Çizgi romanlarda hayale sınır yoktu

A -
A +

Batı panayırlarında ticaret ile eğlence yanyana gider. Bir kısmı mal satar, bir kısmı çalar, söyler, göz boyar. 

Başına kalabalık toplayanlardan biri de hikayecilerdir, yeri geldikçe alakalı resmi (cartoon) çıkarıp gösterirler halka. 
Yani bir nevi çizgi roman. 
İlk defa kim yaptı bilmiyoruz, eşelersen taaa piramitlere kadar uzar ama ilk yayının adı belli: Richard Fenton Outcalt (1897) 
Bir gazete bandında ‘’The Yellow Kid‘’ (Sarı Çocuk)‘’ ismiyle çıkar Yazılar resmin içindedir, bilahare balon kullanırlar.
Diğerleri de topa girer hatta ilave verir, tiraj alırlar. Yetmez mecmua basar, eski fasikülleri ciltler, tekrar koyarlar rafa. Çocuklar için düşünülmüştür ama büyüyemeyenleri de sarar.
Çizgi romanda hayale sınır yoktur, şerif, haydut hikayelerinden tut, süper kahramanlara. Pelerinli men’ler dağları devirir, çayları çevirir, parmağıyla marşandizleri durdurur icabında.  
Bir kutuplarda, bir Afrika’da… Mekân mesele değil, uydur uydur karala.  
Çizgi romanlarda hayale sınır yoktu

SUPER SUPER MEN
930’lu yıllarda atölyeler kurulur, ressam istihdam eder, el altından adam ayartırlar. 
Bazıları silinir gider, bazıları tutar. Mesela Joe Shuster'in yazıp Jerry Siegel’in çizdiği Superman bir nesli peşine takar (1938). 
Bill Finger ve Bob Kane ortaklığından çıkan Batman ise suçluların tepesine çöker, devlet ilgilenmeyecektir nasıl olsa. 
Ardından kahraman enflasyonu... The Flash (Jay Garrick), Green Lantern (Alan Scott), The Spirit (Will Eisner) derken bir de abla (Wonder Woman) katılır halkaya. Sonra Okyanusların prensi Namor the Sub-Mariner... 
Ve sepetten bir android çıkar: Human Torch. 
Bazen iki kahramanı çarpıştırır, satışın dibine vururlar. 
Süper çocuklar da tutulur. Hatta Sidekick Robin satışları Batman'ı sollar. 
Sektör Yahudilerin elindedir, hem paranızı alır, hem ayar verirler kafanıza... 
Çizgi romanlarda hayale sınır yoktu

BİRAZ DA POLİTİKA
1940’larda herkes savaş konuşur, nitekim Captain America'nın yumruğu Hitler’in çenesinde patlar. 
Hayali kahramanlar Pasifik'teki Japon saldırılarını savuşturur, ABD donanmasını kurtarırlar. Bir ay sonra Pearl Harbor yaşanır o başka.
Savaş yıllarında kağıt sıkıntısı yaşanır, vatandaş çizgi romanları dönüşüme yollar. Bu yüzden nadir bulunurlar. Action Comics'in ilk sayısı kaça gider biliyor musunuz? 3.2 milyon dolara! 
Sonra saklayan çok olur ama meğer ki geçmiş ola. 
II Cihan Harbini müteakip radyo ve TV yayılır, dergilere talep azalır. 
Çizerler de korku, gerilim, kadın gibi aykırı mevzulara girer, uyuşturucuya alet olurlar. Mazbut çevreler hoş karşılamaz, sıkıntıyı Senato’ya taşırlar. 
Sansür Kurulu Başkanı Dr. Frederick Wertham'a göre, Superman "faşistin önde gideni", Batman ve Robin sapık, Wonder Woman ise genç kızları zehirleyen bir yosmadır. "Çocukların zihni ve fikri tekamülünü menfi etkileyeceği" iddiası ile yasaklanır.  
Sahi çizgi roman zararlı mıdır? 
İçinde ne olduğuna bağlı, bazı eğitimciler okuma alışkanlığı kazandırdığı için makûl karşılar. 

