Un var yağ var şeker var

A -
A +
GÜNDEMİN YENİ ADRESİ AFGANİSTAN -6- Hazırlayan: İrfan ÖzfaturaUn var yağ var şeker var Şu anda yeryüzünde eline çanta alıp dolaşan, iki millet var. Çinliler ve Türkler Afganistan güya dünyanın en riskli ülkelerinden biri, mühendislerimiz, müteşebbislerimiz cirit atıyor. Ki paraları da yok, GSMH 250 dolar civarında, tescilli fukara! Biz Türklerin bir başka özelliği elin derdini dert edinmek, vah vahlanmak. Nitekim kiminle konuşsam "N'olacak bu Afganistan'ın hali" sorusuna kafa yoruyor, oturup çare düşünüyor. Görünen en büyük problem işsizlik. Halbuki Afgan halkı hem sabırlı tevekkül ehli, hem de çok çalışkan. Alın teri ile geçinmekten hoşlanıyorlar. Bunu nereden biliyoruz? Çarşılardan. Ortalık sabah namazını müteakip hareketleniyor, herkes birbirine bir şeyler satıyor. Hiçbir şey beceremeyen kör topal bir araba uyduruyor, hayvan yerine kendini koşup yük çekiyor. Afganlı çalıştıran Türk iş adamları hallerinden memnunlar. Mutiler, sadıklar, kasanın anahtarını bırak, gözün arkada kalmaz. ASKERLİK PARAYLA Şimdi işsiz gençler önlerine çıkan iki ihtimali değerlendiriyorlar. Ya asker, ya gerilla olacak. Ya da uyuşturucu baronlarına çalışacaklar. Bu günlerde Orduyu Milli, Polis-i nizami hayli adam topluyor. Askerlik mecburi değil, kışlalara alınan gençlerin karnı doyuyor, kıyafeti oluyor, gece sıcak bir koğuşta yatıyorlar. 10 bin Afgani de maaş alıyorlar (200 $) ki burada iyi para... Keşke gençler sanat sahibi olabilseler de elinin emeği ile kazanmanın tadına varsalar. Ne yazık ki bir şey üretilmiyor. Ruslar Afganistan'da on yıl kadar kalmış ciddi projelere imza atmışlar. ABD de aynı süreye yaklaştı ama dikili ağacı yok daha... SU AKAR AFGAN BAKAR SSCB Saleng geçidini açmış, Celalabad Hidroelektrik santralini yapmış. Yüksekliği 35 metreyi aşan muazzam baraj su tutmuş, dolup dolup taşıyor. Lakin su akıyor, işgalci bakıyor. Dünyaya teknoloji satan koca ABD iki türbin getirip de elektrik üretmeyi beceremiyor. Halbuki elektriğe ilaç gibi ihtiyaç var, bu pırpırlanan cereyan ile üretim müretim olmaz. Enerjiyi çözemezseniz hiçbir sanayici tesis kurmaz, işsiz gençler de canınızı sıkar. Washington'un ülkeyi düze çıkarma gibi bir derdi yok, Ebu Gureypçiler dizginleri bırakmıyor. Asker artırmaktan, şiddetten terörden medet umuyorlar. Ki Afganistan'a yollanan her Yanki yılda 1 milyon dolara mal oluyor. TESİSLER ÇÜRÜYOR Kabil'de kurulmuş iyi kötü çalışmış bir çorap fabrikası var, şu an işletilemiyor. Yağ fabrikasının kapısında kara kilitler sallanıyor. Ruslardan kalma asfalt tesisi de çürümüş gitmiş, çalınan çalınmış, kaldırılamayanlar ortada... Bu metruk şantiyede gerilim filmi çevrilir ancak. Halbuki Kabil sokaklarının ne çok ihtiyacı var ona! İnşaat en hızlı sektör ama demir çimento gibi yükte ağır malzemeler bile Pakistan'dan geliyor. Yine Rusların kurduğu çimento fabrikası öölece bekletiliyor. Halbuki % 95'i bitirilmiş % 5 daha harcansa imalata başlayacak. TAŞI TOPRAĞI CEVHER Deneme üretimlerinde elde edilen ürün çok kaliteli çıkmış zira kullanılan toprağın hususiyeti var. Peki ne zaman çalışır? Bir başka bahara! Devletin böyle bir fabrikası olduğundan haberi var mı acaba? Afganistan'ı düze çıkarmak kolay değil ama nefes aldıracak sektörler de var. Bir kere kuru yemişte dünya standartlarının çok üstündeler. Kaldı ki suni gübre, tarım ilacı tanımıyorlar. Bedahşan eyaleti yakut, zümrüt, safir, topaz kaynıyor. Bunları torbalayıp satarsan para kazanmaz ama işleyip de sunarsan... Türk kuyumculuk sektörü son yıllarda sıçrama yaptı. Afganlılar bu tecrübeyi kullanmalılar! RENK ONDA AHENK ONDA Batılı milyarderlerin malikanelerini süsleyen Afgan