Muhammed Bâkî Billâh hazretleri, evliyânın büyüklerindendir.
Bir talebesi vardı.
O, şöyle anlatıyor:
Bâkî Billâh hazretlerini henüz görmeden, kendisini rüyâ’da görmüştüm.
Çıplak bir at üzerinde gidiyordu ve bir ses;
“Bu zamânın ‘kutb'u, işte bu zâttır” diyordu.
Sabahleyin uyandım.
Doğruca kendisine gidip;
“Beni de talebeliğe alın” diye yalvardım.
Cevâben;
“Benim, bu şeylerle ilgim yok, aradığınız başkası olsa gerek” buyurdu.
Ümitsiz bir hâlde idim.
ağlamaya başladım!
Zîra gidecek başka kapım yoktu...
Beni böyle görünce acıdı.
İhlâsımı anlayıp huzûruna çağırdı.
Çok ilgi ve iltifat gösterdi.
Ve “yüksek mertebelere” çıkardı beni...
● ● ●
Bu zât, sevdiği bir gence;
"Senin en kıymetli sermayen ömründür. Bunu en kıymetli şeyleri yaparak değerlendir" buyurdu.
Delikanlı sordu:
"Ne yapayım efendim?"
Cevâbında;
"Dînini öğren, öğrendiklerinle amel et, hesap günü gelmeden kendini hesâba çek!" buyurdu.
Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...