Ağaoğlu doğru yolu buldu!

Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu istifa ederek olağanüstü kongre yolunu açtı. Ve de kendisi de benden bu kadar diyerek başkanlık kapısını da açtı. Eh şampiyon olduktan sonra o takıma, haberlere göre, 14 yeni transfer yaparsan ve de doğal olarak borç yükü artarsa, en doğru karar budur. Avcı kalacak mı peki? Bu sorunun gündeme bile gelmesi yanlıştır. Baksanıza Ümraniyespor’a evinde kaybeden koca Trabzonspor’un yeni bir hocanın emrine verilmesi doğal değil midir? Zaten yeni hoca meselesi de ha bugün ha yarın... 

 

Florya işi tamam!

 

Geçtiğimiz cuma günü bizim spor sayfasında mini bir haber vardı. O da Galatasaray’ın artık Florya’nın tamamına sahip olduğu hakkında idi. Bu Özbek yönetimi için bir başarıdır. Malum tesisler de Kemerburgaz’a kurulacak. Bence bu kazanç en az, gelirse şayet, şampiyonluk kadar önemlidir.

 

Sağ olasın Ferdi!

 

Fenerbahçe Kayseri’de önemli bir galibiyet elde etti. Çünkü öndeki rakibi Galatasaray haftayı cepte üç puan ve üç golle kapatacak idi. Yani Gaziantep FK maçı... Ve Ferdi muhteşem şutu ile işi bitiriyordu... Hâl böyle iken bu zor oyunda 2-0 öne geçmek büyük avantaj oluyordu. Ama o da ne? Ön blok komple değişecek idi... Orta alan da Arao dışında... Yani rakibe, “Gel paçayı kurtar” daveti değil midir bu? Nitekim gol yenildi. Bu Jesus harikası dua etmelidir ki, bir beş-altı dakika daha kalmamış idi. Pardon bitirmeden, bu muhteşem (!) hoca lig play-off ile bitsin demişler. Ne yani senin ufuk şimdiden karardı mı?  

 

Guidetti için ne yazmıştım?

 

Eczacıbaşı, Vakıfbank’ı âdeta dümdüz ederek 3-0 yendi. Boskovic sayı üstüne sayı aldırırken, tabii ki maçın da oyuncusu seçildi. Bu sonuç Eczacıbaşı’nı şampiyonluğa taşır gibi idi sanki... Ama Fenerbahçe yeniden doğarken bu Eczacıbaşı’nı dümdüz etti. Peki, millî takımdan hadi ayrılan diyelim, Guidetti için Vakıfbank’ın herhangi bir planı var mı çok merak ediyorum doğrusu... 

 

Florya’da petrol çıktı mı?

 

Galatasaray’ın bir de Firmino transferi için kolları sıvadığı şeklinde bir haber vardı bizim gazetede pazar günü...  Kaça mı mal olur? Sanırım çuvalla paraya... O hâlde düne kadar yazılan, söylenen borç falan yalanmış... Bir de dolaşan sözler böyle davranmanın sebebi de Şampiyonlar Ligi’ni kazanmak imiş... Ah ah rüyalar bir gerçek olsa derler ya... 

 

Meral Abla masadan kalktı da... 

 

Meral Akşener abla malum masadan kalkıp, “Bu işte ben yokum” dedi. Vallahi ekranların ve gazete sütunlarının haberi böyle oldu. Şimdi ne olacak diye soran sorana... Orası beni ilgilendirmez de asıl önemli olan nedir bilir misiniz? Bu Meral Abla bir otobüsün üzerinde konuşma yaparken eşi bir konuda uyarmış idi. O da tepki olarak eşinin koluna tokadı çakmış idi... Ben de diyordum ki iyi ki masadan birine çakmadı öyle bir tokadı... Meğerse döneklik varmış işin içinde... Şimdi mi? El bebek-gül bebek... Yahu siyaset kimlere kaldı be! Asıl merakım düne kadar bunlara oy verenler bu döneklik gösterisine yine oy verecek mi? O zaman memleket mi değiştirsek acaba!  

 

Salih neden çıktı Hoca’m?

 

Beşiktaş yenileri ile diyelim, Ankaragücü’nü yenerek nefes aldı. Cenk’in bu maçta gol atamayışı ise tamamen rakip kalecinin iyi yer tutması ve vücudunun tamamını kullanmasından kaynaklandı. Gelelim başlığa... Salih bizim gazetede öyle idi, maçın oyuncusu seçildi. Golünü attı, Aboubakar’a pası verdi, savunmaya yardımda hiç kusur etmedi. Ama baktık ki oyundan alınıyor. Şenol Hoca’m bunu neden yaptı acaba? Sakat ise tamam. Ama maç kopmuş değildi ki... 

 

Rekortmenlere bak be!

 

Bizim gazetenin salı günkü manşetlerinden birinde “Dört Büyükler” olarak gösterdiğimiz malum kulüplerimizin şu kısa dönemde yaptıkları transferler sıralanmış... Eh malum firmaların hiç borcu yok ki... Neden yapmasınlar? Yanlış hatırlamıyorsam bizim TFF 1993’te özerk konuma kavuşmuştu. O hâlde üst düzey yetkililer sinip oturacak mı? Sakın ülkede futbol neden ileri gitmiyor diye düşünmeyiniz.  

 

Hadi bakalım gösterin kendinizi!

 

Fenerbahçe, Başakşehir ve Sivasspor Avrupa Kupası maçlarına çıkıyor bu akşam.. Genel klasmanda hiç de iyi durumda değiliz. Bu turu geçmemiz şart gibi sanki... Peki ya rakipler? Bu Avrupa maçlarında liglerin son durumu hiç ölçü olmaz bence... İyi organize olalım, rövanşlara avantaj taşıyalım...