Kaydet
a- | +A
Evliyayı kiramdan olan bu mübarek zât, Bir gün sevdiklerine, şöyle etti nasihat: (Ey insanlar, kibir ve gururdan çok sakının, Gönlü kırık olması lazımdır Müslümanın. Allah, "Göğsü kabarık" insanları sevmiyor, Başı önünde olan kulları beğeniyor. "Dik başlılık" kötü şey, sen bir kulsun nihayet, Çok ibadet yapsan da, arkasından tövbe et. Ancak böyle yapmakla, buluruz rahat huzur, Zira her amelimiz, bizim hata ve kusur. Edebi ve hayâyı elden kaçırmayalım, Ve her insana karşı, mütevazı olalım. "Benim dediğim doğru, sen peki diyeceksin" Birine böyle demek, kibirdir gayet kesin. Zira peygamberimiz, eshabtan hiç kimseye, Asla söylememiştir, "Bana peki de" diye. Ve lâkin o arslanlar, âşık olup hep Ona, Canlarını verdiler, çoğu Onun uğruna.) Bir gün de buyurdu ki; (Ölenleri görerek, Kendi ölümünü de, lazım gelir düşünmek. Kul, bütün varlığıyla, Allahü teâlânın, Beğendiği şeyleri yapmalıdır bi hakkın. Bilmeli ki bu dünya, aldatır insanı hep, Onu, ahmak olanlar, sadece eder talep. Dünya kazançlarının, Allah''ın indindeki, İtibarı, bir zerre olsa idi eğer ki, Ondan, "kıl ucu" kadar, vermezdi kâfirlere, Öyleyse bu dünyayı, sokmamalı kalplere. Allah, sizi ve bizi, yüz çevirip her şeyden, Kendine bağlamayı nasib eylesin hepten. Elbet cenab-ı Hakk''ın, sonsuzdur merhameti, Lâkin azabının da, pek fazladır şiddeti. "Beynel havf-ü ver-recâ" üzre bulunmalıdır, Yani korku ve ümid, müsavi olmalıdır. Gençlikte, Rabbimizin kahrından, gazabından, Çok korkmak ve titremek lazım gelir her zaman. İhtiyarlıkta ise, af ve merhametine, Sığınmak lazımdır ki, "orta yol" budur yine. Nasıl kurtulurlar ki, bu tövbeden insanlar, Peygamberler ederdi, hem de tövbe istiğfar. Bütün peygamberlerin sonu ve en yükseği, Olan Resulullah da, yapardı bu tövbeyi. Allahü teâlâdan utanıp sıkılarak, Af dilemek gerekir, gözyaşı akıtarak. Ve farzlardan birini özürsüz terkettiyse, Onun da kazasını yapmalıdır o kimse. "Kul hakkı" da var ise, ödeyip helallaşmak, Ve dua etmek ile, kurtulur ondan ancak.)
ÖNE ÇIKANLAR