Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A

Düşünün…
Erciyes’in karlı zirvesinden bir kılıç gibi inen soğuk rüzgâr, Kayseri ovasını yalayıp geçiyor. Ama o rüzgârın içinde binlerce yıllık bir ateş yanıyor; öyle bir ateş ki ne kar söndürebilmiş, ne Moğol süvarileri, ne de asırlar…

781 yıl evvel, tam bu topraklarda, bir ulu çınar devrildi.
Yer gök inledi.
Mevlana’nın “Perdeyi kaldıran, sırları açan hocam” dediği,
“Seyyid-i Sırdan” diye çağlar ötesinden selam durduğumuz
Seyyid Burhaneddin Hazretleri, ruhunu Hak’ka teslim etti.

Fakat o öldü diye ölüm mahzun oldu bu şehirde!

Seyyid-i Sırdan dualarla anıldı
Başlık ResmiSeyyid-i Sırdan dualarla anıldı

…Ve, Kayseri bir kere daha kıyam etti.
Melikgazi Tiyatro Salonu’nda sanki Arş-ı Âlâ’dan melekler inmişti yere.
O huşu, o ruhaniyet ve o aşk başkaydı. Vali Gökmen Çiçek’in sesi bir sancak gibi yükseldi:
“Kayseri’siz medeniyet eksik kalır!”
Hulusi Akar Paşa’nın gözlerinde Çanakkale’den, Kore’den, Kıbrıs’tan beri taşıdığı o iman ateşi parladı.
Memduh Başkan, “Bu şehir velisiz kalmaz!” derken sesi titredi.
Ayşe Böhürler Hanımefendi’nin her tebessümü bir gül yaprağı gibi düştü gönüllere…

Sonra Kadir Has…
O muhteşem kubbenin altında ilahiler semaya yükseldi.
Semazenler dönerken sanki zaman durdu.
Gözyaşları ve dualar Arş’ı titretti.
İnsanlar “Acaba Seyyid Hazretleri şu anda şu köşede gülümsüyor mu?” diye fısıldaşıyordu.

Seyyid-i Sırdan dualarla anıldı
Başlık ResmiSeyyid-i Sırdan dualarla anıldı

Ve nihayet…
Talas Caddesi’ndeki o kutlu türbe…
Moğol atlarının nal sesleriyle sarsıldığı günlerden beri hâlâ ayakta.
Dün gece binlerce insan, kadın-erkek, genç-ihtiyar, omuz omuza verdi,
başını o mübarek toprağa koydu ve haykırdı:
“Ey Seyyid-i Sırdan! Bizi de taleben yaz! Bizi de o nurdan hisseyle!”

Kayseri dün gece bir kere daha ispatladı:
Burası sadece bir şehir değil…
Burası bir gönül kıblesi,
burası bir aşk ocağı,
burası Anadolu’nun kalbi!

Seyyid-i Sırdan dualarla anıldı
Başlık ResmiSeyyid-i Sırdan dualarla anıldı

Erciyes karlı başını eğdi,
Selçuklu kubbeleri “Âmin!” dedi,
Hunat Hatun, Gevher Nesibe, Sahabiye, Güpgüpoğl bütün taşlar dile geldi:
“Bizler sadece taş değiliz, bizler o büyük ruhun bekçileriyiz!”

Ey yolcu!
Bir gün Kayseri’ye yolun düşerse,
Talas Caddesi’nde bir türbe göreceksin.
Kapısında dur, gözlerini kapa, dinle…
Orada hâlâ bir ses duyacaksın:

“Ben buradayım…
Mevlana’nın hocası,
aşıkların serveri,
sırların bekçisi…
Ve bu şehir, kıyamete kadar benimdir!”

Ruhun şâd,
makamın âli,
feyzin daim olsun
Ey Seyyid Burhaneddin!

ÖNE ÇIKANLAR