Üçüncü dünya savaşıyla burun buruna geldiğimiz, fırtına gibi bir yıl geçirdik. 2025, dünyada savaş ve çatışmaların, Türkiye'de ise operasyonların konuşulduğu bir yıl oldu...
Türkiye, uluslararası krizler karşısında yapıcı tavrıyla ve savunmadaki başarısıyla sıklet merkezi hâline geldi.
Biz de gelişmeleri aktararak manşetlerimizle tarihe not düştük. Birilerinin yapay zekâ teknolojisindeki gelişmelerden hareketle kâğıt gazeteciliğin bittiğini iddia ettiği bir dönemde "haberi ilk veren olma" başarısını gösterdik.
Siyasetten ekonomiye, eğitim ve kültür sanattan spora kadar birçok sahada yıla damga vuran haberlere imza attık. "Türkiye gazetesi yazdı, Türkiye konuştu" desek abartmış olmayız...
İKİ HAFTA ÖNCE DUYURDUK
Şüphesiz yılın en bomba gelişmesi ülkemizde kırk yıldır kan akıtan terör örgütü PKK'nın silahlara veda etmesiydi. Daha silah bırakma konuşulmazken yılın başında Yücel Kayaoğlu imzalı haberimizde Öcalan'ın Kandil, Suriye ve Avrupa'daki teröristlere "silah bırak" mesajı yollayacağını yazdık. Çağrıda federasyon talebinin olmayacağını duyurduk.
Arkadaşımız gelişmelerin yakın takipçisi oldu. İlerleyen nüshalarda örgütle pazarlık yapılmayacağını, fesih sürecinin uzatılmayacağını, bunun için üçlü mekanizma kurulduğunu duyurduk. Dediğimiz gibi çıktı.
PKK, 12 Mayıs'ta kendini feshetti. İki hafta öncesinden 27 Nisan tarihli sayımızda "Silah ve fesih an meselesi" manşetiyle refiklerimize haber atlattık.
Türkiye, "silah bırakma yasasının geldiğini", "Öcalan'a af olmayacağını", "terör elebaşının SDG'ye İsrail'e iş tutmayın mesajı yolladığını" da bizden öğrendi.
Yine Kayaoğlu imzalı "Kısmi af geliyor", "vatandaşlık maaşı" "kadına evde maaşlı iş" manşetimiz de medyada çok konuşulan haberlerimiz arasında yer aldı. En az 50 bin kişinin tahliye olduğu af düzenlemesinin yolda olduğunu 10 ay öncesinden verdik.
NE DEDİYSEK O
Suriye krizinde refiklerimizin hep bir adım ödünde yer aldık. 61 yıllık Baas rejimi çökerken oradaydık. "Emevi Camii'ndeki şükür secdesi" haberiyle meslektaşlarını kıskandıran Yılmaz Bilgen, bu başarısını sürdürdü.
İsrail'in Suriye üzerindeki sinsi planlarına dair onlarca habere imza attık. Lazkiye'de Nusayriler üzerinden isyan provası yapıldığını Türkiye'deki uzantılarıyla birlikte deşifre ettik. Kanlı koridor planlarını açığa çıkardık.
Geçen sene peş peşe manşetlerle Gazzelilerin organlarının çalındığına işaret etmiştik. Ateşkes anlaşmasından sonra cesetler teslim edildi. Ve çoğunun organlarının çalındığı ortaya çıktı. Tıpkı yazdığımız gibi...
Türkiye'de çifte pasaportlu bazı Yahudilerin Gazze'ye giderek katliama katıldığını yazmıştık. Kimileri hafife almaya çalışmıştı. Sumud Filosu'nun yolcuları İsrail tarafından alıkonulunca bu iddiamız da ispatlanmış oldu. İsrail askerlerinin çoğunun Türkçe konuştuğu ortaya çıktı.
Ankara Temsilcimiz Akif Bülbül imzalı, İsrail'in Yunan limanlarını katliam için kullandığını yazdığımız "Soykırım ortaklığı" manşetimiz ses getiren haberlerden biriydi.
Kıbrıs'taki emlak yatırımı görünümlü Siyonist işgalini, olay yerine giderek belgeleriyle ve fotoğraflarıyla aktardık. Manşetlerimiz sayesinde Türkiye'de ve KKTC'de duyarlılık oluştu.
Herkes Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde cumhurbaşkanlığını ezici bir üstünlükle kazanan Tufan Erhürman'ı konuşurken biz kendisine ulaştık. Erhürman'ın o ilk açıklamaları, siyasete damga vurdu.
ANLAYACAKLARI DİLDEN…
Gazze davasının bayraktarlarından olduk. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplanırken "Son çağrı" manşetimizle Filistin'deki drama 6 lisanda çağrı yaptık.
'GEMİLER’ İZİMİZDE...
Edirne Selimiye Camii'ndeki restorasyon garabetini ve Süleymaniye Camii'ndeki 'Vandallığı' kamuoyunun dikkatine Kültür Sanat Yönetmenimiz Murat Öztekin sundu.
"Erdoğan'ın adının geçtiği ilk gazete kupürünün müzayedeye çıkarılması" dijital mecralar tarafından bol bol "iktibas" edildi.
