Selamün aleyküm kıymetli Türkiye gazetesi mensupları. Öncelikle siz kıymetli medya camiasını yürekten tebrik ederim. Yüce Allah’ın rahmeti ve bereketi siz kıymetli insanların üzerine olsun.
Uzun yıllardır gazetenizi takip etmekteyim ve çok memnunum. Saygıdeğer rahmetli Enver Ören Abimizin mübarek İslam âlemi için yaptıklarını biliriz ve kendisinin izlediği çizgiyi kendimize benimseriz. Ruhu şad olsun. Mekânı âli olsun inşallah.
Gazetemizin dinî sayfası bizlere çok şey katıyor. Sağ olun var olun. Ben de naçizane kendi adıma bir katkı sunmak istedim. Siz kıymetli büyüklerimin izni ile yazmış olduğum şiirimi sizlere, gazetemizde yayınlayacağınız ümidi ile göndermek istiyorum. Bu şiiri paylaşır iseniz beni çok mutlu edersiniz. Bütün Türkiye gazetesi emektarlarına ve çalışanlarına saygılarımı ve sevgilerimi yolluyorum. Allah yâr ve yardımcınız olsun. Kalbinizde iman gönlümüzde güzel ahlak daim olsun inşallah. Yakında çıkacak olan tasavvuf şiir kitabımdan bir şiirdir:
"Sözü mümin, özü şeytanlardan usandık biz
Dili mümin kalbi fesatlardan usandık biz.
Herkesin kalbi çekilir fakat,
Davası olmayan Müslümanlardan usandık biz.
Allah’ın düşmanlarını hiç konuşmadan kızdırabilen milletiz biz,
Sapkın inançların selametini düzlüğe çıkaran bir milletiz biz,
Geçmişimizi de biliriz, geleceğe de kıymet veririz,
Vakti geldiğinde hakikatin sesi fitnenin çığlığını bastıracak, bunu da biliriz..."
Saygılar, sevgiler...
Vedat Balkaya/2 Nolu Y.G.C. Sincan-Ankara
“Günümüzün en büyük sıkıntılarından birisi insanların dert ve sorunları olduğunda kendi başına kalmaları kimseye derdini anlatamaması ve kendi başına da üstesinden gelemedikleri sorunların altında boğulmaları. Böyle durumlarda hiçbir şey yapamıyorsanız bile evde kapalı oturup kalmayın. Sıkıntılı, üzüntülü zamanlarda kendinizi eve hapsetmeyin. Kendinizi sokağa atın, kalabalığa karışın, insanların arasına katılın, bir tanıdığınızla karşılaştığınızda gülümseyin. Karşılıklı gülümseme sizi rahatlatır.
Bir de kendi sorunlarınız olsa da onları çözene kadar çaba sarf ederken kendinizi o soruna kaptırmayın. Örnek olarak parkta yürüyüş yaparken yanınızdan geçen biriyle veya girdiğiniz mağazadaki bir satış elemanıyla veya bankta dinlenmek için oturduğunuzda yanınızda oturan bir yaşlıyla veya kim olursa olsun birisiyle sohbet edin. Bazen sıkıntılarınıza aradığınız cevaplar hiç tanımadığınız insanların sözlerinde gizli olabilir. İnanın nice dertler nice muhabbetle çözüme kavuşmuştur...
Çaresiz ve sıkıntı içinde olduğunuz günlerde kendinize ve çocuklarınıza bir yapılacaklar listesi hazırlayın. Bu listedekileri yapmaya çalışırken hem kafanız sıkıntılardan arınacak hem de enerjiniz olumlu yönde kullanmaya yarayacak ve size umut verecektir. Bu listedekileri yaparken değişik fikirler edinebilirsiniz. Dert ve sıkıntılarınız içinize atmak yerine mutlaka birine açın ve hiç çekinmeden güvendiğiniz birine anlatın. Acılar paylaşılınca azalır, sevinçler paylaşılınca çoğalır. Bunu hiçbir zaman unutmayın.
Eğer bir hedefiniz yoksa bir şeyle meşgul olmuyorsanız kendinizi dinlersiniz ve kendinizi yorgun, bitkin, karamsar, depresif hissedersiniz. Bu da sağlığınıza zarar verir. Hayal kurmak güzeldir, bir hayal kurun ve kendinize bir hedef belirleyin ve ona ulaşma planları yaparak, uğraş verin.
Yürüyüşe çıkın eğer normal bir yürüyüş sıkıntılarınızı ve ruhunuzdaki ezikliği atmaya yetmiyorsa sağlığınızın el verdiği şekilde koşmaya çalışın. Sağlıklı ve yaşınıza uygun bir spor size çok iyi gelebilir. Birçok televizyonda haberler moral bozucu oluyor. Bunların yerine en sevdiğiniz güldüğünüz komik bir filmi seyredin. Hatta televizyon başında bir iki saat vakit geçirmek kafanızı dağıtmaya yeter, sonra kendinize televizyonsuz bir meşgale bulmaya odaklanın.
Çocuklarınızla oyunlar oynayın. Çocukların masum dünyasına girmek onlarla zaman geçirmek ve oyun oynamak hem size sıkıntılarınızı unutturur hem de sizinle beraber onların da mutlu olmasını sağlar.
Geçmişi geri getiremeyiz, yarınımızda ne olacağı belli değil, en iyisi anı yaşamak, hayata dört elle sarılmak ve yaşama sevgimizi ve ümidimizi hiçbir zaman kaybetmemektir. Her zaman söylediğim bir şeyi burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum: Gün akşam olduğunda takvim yaprağından kopardığımız her sayfa bizi ölüme biraz daha yaklaştırırken ertesi gün doğacak güneşin bize yeni güzellikler yeni ümitler getireceğini unutmayın...
Aslan Torun/Em. Sağlıkçı-yazar
Feidun Ağabey, Bursa'da yaşıyorum. Aylardır uğraşmama rağmen 11 yaşındakı kız çocuğuma çene cerrahisinden randevu alamadım. Kızımın dişi kemiğe dayanmış acil müdahale gerekli. Derdimi birkaç kez ilgili mercilere yazmama rağmen geri dönüş sağlanmadı. Maddi durumum yok özele götürmek mümkün değil. Bu vaziyette çaresiz kaldım. Sağlık Bakanlığımızdan yardım talep ediyorum çocuğum için. Saygılarımla.
Anlat Derdini Feridun Ağabey'de önceki yazılar...