allahü teâlânın, rızasını kazanmak, En şerefli iştir ki, lazımdır ona bakmak. Geriye atıyorsun, sen bu mühim işini, Ve heba ediyorsun, yazık ki gençliğini. Halbuki Resûlullah şöyle buyuruyorlar; (Yarın yaparım diyen, aldandı etti zarar.)

