Akılsız muhaliflik!.. 

Sesli Dinle
A -
A +

Ciddi söylüyorum, Türkiye’de muhalif olmak tuhaf iş. Ancak muhalefet bloku istisnalar hariç nasıl muhalefet yapacağını bilmiyor. Öyle saçmalıkları yayıyorlar ki, inanan kimse çıkmasa da algı olarak yerleşir diye düşünüyorlar. 

 

Onlardan bir tanesini dün dolaşıma soktular: “Netanyahu'dan açıklama: 2 milyar dolar karşılığında 1 milyon Filistinlinin Türk vatandaşı olması, Türkiye'de yaşaması konusunda Erdoğan ile anlaştık." 

 

Bunun yalan olduğu her yerden belli. Ama sosyal medyada bazı muhalifler paylaştı. Suriyelilerden, Afganlardan sonra Türkiye 1 milyon Filistinliyi alacaklar yaygarası sadede yalandan ibaret değil. Düpedüz milleti aptal yerime koymak! Sayın Erdoğan, Netanyahu ile ipleri atmış, Türkiye “Filistin’in yanındayız” diyor ama gene de bu yalanları utanmadan dolaşıma sokuyorlar.

 

İletişim Başkanlığı’nın Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de bunu yalanladı. 

 

“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bu yönde bir görüşmesi veya İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun böyle bir açıklaması söz konusu değildir. İddialar tamamen uydurmadır” diye açıklama yaptılar. O yalanı yayanlar gerçeğe gözlerini kapıyorlar. 

 

Bu akılsız muhalefetin 20 senedir neden iktidar olamadığı bu paylaşımlarla daha net ortaya çıkıyor. 

 

Yahu arkadaş, siz ne zaman adam gibi muhalefet yapacaksınız. Biraz bilgili, akıllı olun!..

Mossad nasıl yanıldı?

Dün Karar gazetesinde şahane bir söyleşi vardı. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Hasan Mesut Önder, İsrail Askerî İstihbarat Teşkilatı AMAN’ın eski Araştırma ve Analiz Bölümü Başkanı Yossi Kuperwasser'le Hamas saldırısı ve sonrasında gelişen sürece ilişkin konuşmuş. 

 

Hasan Mesut Önder sormuş:

 

“7 Ekim Hamas saldırılarında istihbarat başarısızlığı nasıl ortaya çıktı?”

 

Yossi Kuperwasser şöyle cevap vermiş: 

 

“Bu konuda bir yargıya varmak için elimizde yeterince bilginin olmadığını ve bir şey söylemek için çok erken olduğunu söyleyebilirim. Ancak 7 Ekim saldırılarında da istihbaratın, Yom Kippur Savaşı benzeri yanlış bir anlayışa ve yargıya vardıklarını söyleyebilirim. Mayıs 2021’de yapılan 'Surların Muhafızı' operasyonu ile Hamas’ı caydırdığımız sonucuna varıldı. Gazze’deki, insani şartlarla ilgilendiği ve bu durumu iyileştirmeye odaklandığı düşünüldü. İstihbaratın göremediği şey, Hamas’ın, Gazze’deki şartları iyileştirmeye odaklanmak yerine büyük bir saldırı gerçekleştirme konusundaki kararlılığının arttığını fark edememesidir. 7 Ekim saldırısı göz önünde bulundurulduğunda bunun en az bir yıllık bir hazırlığın ürünü olduğu görülüyor. Buradaki en önemli hata, Hamas’ın planının ve niyetinin ne olduğunu tespit edememektir. 7 Ekim saldırısına kadar Hamas’ın saldırı taktiği, tünelleri kullanmak, roket atmaktı. Tünelleri kapattık ve atılan roketleri de 'Demir Kubbe' sistemi ile engelliyorduk. Saldırıda kullandıkları torpidolar ve insansız hava araçları için de çeşitli çözüm yolları bulduk. Bu bakımdan istihbarat, Hamas’ı caydırdığımızı ve yapacakları bu tarz saldırıları engelleyebileceğimizi düşündü. Ayrıca İsrail’in güvenlik duvarını, ne yer altından ne yer üstünden aşamayacakları düşünüldü. Temel sorun Hamas’ın planları ve niyetleri konusunda bize bilgi sağlayacak kaynaklara sahip olmamamızdır. Hamas üyesi binlerce kişi saldırılara katıldı ve onların içinde hiçbir kaynağımız yoktu. Bu akıllara durgunluk veriyor. Gazeteciler ve bazıları bir şeyler yazıyor ama bu resmin küçük bir parçası, resmin bütününü anlayacak derecede ortada bilgi yok. Soruşturma neticesinde bu olay aydınlığa kavuşacaktır.”

 

Bence de 7 Ekim’de komplo yoktu. Niçin olmadığını yetkili bir isim izah etmiş. Bu kadar basit.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
A.Murat 8 Kasım 2023 10:58

Türkiye de son bir kaç yıldır sürekli dezanformasyon ile mücadele ediyor.Neden yayılmaya çalışılan yalan haber kaynaklarına cezai işlem uygulanmıyor?