Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
 
Bilâl-i Habeşî hazretleri, Resûlullahın yanından ayrılmaz, Onun hizmetlerini yapardı.
Sonra hicret edildi.
Medîne’ye gidildi.
Ve mescit binâ edildi.
Peygamberimiz, Eshâb-ı kirâma beş vakit namazı cemâatle bu mescitte kıldırıyordu.
Önceleri namaz vakti gelince;
“Es-salâtü câmia!” denilirdi.
Sevgili Peygamberimiz, Eshâb-ı kirâmla istişâre edip, namaz vaktinin bildirilmesi için bir alâmet tesbîtini arzu buyurdular.
Kimi “Çan çalalım” dedi.
Kimi “Boru çalalım” dedi.
Kimi de dedi ki:
“Ateş yakıp yukarı kaldıralım...”
Efendimiz aleyhisselâm, 'Çan’ın Hristiyânlara, 'Boru’nun Yahûdîlere, 'Ateş'in de Mecûsîlere mahsus olduğunu söyleyip, bunları kabûl buyurmadılar.
Abdullah bin Zeyd ve Hazret-i Ömer, rüyâda ezân okunmasını görüp Efendimize arz ettiler.
Efendimiz bunu beğendi.
Ve namaz vakitlerinde ezân okunmasını emir buyurdu.
Hazret-i Bilâl’in sesi gür idi.
Çok güzel ve pek tesîrliydi.
O, ezân okumaya başlayınca, herkes büyük bir aşk içinde dinler, kendinden geçerdi.
Çoğu da ağlardı!
Peygamber Efendimizin vefâtına kadar müezzinlik yaptı.
ÖNE ÇIKANLAR