ÜLKELER ÖTESİNE
Sektör ABD'de boy gösterse de, Japonya daha öndedir, tiraj ve ciro altıya katlar. 
Ha şu var Amerikalı pazarlamasını bilir Superman, Batman, Spider-Man, Iron Man, Thor, Captain America, The Hulk, Daredevil, Silver Surfer, Black Panther, The Avengers, X-Men dünyanın dört bir yanına ulaşır, filmleri çekilir ayrıca. 
Poster satar, reklâm ve kıyafetlerde kullandırırlar. Ver para, ver para!
Peki Avrupa? Elbette geri kalmaz, Belçikalı Tenten değişik bir yol tutturur, Aya çıkar Rusya'da macera kovalar. Antikomünisttir, siyasetten kaçınmaz.  
Red Kit de (Lucky Luke) Belçika yapımıdır, orijinalleri poşetliktir dikkat! 
Fransız Asterix tarih dersi gibidir, Roma lejyonerlerinden ve Galya'dan haberimiz mi olacaktı yoksa?  
Türkiye'de iyi aile çocukları sinemaya girerken bir mecmua alır, iki film arasında okurlar. Paşa koltuğa yayılır Alaskasını yalaya yalaya dalar maceraya.
Harçlığın taştan çıkaran kopiller sinema çıkışında bunları 30 kuruştan toplar, bir sonraki matinede 50 kuruşa satarlar, okudukları da kar kalır yanlarına. 
Umumiyetle, Kinova, Kızılmaske, Tex, Tom Braks, Kaptan Swing, Zagor, Red Kit gider, "Teksastombiks" denir alayına.

Çizgi romanlarda hayale sınır yoktu
SGS (ESSE GESSE)
Biz onları Amerikan malı sanıyorduk meğer İtalyan Giovanni Sinchetto, Dario Guzzon ve Pietro Sartoris'in (S.G.S. EsseGesse) elinden çıkmışlar (1954). 
Maceralar birbirine benzer, kahramanlar Apaçileri vura vura kaçar ve bir vadide sıkışırlar. Kurşun bitince iş yumruklara kalır, tock, thump, smack. Şaplağı yiyen uçar. 
Sonunda yakalanır, direğe bağlanırlar. Tamtamlar başlar, yerliler ateş dansına kalkar. Kabilenin büyücüsü "kafa derileri yarın şafakla yüzülsün" buyurur.  
Büyük şef “Ugh” der. (Anlaşıldı tamam!) 
Ama biri kaçmıştır, gece gizlice kampa sızar ve nöbetçilerin kafasına vura vura (Dooinng sesi ve uçuşan yıldızlar) kankaları bulur, ipleri çözer usulca. 
Biz tabanca kabzası ile vurulan insanların muvakkaten bayıldığını ve "neredeyim ben" deyip ayıldığını sanırdık. Halbuki  24 saat müşahede altında kalmalıymış en azından... 
Kızılderili kötüdür, gringolar daha kötü. İngilizler kötünün de kötüsü. Karga burunlu, çukur gözlü, dişlek ve ukala....  
Kırmızı urbalı mı? Kaç anam kaç, eline geçme asla!

TEKSAS NE ALAKA?
Bakmayın adının Teksas olduğuna hadise Kuzey Amerika'da geçer aslında. 
Çelik Blek (Grande Blek) İngiltere'ye karşı bağımsızlık savaşı verir. Yancıları "Rodi" adlı bi ergen ile "Oklitus" adlı bir eylemsiz profösördür. Boston'da meskun Avukat Connoly gizli vazifeler verir onlara. George Washington ve Benjamin Franklin'in de adı geçer hatta. 
Tommiks (Capitan Miki) ise kanunsuzlara kök söktüren bir rançerdir. Coulver Kalesine (Nevada) bağlı çalışır. Attığını vurur, vurduğunu yıkar ve Yzb olur genç yaşta. Pis pasaklı Konyakçı (Doppio) ile eğitimli Doktoru (Salasso) almadan yola çıkmaz. İşi vardır Binbir Surat (Magic Face) adlı haydutla. 
Albay Brown'ın kızı Suzy ona aşıktır ama Tom başını kaldırıp da bakmaz. Bazen masada domuz olur, balona "hımm tavşan da lezzetliymiş" yazar zevahiri kurtarırlar.  
"Tommiks" CHP iktidarında (1961) kapatılır, siyasi bir tarafı yoktur oysa.
Efendim Sam Boyle ise, ailesi ile kızılderili saldırısına uğrar. Oğlu kaybolur, karısı mevta. Yerliler kafa derisini yüzmüş, öldü diye bırakmıştırlar. Amcam iyileşir, havaliye yerleşir ve müdahil olur vukuata. Keskin nişancı Long Rifle ve atı Bingo ile maceraya akar. Taktığı korkunç maske ile etrafa korku salar adı Kinova'ya çıkar. Kaybolan oğlunun yerliler tarafından büyütüldüğünü ve Kızıl Tüy adını aldığını öğreninceee... Bak sen olaylara! 

