"İşte size kurtuluş reçetesi!"

A -
A +

Evliyânın büyüklerinden Muhammed Bâkî Billâh hazretlerinin genç bir komşusu vardı.

İçki içip her türlü fenâlığı yapardı. Mübârek zât, gencin bu hâllerini biliyor, ama bir şey demiyordu.

 

Ancak talebesinden biri ihbâr edince; memurlar, yakalayıp hapse attılar bu genci.

 

Ama Bâkî Billâh hazretleri, bunu duydu ve çok üzüldü!

 

Çağırıp, sitem etti ihbâr eden gence.

 

İhbarcı genç;

 

“Ama efendim zâten fâsık, günahkâr biriydi. Ve biz çok rahatsız oluyorduk kendisinden” dedi.

 

Büyük velî “âh” edip;

 

“Sen kendini iyi biliyorsun ki, onu fâsık görüyorsun? Hâlbuki biz kendimizi ondan farklı görmüyoruz” buyurdu.

 

Sonra, bizzat ilgilenip, çıkardı genci hapisten.

 

Fâsık genç, çok duygulandı bundan.

 

Yaptıklarına ‘pişmânlık’ duydu. Gönülden tövbe etti

 

Ve o günahları yapmadı bir daha.

 

● ● ●

 

Bir gün de cemaatine "Size, nefis ve şeytanın zararından kurtulmanın asıl reçetesini söyleyeyim mi?" diye sordu.

 

"Seviniriz" dediler.

 

O zaman;

 

"Bunun ilâcı, kurtulanlarla beraber olmaktır. Zîra bir cemaatin içinde Allah’ın sevdiği biri varsa, Cenâb-ı Hak, o zâtın hürmetine hepsini affeder" buyurdu.

 

 

 

Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...