"Telif hakları yasasındaki düzenlemeler"e dair haberimiz, kültür camiasında reaksiyon oluşturdu. Yazarlar gazetemiz aracılığıyla düzenlemenin geri çekilmesini istedi. Haberimiz için görüşlerini dile getiren Selim İleri, vefatından evvel son demecini bize verdi. Kendilerini "amiral gemisi" gibi gösteren kimi gazeteler, bizden günler sonra yazıp "biz düzelttirdik" demekte bir beis görmedi.
Yine "yazma eserler yönetmeliğindeki değişikliğin sahaflara ağır darbe olacağı"nı duyurduğumuz haberimizin ardından plan rafa kalktı. Çerkez Hasan'ın mezar yerindeki hukuk savaşı, sinema ve yayın dünyasındaki kriz de kültür sanat sayfalarımız aracılığıyla duyuruldu.
EĞİTİM DENİLİNCE…
Eğitim camiasının bu yıl en çok tartıştığı konulardan biri liselerin üç yıla kısaltılması projesiydi. Planı, ilk Eğitim Editörümüz Mahmut Özay gündeme taşıdı. Mesele uzun uzun tartışıldı.
Akademisyenlerin görüşünü aldık, 'Sistemin işsiz ürettiği'ne yönelik tespitleriyle bir probleme ışık tuttuk.
"Öğretmen Akademisini", "Meslek yüksekokullarının sil baştan değişeceğini", "Fenomen öğretmenlerin suistimaline engel olunacağını", "Milyonları bulan ev genci sayısının Türkiye'yi can sıkıcı bir liderliğe taşıdığını", "Gençlerin üniversiteden kaçtığını", "ara tatilin kaldırılabileceğini", "öğretmenlerin mülakat göçünü" yazdığımız manşet haberlerimiz, faydalı tartışmaların işaret fişeği oldu.
Şampiyonların okulu İstanbul Erkek Lisesi'ndeki taciz ve işkence skandalları ve İtalyan Lisesinde Türk öğretmenlere yapılan ayırımcılık da eğitim sayfamızın kamuoyuna mal olan haberlerindendi...
Hiç mütevazı olmayacağım, eğitim ve kültür sanatta refiklerimizle aramızda büyük fark açtık. Sadece sektörden değil, meslekteki dostlarımızdan "Eğitim ve kültür sanat Türkiye gazetesinden takip edilir" iltifatlarını işitiyor, mutlu oluyoruz.
RAYİÇ SOYGUNUNU ENGELLEDİK
Ekonomi muhabirimiz Kaan Zenginli, "yurttaş ekonomisi" denilince ilk akla gelen isimlerden. Belediyelerdeki elli kata varan rayiç bedel artış hazırlığını "Deli Dumrul Belediyesi" diye ilk biz duyurduk. Ankara muhabirlerimiz de işin takipçisi oldu. Konu hükûmetin masasına geldi. Ve artış sınırlandırıldı.
Zenginli'nin "virüslü tohum savaşı" haberi de yankı uyandıran işlerdendi.
Alanındaki en tecrübeli isimlerden olan Sağlık Editörümüz Ziyneti Kocabıyık'ın "kansere akıllı destek", Esma Altın'ın "otizmin salgına dönüştüğü" haberleri konuşuldu. Yeşim Eraslan savunma, Emrah Özcan kulis haberleriyle öne çıktı. Butlan tartışmaları sürerken Berat Temiz, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Özgür Özel ile görüşeceğini yazdı. Olay ortaya çıkınca görüşme gerçekleşmedi. Parti kanalları haberimizi aceleyle yalanladı. İki hafta sonra doğruluğu tescil edildi. Hem de kendi ağızlarından.
SPOR SAHASI TOZ DUMAN
Süper ligde düdük çalan hakemlerin bahis belasına saplandığı ortaya çıktı. Bazı kulüp başkanları tutuklandı.
Spor yazarımız Tahir Kum'un PFDK'daki skandal yazışmaları deşifre ettiği "disiplinsiz hareketler" manşetimiz kulüpleri sarstı. Başkan ve üyeler istifa etti. Bu, Kum'un ses getiren yazılarından sadece biriydi...
Fazlası var azı yok. Liste uzayıp gidiyor... Hasılı ismimize ve ülkemize yakışır çizgi ve mahiyette gazetecilik yapıyoruz.
1 YILDA 3 MİLYAR GÖRÜNTÜLEME
Türkiye gazetesi, 2025 yılında habercilikteki öncü rolünü sadece gazete ile sınırlı tutmadı, dijital platformlarda da adından söz ettirdi. Analiz haberleri, sıcak gelişmeleri ve özel içerikleri izleyiciyle buluşturan gazetemiz, yıl boyunca yukarı yönlü bir grafik çizdi. YouTube, Instagram, X, TikTok ve Facebook üzerinden paylaşılan içerikler toplam 3 milyar görüntülenmeye ulaşarak kendi rekorunu kırdı. Türkiye, gündemi artık yalnızca gazete ve televizyondan değil, Türkiye gazetesinin dijital platformlara taşıdığı tecrübesi ve birikiminden takip etti.

