Allah adamlarından "büyük âlim ve velî, Sözleri, herkes için, olmuştu faideli. Bir zaman buyurdu ki, O bazı kimselere; (Haramlardan kaçınıp, sarılın emirlere. Hiç bir an unutmayın, kıyamet şiddetini, Hatırdan çıkarmayın, o günün dehşetini. Ölüm ve âhireti, düşünüp hatırlamak, Dünyaya meyletmekten, korur sizi muhakkak. Ey insanlar, Allah''ın azabından korkunuz, Kullara zulmetmekten, dahi uzak durunuz. Kim Cenneti isterse, kaçınsın Cehennemden, Düzeltsin kendisini, henüz ecel gelmeden. Hesaba çekilmeden, görün hesabınızı, Ölmeden tövbe edip, isteyin affınızı. Zira kıyamet günü, mazeret kabul olmaz, Tövbe için bu günden müsait gün bulunmaz. Ne mutlu şunlara ki, çok azdır günahları, Ne yazık şunlara ki, Arş''a çıkar Âh''ları.) Bir gün de buyurdu ki, birine mektubunda; (Ey oğlum, aman sakın, gitme nefsin yolunda. Çünkü düşmanındır o, ve senin içindedir, Şef olmak, başa geçmek, arzu hevesindedir. Onun bütün gayesi, herkesten olsun üstün, Ve herkes ona karşı, eğilsin, boyun büksün. Arzu etmez, kimseye muhtaç olsun kendisi, Hiç istemez olsun bir âmiri, efendisi. Onun bu istekleri, gelir ki şu mânâya, Şerik, ortak olayım, Allahü teâlâya. Yani "Ma''bud" olmaktır, onun için tek hedef, İster ki herkes ona, tapsınlar maalesef. Hattâ nefsi emmare, alçaktır ki o kadar, Ortak olmağa bile, eylemez pek itibar. İster ki kendi olsun, yalnız âmir ve hâkim, Girsin onun emrine, dünyada varsa her kim. Bir hadisi kudside, buyuruldu halbuki; (Nefsine düşmanlık et, bana düşman o çünki.) Hâsılı alçak nefsin, mal mevki, rütbe makam, Gibi isteklerini, kim yaparsa bittamam, Yardım etmiş sayılır, Hakkın bu düşmanına, Ne belâ gelse azdır, o kimsenin başına. Kul için bundan büyük suç olur mu ki acep, Rabbinin düşmanına, yardımda bulunur hep. Halbuki bu alçağa, kim ederse az yardım, Hakka düşman olmağa, yaklaşır adım adım. Bir hadis-i kudside, buyurdu cenab-ı Hak; (Büyüklük ve üstünlük, bana mahsustur ancak. Kim bana ortak olmak, ister ise bunlarda, Büyük düşmanımdır ki, yakarım onu ''Nâr''da.)

