Uzaklar yakın yakın daha yakın

A -
A +

Enflasyon sadece bizim derdimiz değil. Bu nedenle bütün ülkeler yüksek faiz-düşük talep yöntemiyle enflasyonu düşürmeye çalışıyor. Evet, talep düşüklüğü en önemli olumsuzluk ama bunu aşmak, yeni talep oluşturmak, günün ihtiyaçlarına uygun ihraç ürünleri ve doğru pazarlama stratejisi ile yeni pazarlar bulmak, mevcutlarda hacim büyütmek amaç... Dünya ihracatının yüzde 1,08'ini gerçekleştiren, hedeflerine ulaşmak için hız, ürün çeşitliliği ve lojistik avantajını kullanarak hacmi büyütmek zorunda Türkiye... Bunun için bütün kurumlar var gücüyle çalışıyor ama artık yeni şeyler söyleme zamanı... Uzaklar yakın olacak, yakınlar daha da yakınlaşacak...

 

Dünyanın en büyük iki alıcısı, ABD ve Çin... Son yıllarda bu iki dünya devine olan ihracatımızda da büyük bir ivme var. ABD'ye yılın 3 ayında 3 milyar dolar ihracat yapılmış... Yıl sonu hedefi ise en az 12 milyar dolar. Bu rakamla, ABD'nin 2,9 trilyon doları bulan ithalatından aldığımız pay yüzde 0,4 seviyesinde. İlk 5'te kimyevi maddeler, otomotiv, havacılık ve savunma, hazır giyim, mücevher var. Savunmaya özellikle dikkat çekmek isterim... Potansiyel olarak baktığımızda ise Latin Amerika başta olmak üzere ABD'de yoğun ilgi gören ‘Türk dizilerinde göze çarpan her şey’ diyebiliriz. Mobilya, ev gereçleri, gıda ürünleri, lüks giyim...  Toplamda 2,7 trilyon dolar ithalat yapan Çin'e ihracatımız ise yıllık yaklaşık 4 milyar dolar. Yani Çin'in aldığı ürünlerin sadece yüzde 0,1'ini biz karşılıyoruz.

 

Bu rakamlar, trilyonlarca dolar hacimde elbette çok küçük. Çin ile hem ürün ve hizmet ihracatı hem de karşılıklı yatırımlara ilişkin bir dizi görüşme geçtiğimiz günlerde yapıldı. DEİK Türkiye-Çin İş Konseyi koordinasyonunda yapılan toplantıda karşılıklı ticaret ve turizmi artırmak için yapılması gerekenler konuşuldu. Amerika tarafında ise, 8-10 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacağı ziyaret ilk gündem maddesi. Yine DEİK bünyesindeki Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) Başkanı Murat Özyeğin başkanlığındaki ekip Erdoğan ve ABD'li iş dünyası arasındaki görüşmeler için çalışmalara yoğunlaştı...

 

Gelelim Almanya'ya... Ülkede bulunan Türk yoğunluğu, hem turizm hem ticarette en büyük ortaklarımızdan olan Almanya ile yeni bir fırsat penceresi açılıyor: Ortaklık ve satın almalar...

 

DEİK bünyesindeki Türkiye-Almanya İş Konseyi, Almanya ile ilişkiler konusunda büyük bir çalışma yürütüyor. İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, önümüzdeki dönemde şirket alımları ve ortaklıklar konusunda çok önemli fırsatlar olacağı görüşünde. 24 Nisan'da Alman Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier Türkiye'ye gelecek. Steinmeier, Türkiye'ye ilk ziyaretini yapacak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelecek. Gündemin ilk maddesi siyaset ve ticaret... Başkan Yalçındağ diyor ki: Covid-19 salgını bize şunu öğretti: Ticareti ve yatırımı dost ile yap, tedarik ve yatırımını yakın coğrafyadan yap... Yani, Almanya bütün bunlar için biçilmiş kaftan. Hem yakın, hem dost...

 

 

Şikâyet etme gayret et

Türkiye'de üretimin kalitesi malum. Lojistik avantaj deseniz, 3-4 saatlik uçuş mesafesinde 7-8 trilyon dolarlık ticaret söz konusu... Söz konusu olan hız ise, esnek üretim ve tasarımla birleşerek sağlanmış olan verime yetişebilecek ülke neredeyse yok gibi... İşte bu avantajları bir araya getirerek dünyanın dört bir yanında 'Türk Malı' imajını yayan çok önemli bir dernek olan EVSİD, geçtiğimiz günlerde 10. yılını kutladı. Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği'nden söz ediyorum... Normalde genel kurullar, yönetimin ibrası, mali tabloların ibrası, yeni yönetim, bütçe falan derken birbirine benzer ama benim bu genel kuruldan aklımda kalan, derneğin kurucu başkanı ile bugünkü başkanının çalışma arkadaşları ve sektöre mesajlarıydı... 2027'ye kadar yeniden bu göreve seçilen EVSİD Başkanı Talha Özger, aslında bütün ihracat ailesine mesaj veriyordu şu sözleriyle: Sadece pazar değil, daha kârlı pazarlar aramalıyız. Bu arayış sürerken de daha profesyonel organizasyonlarla ülke imajını güçlendirmek, önde gelen görevimiz olmalı...

 

Çok bütüncül bir bakış açısı...

 

Derneğin Kurucu Başkanı olan, yıllardır bir elinde kitapları, diğer elinde hedefleri olan Burak Önder ise, bugünlerde duymaya alıştığımız şikâyet cümlelerinden çok farklı şeyler söyledi... Dedi ki Burak Önder: Küreselde yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen ülkemizin önü açık. İyi çalışırsak, doğru adım atarsak, tüm sorumluluğu ve sorumsuzluğu ötekinde arama kolaycılığından vazgeçersek, yani şikâyet yerine gayret edersek biz bu süreçleri aşarız...

 

Evet... 10 yıldır bu duygularla el ele vererek çok şey başardı Burak Önder ve Talha Özger başkanlar... Bu 10 yılda 28 ülkede 48 faaliyet gerçekleştirmiş. Başkanların fuar ve ticaret görüşmesi için gittiği ülkeler ise 100'e yakın... Önümüzdeki ay İnvitation Only etkinliği yapılacak ülkemizde. Şu anda 100 alıcı kayıt yaptırmış. Sayının 2 katını aşması bekleniyor. Hem Afrika ülkeleri hem Avrupa hem de uzaklar hedefte... O zaman hep birlikte 'şikâyet etme gayret et' mottosunu öne çıkarma zamanı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.