Kaydet
a- | +A
"Müjdeler olsun sana!" Validesi Ümmül-Hayr Hatunun, önceleri, Doğan oğulları hep, ölüyordur her biri. Hazreti Ebu Bekr''i verince Allah Ona, Beytullah''a götürdü, alarak kucağına. Orada dua edip, dedi ki: (Ey Allah''ım, Bağışla bunu bana, yaşasın bu evladım.) Beyt-i şerif içinden, "Bir el" çıktı o zaman, Bebeğinin elini sıkıca tuttu o an. Ve Gâibden bir nidâ edildi ki; (Ey hâtun, Üzülme, sevin çünki, yaşayacak bu oğlun.) Bir gün de Resulullah, sevgili eshâbiyle, Otururken Ebû Bekr, arz eyledi Resûle. Dedi: (Yâ Resûlallah, senin hakkın için ben, Ömrümde hiçbir puta, tapınmadım katiyyen.) Hazreti Ömer dahi bulunurdu orada, Şöyle sual eyledi Sıddîk''a o arada: (Niçin yemin edersin Resulün hakkı için? Cahiliyyet devrinde, bunca ömür geçirdin.) O ise sözlerine şöylece etti devam; Küçükken puthaneye götürdü beni babam. "Bunlar senin ilahın, secde eyle" dedi ve, Beni orada koyup, kendisi gitti eve. O putlardan birine yaklaşıp ben bu sefer, Dedim ki: "Karnım çok aç, bana biraz yemek ver." Lâkin cevap vermedi, "Su ver" dedim bu defa, Baktım, yine o puttan çıkmadı ses ve seda. Bir taş alıp dedim ki: (Atarım bunu sana, Eğer sen ilâh isen, mani ol haydi bana!) Yine ses çıkmayınca, taşı attım bu kere, O put yüzü üzeri, devrildi hemen yere. Az sonra babam gelip gördü bu vaziyeti, "Ne için böyle yaptın?" diyerek sitem etti. Annem de öğrenince, görmedi bunda beis, Dedi: "Kendi haline bırakalım bunu biz." Zira bunun hakkında, bana Allah katından, Bir hitab gelmişti ki, hiç çıkmaz hatırımdan." Ben anneme sordum ki: "Nasıl hitab olundu?" Dedi (Senin doğumun vaktâ ki yakın oldu. Gâibden kulağıma, ses geldi o esnada, Diyordu ki: "Ey hâtun, müjdeler olsun sana. Zira gayet mübarek bir çocuğun doğacak, Adı, yerde "Atik" ve gökte "Sıddîk" olacak. Hazreti Muhammed''e iman eder hem de ilk, O yüce Peygambere, olur hem yâr ve refik." Hazreti Ebû Bekir sözünü bitirince, Gökten Cibril-i emin, nazil oldu hemence. Resûl''e tam üç defa dedi ki: "Ebu Bekir, Bu anlattıklarını, doğru söylemektedir.")
ÖNE ÇIKANLAR