Kaydet
a- | +A
Dert ve belâ Bu zât buyuruyor ki; (Günahkâr insanlara, Acıyıp emr-i ma''ruf yapmalıdır onlara. Emr-i ma''ruf mümkünken, yapmamak caiz olmaz, Bu, Allah sevgisiyle, çünkü hiç bağdaşamaz. Gayriyi kurtarmaya çalışanı, dinimiz, Kendini kurtarandan, tutuyor daha aziz. Eğer bir memlekette, hizmet varsa İslâma, Ona iştirak etmek, farzdır her müslümana. İmkan varsa bedenen, yok ise, mal vererek, O da mümkün değilse, yalnız dua ederek, İştirak etmelidir, yapılan bu hizmete, Yoksa girilmiş olur, büyük mesuliyete. Doğrunun muhalifi, çok bulunur her zaman, Zira yayılmasını, istemez nefis şeytan. Halbuki kötülükler çok çabuk yayılırlar, Nefis ile şeytandan, çünkü yardım alırlar. Doğrunun yayılması, "Yokuş çıkmak" gibidir, Şer ise, bir sel gibi, çabuk yayılıverir. Resûl''e, önceleri inanan çok az vardı, O nasihat ettikçe, alaya alırlardı. On senede, "Yüz kişi" inanmamıştı bile, Çoğaldı sonra fakat, Allah''ın yardımıyle. İkinci on senede, yüzyirmidört bin kadar, Olmuştu O Resûle, ihlâsla inananlar.) Bu zât bir sevdiğine yazdığı mektubunda, Şöyle buyurmaktadır, "Dert ve belâ" hakkında. Oğlumuzun tâundan vefatı üzerine, Tâziye mektubunuz, ulaştı elimize. Allahü teâlânın mülküyüz biz hepimiz, O''ndan geldik, sonunda, yine O''na gideriz. Başımıza gelenler, zâhiren çok acıdır, Lâkin mâneviyatta, yükseltici ilâçtır. Görünüşte belâ ve dert olan bu acılar, Hakikatte insana, ni''met ve kazançtırlar. Bilhassa âhirette beklediğimiz ni''met, Bu dünyadakilerden, yüz misli çoktur elbet. "Evlât", Hak teâlânın bize bir ihsanıdır, Yaşarlarsa, bize çok faideleri vardır. Yok eğer yaşamayıp, vefat ederler ise, Yine sebep olurlar, mânen yükselmemize. Enes bin Malik''e de, gelmişti bu belâdan, Tam seksen üç evlâdı, ölmüştü bu tâundan. Ebu Bekri Sıddık''ın, Abdurrahman adında, Oğlunun "Kırk çocuğu" ölmüştü bir tâunda. İnsanların iyisi, en kıymetlisi olan, Eshaba yapılırsa, böyle büyük imtihan, Bizler gibi, günahı çok olanlar, acaba, Hiç sayılır mıyız ve, girer miyiz hesâba?
ÖNE ÇIKANLAR