halıları bizim Yağcıbedir halılarını andırsalar da daha özenli ve daha ince desenliler. Sağdan bakıyorsunuz başka renk, soldan bakıyorsunuz bambaşka. Sanki kadife gibi gölgeleniyor, ahenkle dalgalanıyorlar. KAPRİSLİ GÜZEL Afgan tazıları, meraklılarının edinebilmek için büyük paralar vermeyi göze aldıkları cins bir köpek. Siz bakmayın onun uzun saçları ile evin kızı gibi kırıttığına, kartal gibi hızlı ve kurt gibi yırtıcıdır icabında. En büyük hususiyeti hız kaybetmeden keskin dönüşler yapabilmesidir ki tavşanların ensesinde bitiverir bir anda. Afgan Hanları onu kar leoparlarını sıkıştırmakta kullanırlarmış. Neticede leopar da bir kedi, köpek dediğin kediyi kovalayacak di mi ama. Şefkatlidir de, civcivmiş, yavru kediymiş, dokunmaz asla... Avrupalılar ona kuşkuyla yaklaşırlar. Köpekse de köpekleşmez, kuyruk sallamaz zira... Kaştan gözden anlayacak kadar zekidir, tavrınızı hissederse küser, defterden silip atar. Kaprisli midir? Bilemem ama sanırım güzelliğinin farkında... DEĞERLERİMİZ ORTAK En sık rast geldiğimiz soru Müslüman mısın? İnanın bu kanıma dokunuyor. Başımıza poşuyu sarmışız işte, göğsümüzde nazlı hilal! Anadolu'dan gelen biri ne olabilir ki başka? Sanırım bazıları bu ülkede de ceberut CHP laikliğini pazarlamaya kalkıyor. Beyhude bir çaba, o malın, bu ülkede alıcısı yok! Oysa Vehhabi Suudi Arabistan ile Şii İran çok planlı gidiyor, % 85'i Sünni Hanefi Maturidi olan bir ülkede zemin tutmaya çalışıyorlar. Onların şu insanlara anlatacakları hiçbir şeyleri yok. Halbuki bizi aynı şeyler heyecanlandırıyor. Belh'li Mevlana'mız ortak, yetmez mi daha! Un var yağ var şeker varFEDA OLSUN Yunus Gürbüz: Afganistan'a yaptığımız yatırımı Anadolu'ya bile yapmadık. Bu insanları seviyoruz, keşke daha fazlasını yapabiliyor olsak... KÂBİL'İN YÜZDE 70'İNİ BİZ YAPTIK Yunus Gürbüz genç bir iş adamı, 7 yıldır burada ve yaşı 30 bile değil... "Biz Karizma İnşaat olarak üst yapı işi yapıyoruz" diyor, "iki tane özel üniversite, hastaneler yaptık. Afganistan'ı yeniliklerle tanıştırdık ve tanıştıracağız da... Beton santrali kurduk, plastik doğrama işine de giriyoruz, ki bu tesiste de 300 civarında yerli çalışacak. Eskiden 90 Türk vardık şimdi 12 kişiyiz. Demek ki çok adam yetiştirmişiz. Piyasaya yaklaşık bin usta kazandırdık, bir zamanlar 120 dolar alıyorlardı, artık 750 - 800 dolara iş bulabiliyorlar. Afganistan'ın zengini çok zengin, fakiri pek fakir. Eğer, iyilik yapmak istiyorsan balık tutmayı öğreteceksin onlara. İşi bizim yanımızda öğrenenler NATO'dan ihale almaya, fabrika kurmaya başladı ki bu bizi çok sevindiriyor. Son günlerde Kâbil'de restoranlar beliriyor demek ki kazanç artıyor. İnsanlar işine gücüne döndükçe hadiseler de azalacak. Devletle iş yapmak kolay değil, zira senin anlaştığın adam başka yere tayin edilebiliyor. Evet paramız kaldığı da oldu ama iş işi açıyor. Yollara çıkıyoruz arabamız bozuluyor, hiç korku duymuyoruz çünkü Türk'sen kimse dokunmuyor. Kaza geçirdik hastanelerde yattık para almadılar. ÇIĞIR AÇTIK Kunduz yıllardır suya hasretmiş, 240 metreden tatlı su çıkardık bir hafta şenlik yaptılar. Baktık bırakmayacaklar kaçtık adeta. Sonra zemin etüdü yapmayı öğrettik onlara... Her hafta kat atınca şaşırıp kaldılar. Ancak yerlilerin inşaat kalitesi düşük, burası fay hattı ve bu beni çok korkutuyor. Bazen yarım binaları tamamlamamızı istiyorlar. Hayır diyorum hafriyatımı yapmadığım binaya başlamam. Beton istedikleri zaman kalıplara bakıyorum, içime sinmezse vermiyorum. Bence birçok binanın yıkılması lazım, hem iskeletleri cılız hem de yığma tuğla gibi ağır bir malzeme kullanıyorlar. Evet, ucuza mal ediyorlar ama pahalıya patlayacak. Burada büyük bir konut açığı