Çizgi romanlarda hayale sınır yoktu
ZAGOR, SWİNG, TOM BRAKS
Zagor ise Sergio Bonelli ve Gallieno Ferri tarafından hazırlanır. Süzme İtalyandır aslında. Pensilvanya'da Darkwood ormanlarında yaşar. Asıl adı Patrick Wilding'dir. Ailesi Abenaki Kabilesi tarafından öldürülürken nehre atlayıp kaçmış, bir avcı tarafından kurtarılmıştır. Babasının kızılderili katliamına karışan bir subay olduğunu öğrenince arıza yapar, Ahyaak, Kiayy diye garip çığlıklar atar. 
Arkadaşı Ciko (Felipe Cayetone Lopez Martinez ve Gonzales) Meksikalı bir soyludur. Korkak ve oburdur ama işe yarar ara sıra. 
Tom Braks da Made in Italy. Memleketinde Alan Mistero, Fransa'da Ombrax adıyla yayınlanır, kılık değiştirmekte ustadır. Yoldaşı Köfteci Tonton ayyaşın teki, Baron ise burjuva görünümlü kumarbazdır. İşi gücü hile hurda...  
Kaptan Swing ve Ontario kurtları ise İngilizlere karşı savaşır. Yanında Mister Blöf, köpeği Puik ve felaket habercisi Gamlı Baykuş vardır. 
Kalenin aşçısı sarışın Betty ona bayılır ama dönüp de kıza bakmaz. Habire kunduzlara saydırır, çevreci sayılmaz.
Phantom, Gordon, Mandrake ve Kızılmaske ne anlatır bilmiyorum, mahallede ikinci eli yoktu zira. 

YERLİLER YERSİZ Mİ?
Derken yurdum insanı da çızıktırmaya başlar. Suat Yalaz, Karaoğlan'ı; Sezgin Burak Tarkan’ı; Ayhan Başoğlu, Malkoçoğlu’nu; Abdullah Turhan, Tolga’yı; Rahmi Murat, Kara Murat'ı; Samim Utkun, Kaan'ı hazırlar. 
Tarkan mini etekli bir Hun fedaisidir, hain Kostak'tan intikam alacaktır, karşısına Camoka yarması çıkar. Günlük tefrika edildiği için tam uçurumdan düşerken yarım kalır. Hadi yarın sıkıysa gazete alma. 
Bizimkiler Bizans kalelerine rahat girer çıkar. Kılıç kesmez, ok batmaz, havada on takla atarlar. 
Kır, kır düşman bitmez, yakalanır, zindana kapatılırlar. Kral kara kara düşünür, iğneli fıçıda mı sallasa, yılanlı kuyuya mı yollasa?  
O gece prenses gizlice gelip kapıları açar ve alır delikanlıyı götürür yatağına. Bu romanlar zaten bunun için satar, poşetlik sahnelerle okuyucuyu peşine takar. Muhatapları ağzı süt kokan bebelerdir oysa.
Halbuki Çelik Blek, Yzb Tom ve Kaptan Swing kadın görünce utanırlar.  
Çizgi romanlarda hayale sınır yoktu
Çizgi romanda Türkiye Çocuk Dergisi de kilometre taşlarından biridir. Gürbüz Azak Deli Balta’sıyla; Vehip Sinan Topuz'uyla; Cem ve Beyit Ertürk Kurdoğlu'yla; Talat Güreli Hızır Bey’le milli kahramanların önünü açar. Samim Utkun markadır zaten, Şahap Ayhan ise hikâyelerinin gücüyle tanınır piyasada.



 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.