Kaydet
a- | +A
Bu zat bir sohbetinde, şöyle etti nasihat: (İslâma hizmet için, üç vasıf olması şart. Evvela "Güler yüzlü, tatlı dilli" olmaktır, Bu, muvaffak olmakta, en büyük vasıtadır. İkincisi "Cömertlik", hasis hizmet edemez, Zira nefse düşkündür, gayriyi düşünemez. Cömertlik, para ile olabildiği gibi, Bir güleryüz ile de, olabilir tabii... "Tam ihlâslı" olmaktır, hizmette üçüncü şart, Yani beklememektir, kimseden bir iltifat. Zerre kadar menfaat beklerse buna dair, On para bile etmez, zîra bu, ticarettir. Kim ki İslâmiyeti, dökerse ticarete, Dünya ve ahirette, düşer bir felakete. "Hizmet", vermekle olur, almakla değil zinhar, Sahabe, canlarını verip şehid oldular. Bu uğurda can vermek, en büyük rütbe şeref, "Din", ihlaslı olmaktır, budur gâye ve hedef. Bir avuç kadar arpa verseydi eğer Eshâb, Öyle alırlardı ki, bundan ecir ve sevap, Başkaları verseydi, dağlar kadar altını, Alamazlardı bunun, yüzde bir sevabını. Çok yakındı Allah''a, çünkü eshabı kiram, Olmuştu ihlâsları, hepsinin olgun ve tam. Bir bardağın içine, bir damla düşse idrar, Artık pis olmuştur ki, içilmez o su zinhar. İşte, hâlis niyete, çok az da bir dünyalık, Menfaat karışırsa, on para etmez artık.) Bir gün ona sordular; (Evliya nasıl olur, Bu yüksek mertebeye ne ile kavuşulur?) Buyurdu ki; (Evliya cömerttir ilk evvela, Eline ne geçerse dağıtır insanlara. Dünyaya zerre kadar itibar eylemez hiç, Onu gören kimseyi kaplar bir neşe sevinç. Öyle fazla korkar ki Cehennemden ateşten, Kaçınır titizlikle günah olan her işten. O Rabbinden razıdır gelse de şer ve hayır, Nimetlere şükreder gösterir şerre sabır. Eşittir ona göre her bir nimet ve bela, Der ki (İkisini de gönderdi Hak teâlâ.) Bir kimse kederliyken görse onun yüzünü, Unutur o esnada cümle üzüntüsünü. Aynaya baktığında nefret eder kendinden, Ölümü hatırlayıp yaş döker gözlerinden. Allah için sever ve buğz eder Allah için, Kavga ve münakaşa etmeye vermez izin. Ve onun nazarında makbuldür her Müslüman, Herkesi iyi bilir, yoktur onda suizan.)
ÖNE ÇIKANLAR