var, Türk müteahhitlerine (Hatta TOKİ'ye) çok iş çıkar. Bunlar temiz efendi insanlar, sevildiklerini biliyorlar. Bir bahane ile ellerine 40-50 dolar tutuşturuyor, bu özenli çalıştığın için" diyorum, şaşırıyorlar. Halbuki arabayı sert kullanıp parça kırsa, bin dolara mal olacak bana... HABERİNİZ OLSUN... * Kabil'de Türk iş yerleri açılıyor. Şehirde hemşehrilerimizin işlettiği marketler, Antep işi kadayıf baklava şöbiyet yapan tatlıcılar var. * İHA Afgan gençlerine kamera, ışık, montaj seti kullanmayı öğretiyor, dahası naklen yayın arabası, reji, uydu bulma, gibi detay konularda yetiştiriyor. * Kâbil'de birçok Türk yardım cemiyeti kurban kesimi yapıyor. İhlas Vakfı biraz daha kuytulara açıldı, Şıbırgan'daki garipleri unutmadı bu bayram. * Aryana Afgan Türk okullarının büyük bir itibarı var. Çocuklara dört lisan öğretiyor, fen derslerinden şampiyonlar yetiştiriyorlar. * Afgan televizyonları Hind ve İran yapımı filmlerin tasallutu altında. Ancak son bir aydır reytingleri darma duman eden, iki dizi başladı. Bunlardan biri "Vadi-i Guran" öbürü "Esrar-ı dünya" Açıklayayım efendim biri "Kurtlar vadisi" diğeri "Sır kapısı!" * Bazı bölgelerde yabancıları "ayaklı dolar" gibi görüyor, adam kaçırıyorlar. Fidye rayiçleri makul, sürümden kazanıyorlar. * Sağda solda tahrip olmuş Rus tankları var ve güzel görüntü veriyorlar. Ancak mayınlar tanklar kadar şirin değil. Ortalık topuğu kopmuş gençlerden geçilmiyor. * Devlet dairelerinde rüşvetin yaygın olduğu söyleniyor ancak 2 hafta kalıyorum gümrüklerden geçiyorum, trafikte takılıyorum kimseden öyle bir talep gelmiyor. * Afgan halkı iyi hoş da nasihatten hoşlanmıyor. "Kadınları burkadan kurtarın çalışma hayatına katın" sözünden bıkmışlar. Kadın ve aileden sorumlu Bakan Banu Gazanfer bizim kızlarımız dilerlerse baş örtüsüyle de okuyabiliyor deyip laf sokuyor. * Halk İSAF'ın Taliban'a askerî malzeme verdiğine inanıyor. Her şey olabilir, zira ABD İngiltere çekişmesi gözden kaçmıyor ve bunlar birbirlerinden nefret ediyor. * Türk Ordusu muhabir güç bulundurmamakla en doğrusunu yapıyor. Ve kendini anlatmayı beceriyor. Kabil caddelerinde büyük reklam panoları. Sarıklı sakallı yaşlıların elini öpen Türk subayları görülüyor. Dileriz Anadolu insanı da kıyafeti yüzünden kışla kapısından kovulmaz bundan sonra. Un var yağ var şeker varAKLIM KABİL'DE KALDI Aynı şeylere inanıyor, aynı şeylerden hisleniyor ve benzer tepkiler veriyoruz. Bu temiz, vefalı insanlar için ne yapabiliriz acaba? Unutmayın onlar İstiklal Savaşında bileziklerini küpelerini yolladılar Anadolu'ya.. Un var yağ var şeker varSEYYAR BANKA! Afganistan sanıldığının aksine güvenli, amcanın önünde belki 100 bin dolar var, akşam torbayı omzuna vuracak evinin yolunu tutacak. Un var yağ var şeker varYİNE ESKİSİ GİBİ Orduyu milli uhdesinde her millettten asker var ve iyi anlaşıyorlar. İşte bir Türkmen'le, bir Peştun birlikte poz verebiliyor. Un var yağ var şeker varAFGAN NAYKLARI Afganlılar zeki ve üretken insanlar, gençler için kara lastiklere takla attırmış Nike formu kazandırmışlar. Yaşlılar ise yeleksiz çıkmıyor. Un var yağ var şeker varYILIN MOTİFLERİ Renkleri ve motifleriyle daima zirveye oyanayan Afgan halıları zenginlere hitap ediyor. Üzerinde Kalaşnikof, RPG olan parçalar kara mizah! Un var yağ var şeker varPARA DEĞİL VALLA Halı pazarında rastgeldiğimiz parçalara vuruluyoruz, pahalı da sayılmazlar. Sırf buradan halı taşıyan yükü tutabilir pekala... Un var yağ var şeker varDOĞUŞTAN SANATKÂR Afganistan tamircileri en teknolojik otomobillerden bile anlıyor, icabında çıkma parçaları kullanıyor bir şekilde yürütüyorlar. BİTTİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.