Hayrola, derdin nedir?

A -
A +

Bandırma'da yaşayan Hak dostlarından Ağlayan Dede’nin huzuruna bir “köylü” gelip dert yandı bir gün;

 

“Çok sıkıntıdayım hocam.”

 

Mübarek zat sordu:

 

“Hayrola, nedir derdin?”

 

“Sormayın efendim… Birinden borç para almıştım. Bugüne kadar ödeyemedim, bu borç yükünün altında eziliyorum. Gidecek hiç kimsem de yok.” Büyük veli sordu:

 

“Borcun ne kadar?”

 

“On bin dirhem.”

 

Mübarek zat;

 

“Üzülme, inşallah hallederiz. Sen şimdi git, yarın aynı saatte yine gel! Sultanın adamları o saatte burada olacaklar. Ben sohbet ederken yanıma yaklaş ve bu kadar parayı iste benden” buyurdu.

 

Adamcağız:

 

“Peki hocam” dedi.

 

Ertesi gün geldi, bu zatın kulağına eğilip, on bin dirhem parayı istedi.

 

Sonra geri çekilip, oturdu bir kenarda.

 

Onun bu hareketi, sultanın adamlarının dikkatini çekti tabii. Çok da merak etmişlerdi tabii.

 

Sordular hemen:

 

“O adam sizden bir şey mi istedi?”

 

“Evet ya, zavallının borcu varmış ama ödeyemiyormuş. Kimsesi de yokmuş garibin. Çaresiz gelip benden istedi.”

 

“Ne kadarmış borcu?”

 

“On bin dirhem.”

 

Sultanın adamları o kimseyi çağırıp verdiler bu kadar parayı kendisine. Köylü, sevinçten uçuyordu.

 

 

 

Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...